HABER MERKEZİ
SERHILDANLARDA ÖNCÜ: KÜRT KADINLARI
Kürdistan tarihinde birçok defa serhildanlar yaşanmıştır. Bu serhildalardan en etkililerinden olan 90’lı yıllardaki serhildanlara kadın devrimciler her anlamıyla direnişin öncülüğünü üstlenirler. Tüm zorlanmalara rağmen kadınlar mücadele içinde kendilerini varederler.
1990 ve ’95 yılına kadar olan süreç, Kürt halkının faşist Türk devletinin baskı ve zulmüne karşı ayaklandığı, sesini yükselttiği süreçler olur. Binevş Egal yol 1989 yılının Ocak ayında Cizre’de işgalci Türk devleti tarafından katledilmesi halk üzerinde büyük bir etki yaratır. Kürt halkının serhildan hareketini başlatmasını tetikleyen olay da, Binevş Egal’in katledilmesi olayı olur. Halk içerisinde faaliyet yürüten Binevş Egal, kadın militan duruşuyla Botan halkını etkiler ve direnişi bir efsane gibi anlatılır. Efsaneleşen bu kadın militan, yüzlerce, binlerce kadın ardılını da yaratır. Ve bu serhildanlara ön cephede öncülük eden Kürt kadınları olur. Serhildanların yoğunlaştığı Cizre, Mêrdîn, Silopya ve Botan bölgesinin diğer illerinde halkla ilişki içerisinde olan, üslup, duruş, halkçı özellikleri ve örgütleme kabiliyetiyle halkı yoğun bir biçimde Binevş yoldaş, serhildanlarla sahiplenilir. Binevş Egal’in direnişçi ruhuyla serhildanlar yükseltilir. Kürt halkı bu kadın militanın duruşunda başarıyı ve PKK’nin gücünü görür.
1990 ile ’95 arası süreçte, Kürt halk ayaklanması dalga dalga Kürdistan’ın tüm illerine yayılır. Kürt kadınının serhildanlardaki öncülüğünü ve PKK hareketinin direnişini sahiplenip mücadele duruş ve tutumlarıyla yükseltme kararlılığı gösteren, Zekiye Alkan Amed’de, Rahşan Demirel İzmir’de, Ronahi ve Berivan yoldaşlar da Avrupa’da bedenlerini ateşe verirler. Kürt halkının diriliş ve direniş bayramı olan Newroz, artık bu Kürt kadınlarının mücadele öncülüğüyle daha büyük bir anlam kazanır. Ve Kürt kadın hareketi ilk ivmesel çıkışını siyasal ve toplumsal alanda geliştirir.
TAJK’ın Kuruluşu
Halklar Önderi Abdullah Öcalan, nasıl bir yaşam, Nasıl bir örgütlülük, soruları başta olmak üzere 48 soruyla kadın militanlarını özgürlük arayışına sokmak ister. Kadın militanların bunları cevaplayarak nasıl yaşayacaklarına ve örgütleneceklerine dair karara gitmelerini ister.
Kadının kendi öz iradesiyle bir kararlaşmaya ulaşılmadığı için bu kongre ne Halklar Önderi Abdullah Öcalan ne de kongreye katılmayan kadın gerillalar tarafından kabul görmez. Bu kongrede kadının yeni örgütlenmesi TAJK olarak tanımlanır, bu isim üzerinden Avrupa’da 2 binin üzerinde kadının katılımıyla bir kongreye gidilir ve bu kongrede TAJK örgütlenmesine geçilir. Buradan Kürdistan’ın dört parçasına yayılması sağlanır. Ancak TAJK bir yıllık bir örgütlenme olur.
Kürt kadınları her geçen gün daha da örgütlenir ve direnişleri ile olmaz denilen her şeyin öncüsü olurlar. Daha çok bilinçlenirler, tasfiyeci ve ihanetçilere karşı net bir duruş kazanan Kürt kadınları Halklar Önderi, Önder Apo etrafında ateşten bir çember misali toplanır ve PKK hakikati içerisinde örgütlenirler.
YAJK İLAN EDİLİR
Yıllarca süren hazırlıklar ve pratikte gelişen sonuçlar üzerinden PKK’nin V. Kongresinin hemen ardından gerçekleştirilen I. Ulusal Kadın Kongresi YAJK’ın da kuruluş kongresi olur. Kongre, 8 ile 18 Mart 1995 tarihinde 350 delegenin katılımıyla gerçekleşir. Bu kongreden hemen sonra kadın ordulaşması YAJK adıyla ilan edilir. 1995 yılına kadar da bir ordu düzeyinde henüz örgütlülük kazanmayan Kürt kadın gerillaları, YAJK ile birlikte artık kadın ordulaşmasına giderler. Kendi ayrı karargâhlaşmalarını oluşturur, ayrı bir iradi güç olarak kendi düzenlemelerinde, gerçekleşen planlamalarda bir karar gücü haline gelirler. Kadın yapısı YAJK’ın kuruluşuyla birlikte mücadele sorunlarını çözmeyi daha örgütlü bir temelde derinleştirme içerisine girerler. YAJK’ın kuruluş kongresi olan I. Ulusal Kadın Kongresi, özgün bir temelde gelişen kadın çalışmalarını kapsamlı bir temelde ele alır, kadının özgürlük mücadelesinde bu kongrede çok temel ve önemli kararlara gidilir. Bu kararlar; YAJK Anakarargahının oluşumu, tüm eyaletlerde eyalet YAJK karargahlarının oluşumu, özgün kadın ordu yönetmenliğinin oluşturulması ve kadının ayrı yargı sisteminin oluşturulması, anakarargah bünyesinde ve tüm eyaletlerde özgün eğitimlerin başlatılması, erkekle doğru bir yoldaşlığın ilkleri ve ölçülerin net belirlenmesi biçimindedir. Bu kongreyle birlikte kadın çalışmaları önemli bir sıçrama yaşar. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan YAJK oluşumuna çözümlemeleri ve YJAK için belirlediği ilkelerle derinlik kazandırır. Bu ilkeleri Öcalan şu şekilde belirler; “Birincisi; YAJK demek, yurtseverlik ilkesine sonuna kadar bağlı olmak demektir. İkincisi; YAJK savaş gerçekliğinin vazgeçilmez bir öğesidir. Üçüncüsü; YAJK parti gücüdür. YAJK, toplumu değiştirme ve dönüştürmenin aracıdır. YAJK, erkeği dönüştürmenin aracıdır. ” Daha sonra bunları da aşan YAJK ilkeleri belirlenir ve Kürt kadın militanları da bu ilkeler üzerinden kendi kabul ve ret ölçülerini geliştirirler. Yine örgütlenmelerini ve yaşamlarını bu ilkeler çerçevesine oturturlar.
YAJK oluşumuyla birlikte kadınlar için örgütlülük faaliyeti birinci sırada gerekliliğini gösterir. Bununla birlikte kadın gücünün bir ideolojik derinlik kazanması ve bilinç edinmesi de önemini her zamankinden daha fazla gösterir.
ZİLAN KOMPLOYA CEVAP OLUR
Bir ideolojik yapılanmaya ve geniş bir örgütlülüğe kavuşan Kadın Özgürlük Hareketi, 1996 yılında geliştirilen uluslararası komplo sürecine fedai tarzdaki eylemlerle cevap verir. Kadın militanların komplo karşısındaki duruşu, Kürt Özgürlük Hareketi’ni ve Önderliğini sahiplenen bir duruştur. Komploya karşı ilk fedai eylemi gerçekleştiren (Zilan) Zeynep Kınacı yoldaştır. 30 Haziran 1996 yılında Dersim’de gerçekleştirdiği eylemle Zilan, kadın ordulaşmasının öncü komutanı olarak Kadın Özgürlük Hareketi tarihi içerisindeki yerini alır. Kürt kadının özgürlük hareketini sahiplenme düzeyi ve uluslararası komplo karşısındaki kararlı duruşu, komplocu güçlere de geri adım attırır. Zilan’ın ardılları olarak onlarca Kürt kadın militanı fedai tarzda eylemlerle Zilan’ın takipçisi olur. Güler Otaç (Bermal), Fatma Özen (Rojbîn), Sema Yüce, Şaristan, Berwar, Dîlan, Kurde, Rotînda uluslararası komplonun geliştiği 9 Ekim 1998 yılından 15 Şubat 1999 yılına kadar ya bedenini ateşe vererek ya da bedenine bombalar bağlayıp askeri hedeflere yönelerek Önderliğimiz şahsında Kürt halkına yönelik geliştirilen uluslararası komploya en keskin cevabı verirler. Önder Apo ile kadının ilişkisi özgürlük aşkı etrafında gelişen derin temelleri olan bir ilişkidir. Kadın da kendi özgürlüğünü Önder Apo’nun özgürlüğünde görmekte ve kendisiyle Önderlik arasında binyıllar öncesine dayanan derin bağı görmektedir.
KADIN PARTİLEŞMESİ ÖNDER APO’NUN FELSEFESİ İLE BÜYÜR
Önder Apo, kadın hareketinin gelişim çalışmalarını “yarım kalan projem” diye nitelendirir ve bu projenin kadın özgürlük kimliğine partileşme gerçekliğiyle ulaşması için İmralı cezaevinde de tüm tecrit ve işkence koşullarına rağmen, bu yönlü çabalarını sürdürür. Kürt kadınları da bu projeyi sahiplenerek, tüm dünya kadınlarının kendisini içinde görebileceği, ifade edebileceği partileşmeyi hedeflerler. Böylece 1999 yılının 02-12 Mart günleri arasında, 140 delegenin katılımıyla 2. Kadın Kongresi gerçekleştirilir ve burada PJKK ismiyle kadın partileşmesi ilan edilir. Kadınlar artık sadece askeri çalışmalarda değil, siyasal, ideolojik ve diplomatik sahada da bir kadın partisi olarak örgütlenirler. Genel çalışmalara da parti kimliğiyle katılırlar.
NC/Axin Mahir Dicle