“Askeri rütbeye sahip olan yerli bir kadının pantolon giyip silah taşıyabilmesi inanılmaz bir başarıdır.”
(EZLN’in kadın gerillalarıyla yapılan görüşmeden)
HABER MERKEZİ – Eğer yirminci yüzyıl devrimin çağıysa, Latin Amerika da hiç şüphesiz devrimin mekânı oldu. Yirminci yüzyıl boyunca birkaç yılda bir bu bölgede yeni devrimci hareketler -diktatörlükleri devirme, ekonomik eşitsizliklere karşı çıkma ve Küba devriminin öncüsü Che Guevara’nın “yeni insan” dediği şeyi yaratma gibi amaçları savunan hareketler- ortaya çıktı. Ancak bu yeni insanların birçoğu, alışılageldiği gibi “erkek” değildi. Ya da genel algıda şekillendiği gibi… Yüzyılın ikinci yarısında artık bu insan gruplarının binlercesini kadınlar oluşturuyordu.
Karen Kampwirth’ün “Kadınlar ve Gerilla Hareketleri” kitabının konusu tam da bu kadınlar. Kampwirth, Nikaragua’da, El Salvador’da ve Meksika’nın Chiapas eyaletinde devrimci hareketlere katılan kadınları, onların nasıl olup da savaşçı hale geldiklerini ve bu deneyimin onların hayatının nasıl değiştirdiğini anlatıyor.
‘Toplumsal cinsiyetten bağımsız değil’
Devrimci hareketleri toplumsal cinsiyet içermeyen terimlerle anlamaya çalıştığımızda, bu hareketlere ilişkin kavrayışımızın kaçınılmaz olarak daha zayıf kalacağını göstermeyi umut eden Kampwirth, gerçek dünyada devrimin hiçbir zaman toplumsal cinsiyetten bağımsız olmadığını savunuyor ve ekliyor: “Bu kitapta bir dizi siyasi, yapısal, ideolojik ve kişisel faktörün nasıl olup da birçok kadının geleneksel rollerin kısıtlamalarından kurtulmasına imkân tanıdığını göstereceğim. Bu kısıtlamalar gevşediğinde, bu kadınların bazıları gerilla hareketleri ve diğer devrimci aktivizm türleri içinde yer almayı seçmiş ya da böyle bir seçim yapmaya itilmişlerdir.”
Savaşçıların 3’te biri kadınlar
Kadınlar yirminci yüzyılın sonlarında Latin Amerika’daki gerilla hareketlerine aktif olarak katılmalarına rağmen, devrim kuramları tuhaf bir biçimde toplumsal cinsiyet ilişkilerinin devrimci örgütlenmeler üzerindeki etkisini büyük oranda göz ardı etmiştir. Sandinista Sosyal Güvenlik Kurumu’nun kayıtları üzerine yapılan bir inceleme Somoza’ya karşı verilen savaşta öldürülenlerin yalnızca yüzde 6,6’sının kadın olduğunu ortaya koymuş olsa da yapılan birçok hesaba göre, Nikaragua’daki FSLN içerisindeki savaşçıların yüzde 30’u ve üst düzey gerilla liderlerinin birçoğu kadındı. Meksika’nın güney eyaleti Chiapas’ta kadınlar, hâlâ varlığını sürdüren EZLN hareketine büyük bir katılım göstermektedir. Bu hareket içindeki savaşçıların yaklaşık üçte birini kadınlar oluşturmaktadır.
Kadınlar neden savaşıyor?
Karen Kampwirth kitabı hazırlarken yaptığı 200 görüşmeden kadınların gerilla savaşlarında neden bu kadar fazla yer aldıklarını deneyimlerle açıklıyor. Görüşmelerde karşılaştığı ortak bir görüş var: 20. yüzyıldaki kadın savaşçılar, erkek savaşçılarla benzer bir şekilde diktatörlüğü sona erdirmeyi, yoksulların ve halklarının sömürülmemesini ve daha adil bir ülke yaratmayı istiyorlar. Yalnızca Nikaragualı bir kadın toplumsal cinsiyet eşitliği sağlama arzusunun, başlangıçta kendi kaderini devrimcilere bağlamaya karar vermesinde etkili olduğunu söylüyor.
Kampwirth, Nikaragua’da, El Salvador’da ve Meksika’nın Chiapas eyaletinde devrimci hareketlere katılan kadınları, onların nasıl olup da savaşçı hale geldiklerini ve bu deneyimin onların hayatının nasıl değiştirdiğini anlatıyor. Bu kitabın 21. yüzyıl edisyonu olabilir ve burada YPJ ve Rojava Devrimi kıymetli bir yer kaplar…
Dört bölümden oluşan kitabın başlıkları şöyle:
- Sandino’nun Kızları için Yeni Roller
- Kadınların El Salvador’daki Askeri Yönetime Meydan Okuması
- Bir Kadın İsyanı Daha: Zapatista Ordusunun Ortaya Çıkışı
- Kadınlar ve Gerilla Hareketlerinin Yeniden Değerlendirilmesi: Küba’ya Dönüş
21. yüzyıl edisyonu: YPJ
Kitabın son bölümünde Kampwirth’ün görüşmeler yaptığı ülkelerdeki gerilla hareketlerindeki kadınların varlığını, gerilla mücadelesine az sayıda kadının katıldığı 1950’ler Kübası’nda gerçekleşenlerle karşılaştırıyor.
Kampwirth’ün yaptığı iki yüzü aşkın görüşmeden faydalanarak birçok kadının geleneksel rollerinin kısıtlamalarından kurtulmasını mümkün kılan ve bazılarının da gerilla etkinliklerine katılmasına neden olan siyasi, yapısal, ideolojik ve kişisel faktörleri incelediği kitabı kadın savaşçıların verdiği mücadeleler ve devrimler konusundaki değerli yapıtlardan. Ve hiç şüphesiz ki, bu kitabın 21. yüzyıl edisyonu olabilir ve burada YPJ ve Rojava Devrimi kıymetli bir yer kaplar…