HABER MERKEZİ – BEKSAV ve Jin Art’ta kültür-sanat çalışmalarında yer alan kadınlar, her türlü şiddete karşı 8 Mart’ta ezgileriyle sokaklarla olacak.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü yaklaşırken, kadınlar her alanda erkek egemen sisteme karşı itirazlarını dile getirmeye hazırlanıyor. Kadınlar, kültür-sanat alanında da hem erkek egemen anlayışa hem de iktidarın saldırı politikalarına karşı var olma ve üretme çabası içerisinde.
Bilim Eğitim Estetik Kültür Sanat Araştırmaları Vakfı (BEKSAV) Eş Başkanı Canan Kaplan, sanatta eril anlayışa karşı yürüttükleri mücadeleyi 8 Mart’a taşıyacaklarını belirtti. Sanatta kadın emeğinin görünmediği ve niteliğinin değersizleştirilmeye çalışıldığı bir dönemde olduklarını belirten Kaplan, “Kadının üretimini, niteliğini daha fazla öne çıkarmak, daha fazla görünür kılmak gibi bir çabamız var” dedi. AKP iktidarının kadınları kamusal alandan uzaklaştırma çabasına karşı kadınların mücadelesine vurgu yapan Kaplan, “Kadının sanatta da var olduğunu tüm dünyaya kanıtlama çabası çok değerli bir çaba. Kadınlar ayakta ve bu çaba kapsamında bir şeyler üretiyorlar” diye belirtti.
İKTİDARIN ‘TEK TİP’ SANAT ANLAYIŞI
İktidarın bir ideolojiye çevirdiği “tek tipleştirme” politikasının sanat alanında engellemeler ile varlığını sürdürdüğünü ifade eden Kaplan, “Kültür alanında kuramadıkları hegemonyanın acısını bu şekilde alternatif kültür-sanat üreten kurumlara yönelik baskılarla çıkarmaya çalışıyorlar. Tek tipleştirmeye, korkutmaya, tek tipleştiremediklerini susturmaya çalışıyorlar. Bunu da alternatif sanata fırsat tanımayarak, salon vermeyerek, konserlerini iptal ederek yapıyorlar. Çok çeşitli yasaklamalarla karşı karşıyayız” ifadelerini kullandı.
Kadınların çok yönlü saldırıların olduğu bir süreçte 8 Mart’ı karşıladıklarını ifade eden Kaplan, “Kadın hareketi bir eşiğe gelmiş durumda, ya bu eşiği atlayacak ve elinden alınmaya çalışılan kazanımları yeniden elde edecek, ya da sadece savunma pozisyonunda kalacak” dedi.
8 MART’A HAZIRLANIYORLAR
BEKSAV olarak 8 Mart’a solisti olduğu Sarya Müzik Grubu’nun kadın ezgileriyle hazırlandıklarını ifade eden Kaplan, ezgilerle kadın cinayetlerine ve kadın direnişine dikkat çekeceklerini söyledi. Kaplan, “Bir şarkımız kadın cinayetlerine dair, bir şarkımız ‘jin, jiyan, azadî’ direnişine dair. ‘Yaşamak istiyoruz’ adlı şarkımızı katledilen Özgecan Aslan’a adadık. Geçen hafta tutsak kadınlara 8 Mart kartı gönderdik. Bir ayağımız sokakta, bir ayağımız stüdyoda. 8 Mart’ta hem içerideki hem dışarıdaki kadınlara isyanı birlikte büyüteceğimizin sözünü vermek istiyoruz” ifadelerini kullandı.
‘ÇÜRÜMEYE KARŞI ÖRGÜTLENMEK’
Toplumsal çürümenin, umutsuzluğun, bireyselleşmenin derinleştiği bir dönemde 8 Mart’ı karşıladıklarını belirten Kaplan, umutsuzluğa karşı, tek çözümün örgütlülük olduğunu vurguladı. Kaplan konuşmasını şu şekilde noktaladı: “Örgütlenmenin bu çürümeye, bu bireyselleşmeye karşı kolektivizm ilkesinin, kolektif aklın adresi olduğunu düşüyorum. Herkesi örgütlenmeye çağırıyorum. Umutsuzluğa karşı direnişin tek yolunun bu olduğunu düşünüyorum. Direnişe ve toplumsal tecride karşı herkesi sokakta olmaya, sokakta olanlarla birlikte olmaya ve onları desteklemeye çağırıyorum.”
JIN ART’TA ERBANE GRUBU KURDULAR
İzmir’de faaliyetlerini sürdüren Jin Art’da eğitim gören kadınlar ise, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla erbane grubu oluşturdu. Grupta, 25 kadın yer alıyor. Grubun üyeleri, esnaf, akademisyen, öğretmen, öğrenci ve ev emekçisi gibi farklı meslek gruplarından oluşuyor. Her yaştan kadının yer aldığı grup, haftanın 3 günü bir araya gelerek, 8 Mart’ta hazırlanıyor.
KADINLAR ‘BURADAYIZ’ DİYECEK
Grup üyelerinden Belkize Bitkin (40), 8 Mart’ın tüm kadınlar için büyük bir anlam ve önem taşıdığını belirtti. 8 Mart’ı “kadınların direniş ve isyanı” olarak nitelendiren Bitkin, bu nedenle erbane grubunda bir araya geldiklerini ifade etti. Bitkin, “Kadınlar yaşamın her alanında dışlanmak isteniyor. Buna karşı biz Kürt kadınları da sesimizle, dilimizle, zılgıtımız, yöresel kıyafetimiz, rengimizle bu 8 Mart’ta yer alacağız” dedi.
Bitkin, 8 Mart’ın büyük bir direniş ve mücadelenin sonucunda elde edildiğini ifade etti. Kadınların bu yıl da erkek-devlet şiddetine karşı bir araya geleceğine dikkati çeken Bitkin, “Erkek egemen sistem tarafından toplumdan izole edilmeye çalışılan kadınlar, 8 Mart alanlarında ‘biz buradayız, toplumun kendisiyiz’ demek istiyor. 8 Mart’ta dünyanın her yerinde alanlara akan binlerce kadın da aslında aynı duyguları paylaşıyor. 8 Mart’ta İzmir’deki tüm direnişçi kadınları, alanlara, barış, özgürlük ve direnişi örgütleye çağırıyoruz” diye konuştu.
‘SANAT BİR HAYKIRIŞTIR’
Buca ilçesinde esnaflık yapan ve Jin Art’ta keman dersi alan Fatima İraz (32), 8 Mart için ayrıca erbane kursuna katıldığını aktardı. İraz, “Kadınlarla aynı çatı altında kolektif bir çalışma yürütmek beni çok motive ediyor. Çünkü sanat bir haykırıştır ve biz de yaşadığımızı haykırıyoruz. Kursa katılan kadınlar farklı meslek alanlarında çalışıyor. Ama bizleri sanata olan ilgimiz buluşturdu. Bizler de bu 8 Mart’ta müziğimizle alanlarda olacağız” ifadelerini kullandı.
‘KARANLIĞI YIKMA ZAMANI’
Özel bir hastanede asistan olarak çalışan Ceylan Tunç (33) ise, flüt derslerinin yanı sıra erbane kursunda eğitim gördüğünü söyledi. Tunç, “8 Mart benim için önemli. Çünkü kadınların o gün yaşamlarına sahip çıkma ve kendilerine reva görülen karanlığı yırtma günü. Nerede yaşamı değiştirmek ve geleceği umutla örmek isteyen kadınlar yan yana geldiyse orası 8 Mart alanına dönüşüyor” dedi.