HABER MERKEZİ
Bize Ne Çok Anlamsız Hayallerle, Ne De Çok Ulaşılmazmışız Gibi Yaklaşın
Daha ne idüğü belirsiz, başarıyı bir yana bırakalım, hiçbir doğru tarza gözünü dikmemiş, tüm ciddi siyasal, askeri, örgütsel ve ideolojik sorunlara ve bunların çözümüne kendini kapatmış, hatta iddiası bile olmayan birisinin aşkı ve duygusu olamaz. Tam tersine, onun kuracağı her ilişki objektif olarak ajan ilişkisidir. Ayrıca ilişkinin kaba biçiminden de bahsetmiyoruz. Bu konuda köylüler gibi kendimizi kandırmayalım. Duyguların özenle geliştirilmesi gereken tam bir sanatsal yanı vardır. Kaba değil, sanatsaldır. Estetik yanı, yani onun sanatla yeniden yaratılması sağlanmadıkça, yaşam güzel kılınmadıkça, kesinlikle anlamlı duygular ve yaşamlar gelişemez. Bütün bu konularda az çok çabası olanlar saygıdeğer bir adıma sahip olabilirler. Ama bizim karşımıza çıkan örnekler, tüm bunlara kendilerini kapatmış, sadece yenilmiş de değil, aynı zamanda tam bir karşı-devrimci tip durumundalar. Kördüğüm olmuş tipler aniden karşımıza çıkarak çarpık ilişkiyi dayatıyorlar.
İnsanlık tarihinde kadınla iddialı bir yürüyüşü gerçekleştirdik. Özgür kadına ulaşma iddianız olduğu için insan sizlere de güvenebilir, katılabilir, kendi dünyasını paylaşmak isteyebilir. Bana göre bu helal olandır; haram olan, mülkiyetin insanı çerçevelediği yerdir. Eğer bundan kurtulmayı sağlarsak, o zaman yüce duygular gelişebilir, irade ayaklanabilir, düşünce fışkırabilir. Sizleri çok mu zorladım? Ama unutmayın ki, hiç kimsenin sizinle olmadığı kadar sizinleyim. İddia edebilirim ki, en sevdiklerinizden daha fazla hem sevilenlerdenim, hem de sevenlerdenim. Kadın yoldaşlarını anlayan ve birlikte yürümeye çalışan kişi olduğum kanıtlanmıştır. Dolayısıyla çok zorlandığınızda, “Bu ne iştir başımıza gelen?” dediğinizde yadırgamayın. Onun nedeni ben değilim; nedeni yüz yıllardır kaybedilen kişiliğinizdir, kaybettiğiniz toplumsal gerçekliğinizdir, halktır, halkın özgürlüğüdür. Ben kaybettiklerinizi biraz var etmeye çalışıyorum. Bizden ne istiyorsunuz? Aşkı mı, emniyeti mi, güveni mi, düşünceyi mi istediniz de bizde bulamadınız? Biz bütün bunlarda iddialıyız. Taleplerinizi geliştirmeli, bunları bir yaklaşım gücüne kavuşmalısınız.
Bize ne çok anlamsız hayallerle, ne de çok ulaşılmazmışız gibi yaklaşın. Önderlik bir değerler sistemidir, ulaşılabilir. Yalnız kadınlar üzerinde değil, adına hareket yürüttüğümüz bu halk üzerinde de, öncü güç kılmaya çalıştığımız bu militanlar üzerinde de elbette amansız bir güç olacağız. Çünkü devrimler başka türlü yürümez. Ama bu yürüyüş, aynı zamanda sizin en çok muhtaç olduğunuz ve hemen hemen her şeyden önde gelen kimlik, şeref ve onur yürüyüşünüzdür. Zaten bu böyle olmasaydı, bir gün bile mecal bulamazdınız, değer vermezdiniz. Demek ki doğru yoldayız. Esas olan benim aşkım ve özgürlük tutkularım oluyor. Tanrıya bağlanır gibi bu halk da, siz kadınlar da buna bağlanma zorunluluğunu duyuyorsunuz. Belki hepinizden daha amansız bu ilkeye bağlanan kişiyim. Bu hayaller kimin hayalleri, bu aşk kimin aşkıdır? Ben bir faniyim, ama duygularım ve düşüncelerim yüzyıllara doğru akıp gidecektir. Bunun bireyle alakası yoktur. Tamı tamına bir halk bireyi, değerli bir insanlık parçasıdır. Onu ifade etmeye çalıştık, bu kabul görüyor ve bana yakıştırıldığı gibi kaçmadan bunu temsil etmek istiyorum.
Özgürlük ahlakında her şeyden önce güçlü olmak ve karşılıklı iradelerin özgür olması vardır. Özgürlük ahlakı kölece bağlılık biçimlerini kabul etmez. İnsanlar çok zayıf olduklarından değil, güçlü olmayı istedikleri için buna bağlanırlar. Yine güdülerine çok bağlı oldukları için değil, tutkularının ve duygularının yüceliğine göre bağlı olmayı esas alırlar. Oldukça resmi ve geleneksel ahlaka göre bir yuva kurmak için, bir aile ve onun amacı olan çocuklar için bir bağlılık geliştirmeyi esas almazlar. Toplumun temel yasalarına güç katabilmek için birbirlerine katılma gereği duyarlar. İlişkilerde ağlamak ve sızlanmak olmaz; toplumsal denetim mekanizmalarına bağlanarak da ilişkilere katılım söz konusu olamaz. Bu, ahlakın en temel özelliği, gelişmiş bir estetik duyguyu esas aldığı gibi, aynı zamanda güzelliği paylaşmaktır. Büyük zorlukları aşmak için de bu bağlılık gerekli olabilir. Herkes gibi benim de ilişkilerim olsun diye ilişki kurmam. Dikkat edilirse, bu biraz aşksal bir bağlılık kategorisine giriyor. Tanrısal düzeyi zorlayan yüce aşktır. Sizin tanrısal yüce aşklar için gücünüz yoktur, ama biz böyle olmak zorundayız.
Kadın çalışmalarına çok yüksek değer biçiyorum. Hiçbir erkek benim kadar kadın ilişkilerine, kadın çalışmalarına kendini vermemiştir. Kürtler gibi çok düşmüş, düşünceden ve duygudan uzaklaşmış bir halktan böyle kadınlar geliştirmek, bu çalışmanın büyüklüğünü göstermeye yeterdir. Erkekler ya karısıyla, ya kızıyla, ya da bir dostuyla ilgilenirler. Yani ilgilendikleri kadınlar bir elin parmak sayısını geçmez ve hiçbir erkek bunu aşamaz. Geliştirdikleri ilişkiler de çoğunlukla hakimiyet ilişkileridir. Bir profesör sözüm ona bir erkeğin aynı anda iki kadın sevebileceğini ispatladığını söylüyor. Bunu sanki çok büyük bir buluşmuş gibi yansıtıyor. Oysa ben bütün kadınları sevmekten bahsediyorum. Profesörün görüşü, bireyciliğin ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor. Sevilecek bütün kadınları sevmezsem, kendimi yetersiz görürüm. Düzeyim biraz böyledir.
Sizi unuttuğumuzu veya size yetersiz yaklaştığımızı düşünmemelisiniz. Aynı biçimde sizler de bizi ne çok abartılı, ne de çok yüzeysel değerlendirmelisiniz. Bu çalışmaların değerli olması için oldukça özen gösteriyorum. “Bizi anlamadı, görmedi, değerlendirmedi” gibi bir yüzeyselliğe kapılmayın. Daha iyi bir ilerlemenin imkanlarını sürekli göz önüne getiriyorum. İşler zordur, bu konuda gelişmeler adeta iğneyle kuyu kazar gibi oluyor. Gençlik enerjinizi kesinlikle yerinde kullanın. Yalnız günlük yaşam için değil, yaşamın fethedici bir gücü olmak için, ömür boyunca ve tam özgürlüğe kadar hem kendinizi buna yetkili görün, hem de mutlak başarılması gereken görevlerin sahibi olarak değerlendirin.
Size ekmek ve sudan daha fazla gerekli olan, bu özgürlük mücadelesi, onun kutsal anlamı ve savaşçılığıdır. Gerisi bana fazla anlamlı gelmiyor. Sizi birey olarak mutlu edebiliriz; sizin için iyi giyecekler, iyi yataklar, iyi yiyecekler de hazırlayabiliriz. Ama bütün bunlar bana anlamlı gelmiyor. Oldum olası bunlara itibar etmedim. Benim itibar ettiğim, kölelik düzeyinin aşılarak özgürlük düzeyinin gelişmesidir. Bu bana altından daha değerli geldiği için, bu temelde bir uğraşıyı tutkuyla sürdürmeye devam ediyorum. Bana göre ihtiyacımız en çok da bunadır. Sıcağı veya soğuğu bile vız gelir, hatta bireysel endişelerin de hiçbir anlamı olamaz. Çünkü bu, savaşların en kutsalıdır. Mutlaka bir ütopyadan bahsedilecekse, bu en değerli ütopyadır. Buna neden bağlanmayalım? Şimdiye kadar bunun ortaya çıkardığı değerlerin herkes üzerindeki ezici etkisini gördük. Ne diye bunun daha fazlasını yapmayalım? Ben bile büyük çözümü buldum. Ne diye bunu daha da genelleştirip derinleştirmeyelim? Güzel insanlarımızı yaratıyoruz; daha fazla tutkuyla sarılıp neden zaferi kesinleştirmeyelim?
Pkk Hareketi Bir Özgürlük Hareketidir
Kadının özgür örgütlenmesine ve güç haline gelmesine yüksek değer biçiyoruz. Kadın ordulaşması boşuna söylenen bir laf değildir. Değer yargılarıyla, temel moral değerleriyle, örgüt gücüyle, hatta yaşam planıyla kadın ordulaşması en dönüştürücü toplumsal bir güçtür. Kadının daha şimdiden tutsaklıktan çekilmesi büyük bir gelişmedir. Özgürlük ordusunun gelişiminden, kendi kimliğini ve kendi gücünü ortaya koymasından hiç çekinmemek gerekir. Bir kadına yapılan haksız, geri yaklaşımın bütün kadınlara yapıldığı sonuna kadar anlaşılmalıdır. Her kadın militan özgür kadın kişiliği ve gücünün yetkin bir temsilcisi olmayı bilmelidir. Nasıl ki ülkesi ve halkının özgürlük mücadelesinde gerektiğinde bilerek hayatını veriyorsa, kendi özgürlüğü için de hayatını ortaya koymasını ve bu konuda da ilkeli olmasını bilmeli, bireysel kurtuluşun mümkün olmadığını görmelidir.
Hemcinsinin toptan kurtuluşunu gözetmeyen, tam tersine bundan kaçınan bir kadının, sahte ve oportünist bir kadın olduğu görülmelidir. Kadın militanlığında gözetilmesi gereken temel tutum, cinsin topyekûn kurtuluşuna gösterilen ilgi ve çabada görülmelidir. Bireysel kaçış, kurtuluş yolundaki halklar için nasıl mümkün değilse, kadın için de mümkün değildir. Bu bireycilik mutlaka aşılmalıdır. Anlayışta, pratikte ve örgütlenmede bir kadın gücünün olduğunu kesinlikle kanıtlayabilmeliyiz. Bir kadına haksız yaklaşıldığında toptan ayağa kalkmak gerektiğini düşünecek kadar sorumluluğunuzu gelişkin kılmalısınız. Temel kurtuluş değerlerini hiç kimseye çiğnetmemelisiniz. Bu konuda son derece ilkeli, uyanık ve sorumlu hareket etmelisiniz. Net düşünceleriniz kadar, yerinde ve keskin davranışlarınız, yanlışlıklar ve hatalı yaklaşımlar karşısında kendini çekinmeden göstermelidir.
Yücelişler var ve bunlar bizim için tanrısal değerdedir. Ona ulaşmayı her zaman esas alacağız. Yücelişi sürekli bir tutum olarak kendimize yakıştıracağız. Erkek de, kadın da bu konuda gerekeni yapacaktır. Biz bu devrimi yapacağız; bizim için en önemlisi de budur. PKK’de öncelikle bunun gerçekleşme biçimini bütün bağlantılarıyla ortaya çıkarmalısınız. Tartışma özgürlüğü var. Hiçbir tabuya ve ayıba gerek yoktur. Geçmişte nerede, nasıl, hangi tür yanlışlıklar ve düşüşlerden gelmiş olursanız olun, PKK Hareketi bir özgürlük hareketidir; kölelerin ve düşmüşlerin ayağa kalkış hareketidir. Bireyler öyle olduğu için kimse ayıplamıyor. Ayıp olan, yücelişin ilkelerine ve kazanılmış değerlerine en aşağılık kölelerin diliyle saldırılması ve onun ifadesi olunmamasıdır. Son dönemlerdeki çalışmalarımın önemli bir yönü de budur. Sonuna kadar yücelişe, özgürlüğe ve güzelliğe evet derken, buna karşılık sonuna kadar amaçtan ve başarıdan kopuşa, özellikle onun sözüm ona müthiş bencil ve ihanete kadar götüren ilişki tarzlarına hayır diyoruz. Gerçek namus da bu konuda sonuna kadar evet ve hayır denilmesi gerekeni söyleyebilmektir.
Boyutlaşmanın olduğu yerde karşı kutbu da gelişir. Bu çılgınca gelişiyor ve herhalde doğal olanda budur. Çelişkiler böyle çözüme gidiyor. “Bu çelişkileri çözeceğim” diyenin, yarın içinizde nasıl bir karşı devrimci ses vereceğini hep beraber göreceğiz. Önderlik tarzından en iddialı olanlar, “Ölüme kadar asla düşüşe yer vermeyeceğiz, başka ilişkilere yer vermeyeceğiz” diyenler, şurada veya burada düşüşün en ince sanatını geliştiriyorlar. Kişileri bütün siyasal boyutuyla, dolaylı veya direkt düşmandan kaynaklanmış yönleriyle, bilinçli veya bilinçsiz yaklaşımlarıyla değerlendirmeliyiz. Sadece duygu çözümlenmesi yetmez. Ama bu yönüyle çözümlesek bile, bu ikiyüzlülüğü nasıl yaşıyorlar diye bir çözüm de oldukça ilginç bir biçimde gelişecektir.
Gerek bana yolladığınız, gerekse bana yollamak isteyip de yollayamadığınız duygu ve düşüncelerinizi aldım. Her satırı bana anlamlı geldi. Oldukça derinlikliydi. Olumlu buldum. Gerçekten de tarih boyunca kaybettirilen kadının şu anki düzeyi kurtuluş umudu veriyor. Gelişmenizi, derinleşmenizi, pratikleşmenizi diliyorum. Benimle ilgili dolu dolu yaklaşımlarınız var. Benim için bu cümleler değer ifade ediyor. Uygarlık tarihinin geliştirdiği erkek egemen toplumda, şımarıklaşan, zalimleşen ve sömürücüleşen erkeği iyi yakaladım. Benim kadının özgürlük arayışına verebileceğim en iyi cevap bu erkeği yakalamak, onu çözmek ve bu erkeği öldürmektir. Yani önce yakalama, sonra da öldürme. Yapmak istediğim buydu. Bunu daha da derinliğine götürmek istiyorum. Buna cesaret edebilmek büyük bir iştir. Barış kişiliği temelinde erkeği yeniden ortaya koymaya cesaret edilmiştir. Yani eski erkek çözülecek, öldürülecektir. Bu temelde sevginin ve barışın önü açılacaktır. Sizin bunu kavramanız önemlidir. Kendimin de bu temelde tamamen sizin olduğunu söylüyorum. Kendimi kırk yıl buna hazırladım. Devriminizin başarısı için her şeyi ortaya koymanızı ve özgürleşmenizi diliyorum. Mutlu olmanızı, başarılarınızı diliyorum.
Halklar Önderi Abdullah Öcalan