HABER MERKEZİ – Türk devleti 2015 yılında yaşanan özyönetim süreçlerinde hafızalardan silinmeyecek katliam ve uygulamalara imza attı. Cizre’de özyönetim direnişini hazmedemeyen devlet, çok sayıda genci bodrumlarda yakarak katletti, binlerce sivilin evlerini yıkarak topraklarından etti. Gençler, adeta ‘neden sağ kaldınız’ denircesine işkencelerden geçirildi, cezaevlerine yollandı.
O süreçte Cizre’de ninesiyle birlikte yaşayan 23 yaşındaki Kürt genci Resul Özdemir de saldırılar sırasında yaralandı. İki yıl önce tedavi olmak amacıyla ailesinin bulunduğu İsveç’e geldi. 15 yıl kesinleşmiş hapis cezası da dahil olmak üzere, yaşadığı süreçle ilgili tüm delilleri sunmasına, yaşadıklarını anlatmasına rağmen İsveç, Özdemir’in iltica başvurusunu reddetti. Bundan 6 ay önce de iade edilmek üzere Kürt gencini tutuklayarak cezaevine koydu.
Korsanvari iade
Konu, İsveç medyasına da yansıdı. Kamuoyunun tüm demokratik çağrılarına ve avukatlarının tüm hukuki girişimlerine rağmen Özdemir, geçtiğimiz günlerde Türkiye’ye iade edildi. Türk medyası yine sahte zafer naraları atarak, Özdemir’in “YDG-H Cizre sorumlusu” olduğunu iddia etti.
Koronavirüs salgınından dolayı uluslararası sınırların kapandığı bir süreçte İsveç, Türk istihbaratıyla ortaklaşarak özel bir uçakla Özdemir’i Türkiye’ye gönderdi; üstelik ailesi ve avukatlarına dahi haber verilmeden.
Çıkarları için teslim ettiler
Konuyla ilgili Yeni Özgür Politika gazetesine bilgi veren baba Hacı Özdemir, oğlunun iade haberini Cizre’de yaşayan annesinden öğrendiklerini dile getirdi. Türk devletinin somut hiçbir delile dayanmadan 15 yıl hapis cezası verdiğini; İsveç devletinin ise, çıkarları uğruna insan haklarını ayaklar altına alarak oğlunu bir kez daha mağdur ettiğini belirtti. Oğluyla son olarak 20 Nisan tarihinde telefonla konuştuklarını söyleyen baba Özdemir, “Polis merkezinin 2. katında bir hücreye almışlar. Gece boyunca ışıkları açarak, yüksek sesle konuşarak psikolojik işkenceye maruz bırakmışlar. Bundan sonra teslim edileceğini anlamış. Ve bize de söyledi. Biz de avukatları aracılığıyla resmi kurumlara sorduk. Ama böyle bir şey yok dediler. O kurumlara dava açacağız” diye konuştu. Özdemir, bütün devletlerin Kürt halkına bakış açısının “kurt-kuzu” hikayesi olduğunu ifade ederek, kamuoyunu tepkilerini göstermeye çağırdı.
Kendi yasalarına saygısı yok
Resul Özdemir’in avukatı Abdullah Deveci de, müvekkilleriyle son olarak 17 Nisan’da görüştüklerini belirterek, iade sürecinin yaklaşık 6 aydır İsveç medyasında işlendiğine ancak son birkaç gün içinde hiç kimseye haber verilmeden gerçekleştiğine dikkat çekti. Deveci, oturum başvurusu yapan bir kişinin ret alması halinde bile, İsveç yasalarına ve uluslararası antlaşmalara göre işkencenin olduğu belirtilen ülkelere teslim edilemeyeceğini vurguladı.
İsveç mi Türk makamı mı belli değil!
Abdullah Deveci, müvekkilinin oturum için İsveç devletine başvurmasına rağmen, İsveç Göçmen Dairesi, Göçmen Mahkemesi ve Göçmen Üst Dairesi tarafından oturum başvurusunun “PKK’li olup, savaşta yer aldı” denilerek reddedildiğini belirtti.
Durumun İsveç adına utanç verici olduğunu söyleyen Abdullah Deveci, iadenin durdurulması için 2 ay önce AİHM’e başvurduklarını, Birleşmiş Milletler İşkence Kurulu’na tekrar gideceklerini söyleyerek, İsveç İç İstihbaratı ve İsveç Göçmen Mahkemeleri’nin tutumuyla ilgili yasal süreç başlatacaklarını, durumu İsveç Parlamentosu’na taşıyacaklarını belirtti.
Demokrasi tarihi açısından utanç verici
Norveç’in Kürt kadın siyasetçi Gülizar Taşdemir’i geçtiğimiz yıl benzer şekilde Türkiye’ye teslim ettiğini ve bundan dolayı mahkum edildiğini hatırlatan Avukat Deveci, “İsveç ise bu kararla demokrasi tarihi ve insan hakları konusunda bir utanca imza attı” dedi. Deveci, eğer tepki verilmezse buna benzer kararların artacağına dikkat çekerek, duyarlı yaklaşılması çağrısında bulundu.
İsveç, Türk istihbaratına danışıyor
Son zamanlarda Avrupa’da tüm istihbarat örgütlerinin beraber çalışarak özellikle Kürtler, demokratik, sol ve kadın hakları savunucusu olan tüm muhalif kesimlerin önce istihbarata çağrıldıklarını, ardından da birçoğunun oturumlarının reddedildiğinin bilgisini veren Deveci, “Son günlerde arttı bu durum. Türk istihbaratına danışılarak HDP çalışanları ve sempatizanlarına oturum vermiyorlar” dedi.
Özel uçakla kaçırdılar
Skandal karar ile ilgili görüştüğümüz İsveç Demokratik Kürt Toplum Merkezi Eşbaşkanı Rıdvan Altun da, korona salgını döneminde siyasi mülteci olan birisinin istihbarat örgütlerince özel uçak tutularak kaçırılmasının “mafyavari” olduğunu belirterek tepki gösterdi. Kendilerinin de 6 aydır Kürt siyasi mülteci Özdemir’in iadesinin durdurulması için kamuoyu yaratmaya çalıştıklarını bundan sonra da sürecin takipçisi olarak tepkilerini dile getirmeye devam edeceklerini söyledi.
Kaynak haber: https://yeniozgurpolitika.net/isvecte-mit-isbirligiyle-korsanvari-iade/