HABER MERKEZİ – 22 yaşında Masha Amini adında Rojhilatlı bir Kürt genç kadın, saç telleri görünüyor gerekçesiyle “ahlak(sız) polisleri” tarafından güpegündüz darp, işkence edilerek ve yerlerde sürülerek komaya girecek duruma getirildi. Saç telleri görünüyor gerekçesiyle. İran faşist rejiminin kadın düşmanlığı, dincilik adı altında yürüttüğü kadını yok sayan politikaları her geçen gün daha da artıyor. Bunun son örneği ise Masha oldu. Hortlatılmış erkeklik kendisini o kadar çirkin şekillerde açığa çıkartıyor ki kadının saç tellerine bile tahammül edemeyecek düzeye ulaşmış durumda. Biliyoruz ki Masha ilk değil, bunun öncesinde de onlarca kadın bu şekilde darp edilerek teşhir edildi.
İran faşist rejiminin kadın düşmanlığı politikaları bu şekilde günyüzüne çıkarken, bütün toplumda nefret uyandırmaya devam ediyor. Elbet buna en büyük tepki kadınlardan geldi. Sanal medyadan takip edebildiğimiz kadarıyla binlerce genç kadın ve kadın hep bir ağızdan bu vahşi politikayı protesto etmek için İran rejim polislerinin bütün müdahalelerine rağmen “kadın, yaşam, özgürlük” sloganlarını haykırdığını gördük. Tahran’dan Rojhilatê Kürdistan’a kadar halk sokaklarda, serhildanlara geçerek “Bimre Diktarorî” sloganlarını haykırdı. Kadınlar Masha Amini’nin cenaze merasiminde başörtülerini çıkararak korkunun artık kadınlarda öldüğünü gösterdi. Yine dünya genelinde kadınlar tepkilerini göstermek amacıyla “saç yoksa günah da yoktur” diyerek saçlarını kazıtmaya başladılar. Bu direnç gösteriyor ki değil İran rejimi, on tane daha İran rejimi de gelse kadınları artık susturamayacaklar. Gelişen kadın örgütlülüğü ve kadın mücadelesi her anlamda meyvesini vermek üzere.
Bu yüzden idam, işkence, zindan, baskı, taciz- tecavüz ve tehditler artık kadınları korkutmuyor aksine daha da öfkelendirip ne kadar sancısı olsa da kadınların özgürlüğü daha yüksek haykırmalarını sağlıyor.
Erkek egemen sistem kendini her ne kadar kadınların katliyle ayakta tutmaya çalışsa da artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı Rojhilat ve İran’da gelişen protestolardan ve dünya kadınlarının gösterdiği tepkilerden çok bariz bir biçimde görülüyor. Kadınlar artık bu tahakkümden bezar olmuş durumdadır. Genç kadınlar bu durumdan bezar olmuş durumdadır.
Tabi bu gelişen direniş sadece Rojhilat ve İranla sınırlı kalmamalıdır. Kürdistan’ın diğer parçalarına da yayılmalıdır. Çünkü Masha bütün kadınların, genç kadınların bir parçasıdır. Unutmayalım ki Önder Apo’nun dediği gibi bir kadına yapılan haksızlığı hepimize yapılmış gibi ele almak zorundayız. Yoksa başka türlü bu kokuşmuş erkek egemen zihniyetin iğrenç politikalarından kendimizi kurtaramayız.
Yine faşist kadın düşmanı İran rejimi, Türkiye, Suriye, Irak, Amerika, Avrupa ülkeleri… yani hangi devleti de içerisine yerleştirirsek aynı zihniyetin farklı versiyonları olduğunu unutmayalım. İran bunu aleni bir biçimde yaptı diye diğer ulus devletlerin sütten çıkmış ak kaşık olduğunu düşünmeyeceğiz herhalde. Bu devletlerin de farklı bir biçimde kadını hergün katlettiğini unutmamalıyız. Ki faşist SS ve çetelerinin bu ülkeyi yönettiği Türkiye gibi bir devlet için bunu tartışma konusu yapma gereği bile duymuyoruz. Bu anlamıyla yanılgılı yaklaşımların olduğu da açıktır.
Laiklik adı altında Kemalizmin kadın özgürlüğünü sadece fiziksel değişimine indirgeyen zihniyetinde kadının katledilmesinin önünde bir engel veya özgürlük barındırdığını savunan ve buna binlerce kez şükür eden bir yanılgılı yaklaşımlar da duruyor. Türkiye’de ve Kürdistan’da kadınlar katledilirken saçları açık olduğu için katledilmediler mesela… Erkeği tahrik ettiği gerekçesiyle taciz ve tecavüze uğrayıp katledilen binlerce kadın var. Herhalde bunları burda çok fazla dile getirmeye gerek yok ki hepsi aleni bir biçimde ortada.
Velhasıl demem o ki eğer bir yerde çözüm arayacaksak Önde Apo’nun geliştirdiği Kadın Özgürlük İdeolojisi’nin tek çözüm adresi olduğunu unutmamamız gerekiyor. Eğer kadınlar olarak erkek egemen zihniyeti alt etmek istiyor, Masha ve Masha gibi binlerce kadının hesabını sormak istiyorsak Kadın Özgürlük İdeolojisi etrafında toplanmamız bizim için tek yol ve zorunluluktur.
Heval Yeşilgöz