Gençlik üzerine egemen, iktidar güçleri tarafından yapılan bu yatırım, daha genç olmadan çocukluk çağı olarak adlandırabileceğimiz dönemi ile başlatılmaktadır.
HABER MERKEZİ
3-) Kapitalist Moderte ve Türkiye ve Kürdistan Gençliğe Karşı Uygulamaya Konan Politikalar
Kapitalist Modernite ve Ulus Devlet Anlayışının Gençlik Üzerinde Geliştirdiği İdeolojik Argümanların Kullanım Biçimleri ve Etkileri? üzerinde durulurken, sorulanlara verilecek olan cevapları da buraya kadar belirtiklerimizden; bilimcilik, dincilik, milliyetçilik, cinsiyetçilik, liberalizm, tüketim ?kültürü? ve kapitalizme karşı mücadele gerçeğinden ayrı olarak düşünmek ve ele almak mümkün değildir. Çünkü kapitalist modernite ve ulus devletler gençliğe yönelik geliştirdiği politikaları uygulamaya koyarken ideolojik söylem ve kullandıkları argümanları hep bunlara dayandırmaktadırlar.
Bugün bunu Türkiye’de ve Kürdistan somutunda çok somut bir şekilde görmek mümkündür. Bu temelde de gençlik tamamen pozitif bilimler ekseninde bir eğitime tabi tutularak, kapitalist modernitenin temel dinamik güçlerinden biri haline getirilmek istenilmektedir. Gençlik üzerine egemen, iktidar güçleri tarafından yapılan bu yatırım, daha genç olmadan çocukluk çağı olarak adlandırabileceğimiz dönemi ile başlatılmaktadır. Bu sadece okul düzeni ile sınırlı kalmamaktadır. Aile ve çevreden maddiyata dayalı edinilen yaşam ve gelecek anlayışı ile sıkı bir eğitime tabii tutulmasıyla başlar. Ana ve ilkokullarından başlatılarak devam eden okul sistemi ile de önüne konulan hedefe nasıl ulaşacağının yolu öğretilir ve askerlikte bunun tamamlayanı olarak rolünü oynar. Tüm bunların bir sonucu olarak ta eğer kız çocuğu ise; bir ev kadını ve anne, eğer erkek ise; baba ve evin geçimini sağlayacak olan bir aile reisi olarak, eğitimini tamamlayan biri olarak, kapitalist Modernitenin istediği gibi biçimlendirilerek yaşama hazır hale getirilmiş olur.
Bu aynı zamanda ister kadın, isterse de erkek olsun gençlik çağı olarak adlandırılacak olan dönemde bir insanın yaşam doğrultusunun da belirlenmesi anlamına gelmektedir. O da kapitalist moderniteye ve onun ulus-devletine bağlı gençler olarak yaşamak ve yine onlara, savaşta, üretimde istedikleri gibi kullanabilecekleri aradıkları sayıda kendilerine benzer yeni nesiller üretmek/yetiştirmek olarak belirlenmektedir. R.T. Erdoğan’ın gençliğe yönelik yapmış olduğu çağrılarda, onlardan erken evlenmelerini ve en az üç çocuk yapmalarını istemesi de böyle bir gerçekliğin dışa vurumu olmaktadır.
Dikkat edilirse, kapitalist modernitenin gençliğe yaklaşımında ideolojik argümanlarını hepsini bir arada kullanmaktadır. Bu yönüyle de kimi zaman bunlardan biri öne çıkarılmış olsa da, bütünlüklü bir yaklaşım içerisinde uygulamaya konulmaktadır. Bu anlamda da tamamen cinsiyetçidir. Daha çocukluğundan itibaren kız çocuğunun ev kadını ve anne, erkek çocuğun da evin reisi ve baba olarak hazırlanması bunu göstermektedir. O andan itibaren de ister kız, isterse de erkek çocuk olsun, cinsiyetçiliğin içerilmiş olduğu, düşüncede yer edinmiş olan kodlamalara göre hareket eder bir hale getirilmiş olmaktadırlar. Alınmış oldukları okullarda da dincilik, milliyetçilik öğretileriyle R.T. Erdoğan’ın dile getirdiği gibi dindar ve kindar bir nesil olarak, her yolun mubah sayıldığı, çıkara, maddiyata dayalı bir yaşam arayış kültürünün sahibi haline getirilirler.
Bugün bunları Türkiye ve Kürdistan’da çok somut bir halde görmek mümkündür. Egemen iktidar güçleri bu temel argümanlarını kullanarak çok yaygın bir şekilde gençlik içerisinde örgütlenmektedir. Buna göre gençlik içerisinde bir kategorilendirmede bulunulmaktadır. Devrimci, demokratik potansiyeli içerisinde taşıyan ve bu özelliklere sahip olan gençlik; kendileri için bir tehlike haline gelmemesi, yok edilmesi ve hiçbir şekilde varlık göstermesine müsaade edilmemesi, bu anlamda da tamamen karşı cephede ele alınması gerekenler saflarında görülmektedir. Dincilik ve milliyetçiliğin etkisi altında olanlara ise özel-kirli savaşta kullanabilecekleri militer ve para militer güçler olarak konumlandırılmaktadır. Egemen, iktidar güçlerinin etrafında yuvalanmış olan kesimlere, katmanlara ait olan gençleri de geleceğin yöneticileri, iktidar ve rant pastasından rant elde edebilecek olanlar olarak gözüyle bakılmaktadır. Önlerinde bir gelecek bırakılmayan, adeta günü birlik yaşayan ve toplum içerisinde önemli bir nüfus teşkil eden, çeşitli vaatlerle kandırılarak, satın alınarak her zaman kullanılabilecek gençlik toplukları ise; egemen, iktidar güçleri hesabına her türlü kirli işi yapacak, özel savaşın hizmetinde çalıştırılabilecek olan kesimler olarak görülmektedir.
Kapitalist modernitenin; özel-kirli savaşların, bölgesel savaşların öne çıkarıldığı bir süreçte, toplumun en dinamik gücü olan gençliğe yaklaşımında öne çıkardığı yönler bunlardır. Dünyayı adeta kendisi için ?süt liman? haline getirdiği koşullarda gençliğe olan yaklaşımı belirleyen ise; depolitize edilmiş olan toplum gerçeğine bağlı olarak a politik bir gençlik yaratmak olmaktadır. Toplum Kırım politikasının en temel bir parçası olan Gençlik Kırımı da böyle bir gerçekliği ifade etmektedir.