HABER MERKEZİ- Halk Savunma Merkezi (HSM) Karargah Komutanlığı, “Hêzên Rizgariya Efrînê, yaptığı bir açıklama ile Hêzên Rizgariya Efrînê’nin kurucu komutanlarından Karker Tolhildan yoldaşın, 10 Haziran 2023 günü şehadete ulaştığını açıklamıştır.
Öncelikle Karker Tolhildan yoldaşın çok değerli ailesine, Hêzên Rizgariya Efrînê Komutanlığı’na, yiğit savaşçılarına, yurtsever Efrîn halkımıza ve tüm Kurdistan halkına başsağlığı diliyoruz” dedi.
HSM Karargah Komutanlığı açıklamasında şunlar belirtildi:
“Hêzên Rizgariya Efrînê açıklamasında, Karker yoldaşın Efrîn halkına ve direnişine sağladığı büyük katkılara yer verilmiştir. Karker yoldaşın Efrîn’e gidişinin ve oradaki 10 yıllık büyük emeğinin yanı sıra, ondan önce de fedai bir özgürlük gerillası ve Hêzên Taybet komutanı olarak Kurdistan Özgürlük Mücadelesi’nde büyük emeği ve mücadelesi vardır. Karker Tolhildan yoldaş, Efrîn’den önceki mücadelesinde ve Efrîn mücadelesinde sergilediği yiğitliği ile tüm Kürt halkının ve Kurdistan ulusal demokratik mücadelesinin fedai ve yiğit bir kahramanıdır.
Fedai yiğit komutan Karker Tolhildan yoldaşın, halkımızın ulusal demokratik mücadelesine yaptığı büyük katkılar, fedaice mücadelesi ve kahramanlık duruşu asla unutulmayacaktır. Fedai komutan Karker Tolhildan, başta Efrîn ve tüm Kürt gençleri olmak üzere yurtsever halkımız tarafından örnek alınacak, anısı özgür Efrîn’de ve özgür Kurdistan’da daima yaşatılacaktır.
Karker Tolhildan yoldaşın kimlik bilgileri şöyledir:
Kod Adı: Karker Tolhildan
|
Serhed’in köklü aşiretlerinden olan Bekiran aşireti geçmişten günümüze kadar varlıklarını korumak için hep direniş halinde olageldiler. Kendilerini var eden kültürlerini ve yaşadıkları coğrafyalarını savunmak için Osmanlı Devleti’nden Çarlık Rusya’sına kadar Serhed’e yönelik işgal saldırılarına karşı sürekli direnişe geçtiler. Yine Birinci Dünya Savaşı’nda Serhed bölgesinde gelişen Rus işgaline ve daha sonra Ermeni halkımıza yönelik yapılan soykırım saldırılarına karşı bu direniş geleneğini sürdürdüler. Özellikle Ermeni halkıyla olan yakın ilişkileri nedeniyle birçok Ermeni ailenin soykırım saldırılarından korunmasını ve kurtarılmasını sağladılar. Türk devletinin kuruluşundan sonra Kürt halkını inkar yoluna gitmesi ve gelişen serhildanları katliamlarla bastırarak Kurdistan’da soykırım rejimi kurması üzerine, Bekiran aşireti 1927 – 1930 yılları arasında gelişen Agirî Direnişi’ne aktif bir şekilde katıldı. Direniş sürecinde Türk devletine ağır darbelerin vurulmasında direnişin öncülüğünü yaptı, birçok şehit verdi ve büyük bedeller ödedi. 1930 yılında Türk devletinin Erdîş’ê yönelik yaptığı kuşatmada 1932 kışına kadar Zîlan dağlarında direnen Ûsifê Marûf ve Zîlanlılar Türk devletinin vahşi saldırılarına karşı asla baş eğmedi ve büyük yiğitlik örneği gösterdiler. Bu süreçte Ûsivê Marûf, Türk devletine ait bir bombardıman uçağını düşürerek Kurdistan tarihine bir ilk olarak geçer. Zîlanlılar’ın bu direngen tavrı soykırımcı Türk devletini daha da azgınlaştırır ve Geliyê Zîlan’a yönelik gerçekleştirdiği saldırılarda aşiretin ileri gelenlerinden Elî Beg, Welî Beg ve Ûsifê Marûf başta olmak üzere aşirete mensup binlerce kişi katledilir. Yine bazı aşiret üyeleri de Adana’da yargılama yapılmadan vahşice katledildi. Geliyê Zîlan’daki direniş ve sonrasında gelişen katliamlardan sonra aşiretin önemli bir kısmı öz yurtlarından koparılarak ve tüm mal varlıklarına el konularak Aydın, Denizli ve Tekirdağ gibi Türkiye’nin çeşitli bölgelerine sürgüne gönderildi. Daha sonra tekrar Kurdistan’a öz yurtları olan Geliyê Zîlan’a dönmek isteyen sürgündeki ailelerin talebi düşman tarafından reddedildi ve mecburi iskan yasasına tabi tutularak Kurdistan’dan koparılmak istendiler. Bu direnişçi ve köklü aile bugün de halen yaşadıkları ve onlarca devrimcinin çıktığı Bedlîs’in Adilcewaz ilçesine bağlı Axçira köyüne yerleştiler. Bekiran aşiretinden olan değerli halkımız her zaman hafızalarını canlı tutarak düşman gerçekliğinin bilincinde bir yaşam sürdürdüler. Yaşadıkları katliam ve sürgünleri, sürgünde yaşadıkları acıları yeni direnişlerin gerekçesi yaparak nesilden nesile aktardılar.
Partimiz PKK öncülüğünde gelişen Kurdistan Özgürlük Mücadelesi, soykırım cenderesine alınan halkımız için adeta can damarlarına akan yaşam suyu olmuştur. Partimiz ve öncü şehitlerimizin fedaice yürüttüğü mücadeleyle halkımız, üzerindeki ölü toprağını atarak özgürlüğü tatmaya başladı. Birer çağdaş derviş olan Apocu militanlar Kurdistan’da gittikleri her alanda halkı etkileyerek ayağa kaldırdı ve beyinlerdeki karakolları bir bir yıkmaya başladı. Gerilla savaşımızın başladığı Botan’dan Amed, Garzan, Dersîm, Tolhildan ve Serhed alanlarına yayılan gerilla birliklerini, halkımız yediden yetmişe ayağa kalkarak selamladı. Yürekleri özgürlüğe susayan genç kadın ve erkekler akın akın gerilla saflarına katılarak halkımızın özgürlük umutlarını daha da büyüttü. 1990’lı yıllarda tüm Bakurê Kurdistan’da olduğu gibi Serhed halkımız da gerilla ile buluşarak Apocu militanları tanımaya başladı. Bu militanların gözlerinde zaferi gören değerli halkımız, düşmanın tüm baskı, katliam ve işkencelerini göze alarak gerillaya yüreklerini açtı. En değerli evlatlarını özgürlük saflarına katarak mücadelemizin daha da güçlenmesini sağladılar.
Mücadelemizi 1990’lı yılların başında tanımaya başlayan Axçira’daki Bekiran aşiretine mensup aileler gerillanın fedakarca, klasik Kürt direnişçiliğinden büyük dersler çıkaran profesyonelce ve hiçbir çıkar beklemeksizin fedaice savaşmasından derinden etkilendi. Bu nedenle gerillaya ve Rêber Apo’ya tüm benlikleriyle inanarak mücadeledeki yerlerini aldılar. Bu temelde en değerli evlatlarını gerilla saflarına katarak halkımızın özgürlüğü için bedel vermekten geri durmadılar. Bekiran aşiretinden gerilla saflarına katılan ilk yoldaşımız Ferat – Vahdettin Balıkçı oldu. Ferat yoldaşımızın 1997 yılındaki şehadeti yeni katılımlara vesile oldu ve zaman içinde Axçira köyünde gerilla saflarına katılım bir geleneğe dönüştü. Öyle ki 1997 yılında Karker Adilcevaz – Erkin Balıkçı, 2002 yılında Sîpan – Sunullah Keserci ve Şervan – Murat Keserci yoldaşlarımız gerilla saflarına katıldı. Gerilla saflarına katılan ve tereddütsüz bir mücadelenin sahibi olan bu yoldaşlarımızın çeşitli tarihlerde şehadete ulaşması da yeni katılımların önünü açtı. Daha sonra Şehîd Rûbar – Ergül Toro, Şehîd Amed – Sedat Beyaz, Şehîd Diren – Mahpus Keserci, Şehîd Şervan – Erol Toro, Şehîd Merwan Pîro – Taner Keserci, Şehîd Sîpan Holo – Fehmi Keserci, Şehîd Şervan – Hüseyin Keserci, Şehîd Rûbar Şervan – Servet Toro, Şehîd Ronahî – Şükran Bakan yoldaşlarımız çeşitli tarihlerde gerilla saflarında katılarak ve yiğitçe şehadete ulaşarak Kurdistan Devrimi’nin mayası oldular.
Böylesine köklü yurtseverlik geleneğinin yaşandığı bir ailede doğan Karker yoldaşımız, halkımızın tarihsel geleneklerine bağlı, özlü bir şekilde yetişti. Doğal köy ortamında büyüyen yoldaşımız, küçük yaştan itibaren doğayla iç içe büyüdü. Bir yandan hayvanlarını otlatırken diğer yandan da Kurdistan’ın muhteşem havasını soludu, soğuk pınarlarından kana kana içerek susuzluğunu giderdi. Aynı zamanda arkadaşları için samimi ve iyi bir oyun arkadaşı olmayı bildi. Henüz küçük yaştan itibaren haksızlığa karşı çıkarak kişiliğine dair ilk belirtilerini gösterdi. Boyun eğmeyen asi duruşu sayesinde çevresiyle bazen çelişkiler yaşasa da bu özelliğini daha sonra büyük çıkışların temeli haline getirdi. Ailesinin kimi zaman ekonomik anlamda yaşadığı sorunları anında hisseden yoldaşımız, tüm yaşamını buna göre idame ettirmeyi bildi. Bu özelliğiyle tüm kardeş ve arkadaşlarının örnek aldığı biri oldu. Her ne kadar gittiği okulların halkımıza karşı soykırımı geliştirdiğinin bilincinde olsa da yine de her zaman en başarılı öğrenci olmayı hedefledi. Ailesinden edindiği köklü yurtseverlik bilincini lise yıllarında daha da derinleştiren yoldaşımız, özellikle düşmanın halkımıza yönelik geliştirdiği saldırılara büyük bir öfke duydu. Karker – Erkin Balıkçı yoldaşımızın 2006 yılında Serhed alanında şehadete ulaşmasından derinden etkilendi. Yine aynı yıl Önderliğimizin soykırımcı Türk devleti tarafından sistematik bir şekilde zehirlenmesi Karker yoldaşımız için artık son nokta oldu. Hem yaşanan şehadetler ve Önderliğimize yönelik insanlık dışı saldırılar hem de ablası Ronahî – Aynur Ulugana yoldaşımızın gerilla saflarına katılması Karker yoldaşımız için en önemli mücadele gerekçeleri oldu. Bu temelde üniversite okuduğu Eskişehir’den yüzünü Kurdistan dağlarına dönen yoldaşımız, gerilla saflarına katılarak çocukluk hayallerini gerçekleştirdi. Aynı zamanda bu duruşu ve tavrıyla bir Kürt genci olarak düşman saldırılarına nasıl cevap verilmesi gerektiğinin en önemli örneği oldu.
Gerilla saflarında aldığı ilk eğitimle birlikte önemli bir yoğunlaşma sürecinden geçen Karker yoldaşımız, özellikle dağ ve gerilla yaşamının halkımız için derin anlamının farkına vardı. Kurdistan dağlarında gerillacılık yapmanın halkımızın yüzlerce yıllık özgürlük özleminin karşılığını bulması demek olduğunun bilinciyle mücadelesini her geçen gün büyüttü. Yürüttüğü özgürlük mücadelesinde başarılı olmayı ve böylece halkımıza ve şehitlere layık olmayı en öncelikli görevi olarak belirleyen Karker yoldaşımız, bu anlamda derin arayışların takipçisiydi. Zafer çizgisindeki başarının fedailik çizgisinde yürümekten geçtiğinin bilinciyle ablası Ronahî – Aynur Ulugana yoldaştan hemen sonra Hêzên Taybet çalışmalarına dahil oldu. Aldığı eğitimlerle fedailiğin bir yaşam biçimi, PKK’nin yaşayan özü olduğunu kısa sürede kavrayarak kendisini buna denk bir yaşam tarzına kavuşturdu. Soykırımcı Türk devletine karşı olan öfkesini mücadelesini büyütmenin zemini haline getirerek, örnek bir katılım sergiledi. Hêzên Taybet çalışmaları kapsamında Hêzên Taybet Karargahında ve farklı alanlarda birçok önemli ve stratejik çalışmada yer alarak yoldaşlarının yüksek güvenini kazandı. Yaşamda ve yer aldığı çalışmalardaki militanca duruşu ve olgun kişiliği ile tüm yoldaşlarının örnek aldığı bir militan haline geldi.
Yüzü her zaman Bakurê Kurdistan’a dönük olan yoldaşımız, ulaştığı tarih bilinci ve Apocu felsefi derinlikle hem bir militan olarak halkımızın beklentilerine cevap olmak hem de Türk devletinden on yılların intikamını almak istedi. Bu temelde 2011 yılında Amanoslar’a geçen yoldaşımız, burada aktif bir katılım gösterdi. Devrimci Halk Savaşı çerçevesinde düşmana karşı etkili eylemlerin gerçekleşmesinde önemli sorumluluklar üstlendi. Eylemciliğiyle tanınan Karker yoldaşımız, Amanoslar’da işgalci Türk devletine yönelik gerçekleştirilen birçok eyleme öncülük etti. Burada katılımı ve güçlü yoldaşlığı ile tüm yoldaşlarının örnek alacağı bir militan oldu. Genç yaşına rağmen kendisini komutanlık meziyetlerinde geliştiren yoldaşımız, dervişane yaşamı ile de Apocu fedailiğin en seçkin örneklerinden biri oldu.
Kurdistan Özgürlük Mücadelesi’ndeki şahadet gerçekliğinin derin bilincinde olan Karker yoldaşımız, her şehidin mücadeleyi büyütmenin gerekçesi olduğunun farkında oldu. Şehadete ulaşan her bir yoldaşının hayalini ve amaçlarını gerçekleştirmeyi görev ve bağlılığın gereği olarak değerlendiren yoldaşımız; birlikte büyüdüğü, aynı yaşamı ve hayalleri paylaştığı, aynı amaç için mücadele ettiği yoldaşı, çocukluğundan itibaren hep birlikte büyüdüğü ve süt kardeşi olan amcasının oğlu Egîd – Vedat Ulugana yoldaşımızın 2016 yılında, ablası Ronahî – Aynur Ulugana yoldaşımızın da 2021 yılında Amed’de şehadete ulaşmalarını mücadelesini büyütmenin gerekçesi yaptı. Şehitler gerçekliğine ancak onların hayal ve amaçlarını gerçekleştirerek layık olunabileceğini bilerek her geçen gün mücadelesini büyüttü.
Rojavayê Kurdistan ve özelde de Efrîn’deki halkımızın devrimsel bir çıkış yapması, halkımızın yeminli düşmanlarının dikkatini çekti ve erkenden saldırıların hedefi oldu. Efrîn’in ilk olarak DAİŞ ve daha sonra diğer çetelerin hedefi haline gelmesi ve halkımızın katliam riskiyle yüz yüze kalması sonucunda Karker yoldaşımız, 2013 yılında bir grup yoldaşıyla birlikte Amanoslar’dan Efrîn’e geçerek tarihi bir müdahalede bulundu. Şiyar Malatya, Mazlûm Cîger, Dewran Faraşîn, Mervan Ûrfa, Xebat Wan, Piling Adiyaman, Ronî Rojhilat, Xabûr Dêrik ve Karker Tohildan yoldaşlardan oluşan seçkin Amanos gerilla birliği, yıllarca özgürlük mücadelesinin başarısı için en değerli evlatları başta olmak üzere her şeyini feda eden cefakar Efrîn halkının yardımına koştu. Efrîn’e geçen Karker yoldaşımız, burada çetelere karşı önemli başarıların kazanılmasında önemli rol oynadı. Savaştaki cesareti, gerilla taktiklerindeki yenilikçiliği ile birçok çete saldırısının püskürtülmesini sağladı. Böylece Efrîn, Şehba ve Heleb’deki halkımızın varlığını korumasının, özgürce yaşamasının ve kendisini yönetmesinin zeminini yaratan yoldaşımız, başarılı pratiği ile bölge halkının da saygı ve sevgisini kazandı.
Çeteler eliyle Rojava Özgürlük Devrimi’ni yenilgiye uğratamayacağını anlayan Türk devletinin 2018 yılının başından itibaren bizzat Efrîn’e yönelik işgal saldırısı başlatması üzerine buradaki direnişe öncü düzeyde katılan Karker yoldaş, büyük kahramanlık destanlarının yazıldığı ve Türk devletine ağır darbelerin vurulduğu Qestel Cindo bölgesinde komutanlık yaptı. Bir komutan olarak her zaman savaşın yoğun olduğu yerlerde bulunmayı kendisine ilke edinen Karker yoldaş, güçlü ve Apocu ilkelere dayalı yoldaşlığı ile tüm yoldaşları için moral ve güç kaynağı oldu. Apocu bir komutana yaraşır biçimde kendisini savaşçılarından ayrı görmeyerek, onlarla sürekli iç içe olmayı seçti. Böylece tüm savaşçılarıyla birebir ilgilenerek onların da birer Apocu militan olmalarında büyük bir emeğin sahibi oldu. Yaratıcı ve sorunlara karşı çözüm gücü olmasıyla tanınan Karker yoldaşımızın olduğu yerde tıkanmaya, çaresizliğe ve karamsarlığa yer olmazdı. Efrîn Direnişi’nin ikinci aşamasında askeri boyutta yaşadığı derin yoğunlaşmalarla direnişin sürdürülmesinde ve her geçen gün Türk ordusuna ve bağlı çetelere ağır darbelerin vurulmasına öncülük etti. Bu temelde HRE (Hêzên Rizgariya Efrîn)’in kurucu komutanlarından biri olarak günümüze kadar da büyük fedakarlıklar pahasına devam eden tarihi Efrîn direnişinin mimarlarından biriydi. Türk devletinin halkımıza yönelik geliştirdiği saldırılara karşı sürekli misilleme eylemleri geliştirerek düşmana anında cevap olarak cefakar ve mazlum Efrîn halkının intikamını yerde bırakmadı.
Özü ve sözü bir olan Apocu fedai komutan Karker Tolhildan yoldaş, duruşu, mertliği ve yiğitliği ile tüm savaşçılarının ve Efrîn halkımızın yüreğinde yer edindi. Başta Efrîn halkımız olmak üzere tüm Kurdistan halkı için zengin bir mücadele mirası bırakan Karker yoldaşın, uğruna tüm yaşamını fedaice ve hiç tereddüt etmeden adadığı özgür Kurdistan amacını tüm şehitlerimize layık olmanın bilinciyle başarıya taşıyacağımızın sözünü yineliyoruz.”