HABER MERKEZİ
Bilindiği gibi Çin son yıllarda global düzeyde büyüyen, gelişen ve dünyanın önemli ülke ve pazarlarına girmeyi başaran bir ülke olmuştur. Bu virüs’ün genetik bir geçmişi olmadığı ve dolayısıyla da bir gelececeğinin de olmayacağı zaten biliniyor. Son 15 yıldır kapitalizm büyük bir bunalım yaşıyor. Bu bunalım küçüklü ve büyüklü olmak üzere her ülkede sayısız iş yerinin ve şirketin iflasını beraberinde getirmiştir. Domuz gribi ve kuş gribiyle dünya büyük bir sıkıntıyı geride bıraktı. Domuz gribi ve kuş gribinden söz eden var mı? İnsanlar mevcut ekonomik/politik sistemi yani kapitalizmi her ülkede sorgulamaya ve çözüm aramaya koyuldular. Sistemin bazı sözcüleri bile, bunun artık eskisi gibi olmayacağını, değişmesi gerektiğini konuşur oldular. Daha fazla kazanç ve kar yerine biraz da insan odaklı ve insani değerleri mezkezine alan bir sistemin olması gerektiğini dile getirdiler. Tabi bunu dile getirirlerken, bu iyi niyetten kaynaklı bir açıklama olmaktan öte, bir tedbir alma anlamına gelen açıklamalardı. Kapitalizmin vicdanı ve merhameti olmadığını aslında en fazla da kendileri biliyordu.
Çünkü kendilerinin kurduğu ve topluma dayattıkları bir sistem olmaktadır. Çözüm üretemeyen bir sistemi toplum daha fazla omuzlarında taşıyamaz. Nitekim başta Fransa olmak üzere birçok ülkede günlerce süren ve hala devam eden ve hükümetleri cidden korkutan bir kitlesel eylemlilikler söz konusudur. Türkiye’de bile son yıllarda insanlar mevcut hükümeti ve sistemi sorgular oldular. Bütün bu olup bitenler, yeni bir sistem arayışını ortaya koyuyor ve sistemin sahipleride kendi cephelerinde bunu engellemek için ellerinden geleni yaptıkları gözleniyor. Son aylarda ortaya çıkan ve bütün dünyayı etkileyen vürisle, medyanın ne kadar insanlar üzerinde etkili olduğunu ve insanları nasıl yönlendirdiğini görmüş olduk. İnsanlar TV ve gazetelerin, sosyal medyanın vermiş olduları haberlere göre yaşıyor, hareket ediyorlar. Son üç aydır kimse Çin ile ticaret yapmamaktadır ve bunun sonucu olarak Çin’de sayısız şirket iflas etti Bu virüs’ün nasıl olduğu ve nasıl yayıldığı, bulaştığı üzerinde doğru ve mantıklı tıbbi bir açıklama bile yapılmıyor. Hiç kimse kalkıpta, kuş gribi ve domuz gribi nerede kaldı diye bir soru sormuyor.
Bu vüris, geçmiş genetiği olmayan bir vüristir. Ve gerçek olup olmadığı bile net değildir. Her ülkenin merkezi büyük medyasıda bu konuyu balon gibi şişirdikçe şişirip toplumu sıkıntıya koyup ve gereğinden bile çok fazla şeyler yapmalarına yol açıyor, haftalarca yetecek alış veriş gibi. Bu vüris’in özelliklede yaşlıları öncelemeside düşündürücü değilmidir? 65 yaş ve üstüler daha çok etkilenecek deniyor. Kapitalizm yaşlıları kendisi için bir yük ve masraf olarak görüyor olmasın. İnsan doğal yaşamdan koptu, koparıldı. Her şeyin sahtesi icat edildi, üretildi. Para kazanmak için türlü türlü gayriahlaki şeyler yapılıyor. Silah tüccarları ve ağaları para kazansınlar diye savaş çıkarıyorlar. İlaç fabrikaları kapanmasın, para kazansınları diye hastalık ve vüris çıkarıyorlar yada vüris varmış ve her tarafa yayılıyormuş türünden haberler en güçlü merkezi medya devleri tarafında servis edilir ve toplum böylece denetlenir, yönlendirilir. Son günlerde aman kimse evinde çıkmasın, kimse kimseye yaklaşmasın, konuşmasın haberleri hatta uyarıları ve yasakları var. İnsanlar memleket meselelerini ve savaşları bir tarafa bırakmış, can derdine düşmüşler. Bütün bunlar aslında en büyük silahın medya olduğunu ve insanları nasılda etkilediğini gösteriyor. Para-sermaye-kapitalizm dar boğazda ve kriz yaşıyor. Bunu düzeltmeleri ve yerli, yeine oturtmaları gerekiyor. Bunu nasıl yapacaklar, toplumu nasıl etkileyeceklar. Kapitalizm kendi ömrünü uzatmak istiyor, toplumu yeniden dizayn etme gereği duyuyor.
İnsanın kendi eliyle yarattığı ve yaşadığı ve toplumlara dayattığı en büyük virüs ve bütün kötülüklerin kaynağı kapitalizmdir. Savaşların, sömürünün, sınırların, sınıfların varlığı bundandır. En büyük virüs savaşlardır, sınıflardır, sömürüdür, sınırlardır. En insani bir düzende bile doğal olarak genetik olarak hastalıklar ve sorunlar illaki olur ama çözümde üretilir. Küba, bu vürise çare bulduğunu açıkladı ve her yere doktor gönderiyor hemde büyük riskler alarak. Sanal bir hastalık yada kendi kozmik labaratuarlarında bir vüris üretirler ve falanca hayvanda kuşta yada balıkta falanca şehirde bulaşmış ve yayılmış şekliyle haberler dünyayı sarar, ve işte sonuç şimdi bütün dünya CORONA vürisiyle boğuşuyor. Nasreddin hoca’nın eşşeğini önce kaybedip, hocayı üzmüşler, sonrada bulup, hoca, eşşeğini bulduk deyip sevindirmişler. Önce hastalık ve vüris, sonrada aşı bulup, dünyanın parasını ilaç şirketlerine yada büyük bir şirkete kazandıracaklar. Kapitalizmin bitmeyen oyunlarıdır bunlar. Bataklık olduğu sürece hastalıklar üremeye devam eder. Durun bakalım yarın öbür gün bu vüris bittikten sonra hangi vürisler ve hastalıklar dünyayı bekliyor. Onuda bekleyip göreceğiz.
Kemal SÖBE
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi