İSTANBUL – İstanbul’daki Kadriye Moroğlu Anadolu Lisesi’nde okuduğu dönemde öğretmeni tarafından cinsel istismara maruz kalan Eylül’ün şikayetiyle açılan davanın üçüncü celsesi bugün Küçükçekmece 17. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Tarafların mahkemeye sundukları beyan ve savunma dilekçesi mahkeme dosyasına eklendi.
İBB seçimlerinde sandık başkanı olarak görev aldığını söyleyen S.D, Eylül ve annesinin aynı okulda görev alması üzerine görevinden ayrılmak zorunda kaldığını söyledi. Hakimin bunu neden anlattığını sorması üzerine ise “Gördüğünüz gibi asıl tehdit altında olan benim” dedi.
‘TACİZCİ ÖĞRETMEN HAKKINDA BAŞKA BİR TACİZ SORUŞTURMASI DAHA VAR’
Söz alan Eylül’ün avukatı Neziha Eken sanık hakkındaki şikayetlerinin devam ettiğini söyledi, “Sanık olay ile alakası olmayan ithamlarda bulunuyor. Gerçek dışı kişisel yargılar belirtiyor. Bu yaklaşım faili değil mağduru suçlayan bir zihniyetin ürünü. Bizi suç dahilindeki olay ilgilendiriyor” dedi.
Sanık S.D’nin savunmalarında Eylül hakkında “kızımız” ifadesini kullanması ile ilgili ise “Mahkemeye şirin gözükmeye çalışıyor. Biz bu ifadeyi kullanmasını istemiyoruz” açıklamasını yaptı.
“Sanık hakkında başka bir öğrenci ile ilgili cinsel taciz suçundan idari bir soruşturma olduğu duyumunu aldıklarını” söyleyen Eken, mahkemeden bu olayı Küçükçekmece İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nden sormasını talep etti.
Mahkeme bu talebi “dosya ile alakası olmadığı” gerekçesiyle reddetti. Tanık iki öğretmenin daha dinlenmesi ve karar verilmesi için duruşmayı 5 Kasım 2019 saat 11.00’a erteledi.
Mahkeme sonrasında yapılan basın açıklamasında ailelere seslenen Eylül’ün ailesi “Çocuklarınızla arkadaş olun. Çocuklar dışarıdan gelen bir tehlikeye maruz kaldıklarında aileleriyle paylaşabilsinler” çağrısında bulundu.
SANIK DAVAYA İLİŞKİN SAVUNMA YAPMIYOR
Sonrasında söz alan Eylül ise duruşmada bahsi geçen sosyal medya paylaşımının hikayesini anlattı: “Kendisi 30 sayfalık bir savunma yapıyor. Savunmada dava dosyasında bahsedilen eylemlere dair bir şey söylenmezken benim kim olduğum, nereye gittiğim, sosyal medyada neler paylaştığım yer alıyor. Bu 30 sayfanın sonunda da diyor ki ‘kızımız isyan eden, göz önünde olmayı seven ve başkaldıran bir kızdır. Bunu söylemlerinden ve eylemlerinden anlıyoruz.’ Benim için bu savunmanın hiçbir anlamı ve ciddiye alınacak bir tarafı yok. Kendi yaptıkları hakkında bir şey söyleyemediği için meseleyi kişiselleştirip beni suçlamak üzerinden ilerlediğini düşünüyorum. Bu yüzden de ben sonrasında sosyal medyada ‘zaten ben göz önünde olmayı seven, isyan eden bir kızım’ yazdım. Sonra kendisi bunu kendi dememiş gibi, ‘Böyle bir Tweet atmış Eylül. Görüyorsunuz kendi söylüyor’ dedi. Bu açıkça insanların aklıyla dalga geçmektir.”
Eylül açıklamasını 5 Kasım’da gerçekleşecek duruşmaya çağrıda bulunarak tamamladı.