HABER MERKEZİ –
‘İkinci Cumhuriyet’ denen faşist soykırımcı TC diktatörlüğünün artık sonu gelmiştir
“Bir yandan her alandaki ırkçı, şoven, milliyetçi saldırılar, düşmanlıklar, katliamlar TC devletinin ve AKP-MHP faşizminin Kürt düşmanı faşist-soykırımcı zihniyet ve siyasetiyle benzeştirilirken, diğer yandan bu tür ırkçı-şoven-faşist saldırılara karşı gençlerin, kadınların, halkların direnişi de Kürt halkının Bakurê Kurdistan’da, Rojavayê Kurdistan’da, Başûr’da, Rojhilatê Kurdistan’da faşist-soykırımcı saldırılara karşı yürüttüğü kahramanca direnişten ilham alıyor. Dünyanın dört bir yanından gençler, kadınlar, Kürt gençleri ve kadınlarının her türlü faşist-soykırımcı zorbalığa karşı geliştirdikleri kahramanca özgürlük mücadelesinden ilham alarak, umut ve güç alarak direniyor, mücadele ediyor. Kendi mücadelelerini Kürt halkının, gençlerinin, kadınlarının mücadelesiyle birleştiriyor, özdeşleştiriyor.
Besbelli ki yüz yıllık TC’nin soykırım zihniyet ve siyaseti artık iyice deşifre olmuş ve yolun sonuna gelmiştir. Bu zihniyet ve siyaseti en barbarca yürüten AKP-MHP faşizmi artık tam bir çözülme ve çöküş sürecindedir. Hem CHP’nin kurduğu TC faşist-soykırımcı sisteminin hem de Kenan Evren-Tayip Erdoğan ve Devlet Bahçelinin kurduğu ‘İkinci Cumhuriyet’ denen yeni faşist soykırımcı TC diktatörlüğünün artık sonu gelmiştir. Böyle bir diktatörlük iyice teşhir olmuş, Ortadoğu halkları ve insanlık için nasıl büyük bir tehlike arz ettiği herkes tarafından görülür hale gelmiştir. Bunu bu biçimde deşifre eden, görünür kılan, ortamı aydınlatan ise hiç kuşkusuz Partimiz öncülüğünde Kürt gençlerinin, kadınlarının, Kürt halkının yürüttüğü kahramanca mücadele olmuştur.
İşte bu mücadele bugün AKP-MHP faşizmini yıkımın eşiğine getirmiş durumda. Gerilla direnişi her gün dağda, ovada, şehirde faşist soykırımcı zihniyet ve siyasete öldürücü darbe vuruyor. Kürt gençlerinin ve kadınlarının her gün dört parça Kürdistan ve yurtdışındaki eylemleri AKP-MHP faşist soykırımcı zihniyet ve siyasetini teşhir ediyor. Böylece TC’de somutlaşan Kürt düşmanı, faşist-sömürgeci-ırkçı-şoven zihniyet ve siyasetin sonuna gelinmiştir. AKP-MHP faşizminin ağır bir çöküşü yaşadığı ve ömrünü daha fazla uzatamayacağı netleşmiştir.
Şunu net ifade edebiliriz: Evren-Erdoğan-Bahçeli faşist-soykırımcı diktatörlüğü ne kadar saldırırsa saldırsın, ne kadar katliam yapar, kan akıtırsa akıtsın, ne kadar devrimci-yurtseveri katleder, tutuklayıp zindanlara doldurursa doldursun kesinlikle yüzünü maskeleyemeyecek, kendisini gizleyemeyecek, ömrünü uzatamayacak. Partimizi, gerillamızı, Kürdistan Özgürlük Hareketini imha ve tasfiye edemeyecek, Kürt halkını özgürlük için mücadeleden uzaklaştıramayacaktır. Tam tersine çokça söylenen bir söz olarak ‘Döktüğü kanda boğulacaktır, uyguladığı vahşet içinde yok olacaktır.’ Geliştirdiği zulüm ve katliamlar içerisinde çöküşe gidecek ve kendisi yok olacaktır. Artık bu kanıtlanmıştır.
AKP-MHP faşizmi, Erdoğan-Bahçeli diktatörlüğü Kürtler kadar Türkiye halklarının ve insanlığın da başına büyük bir bela haline gelmiştir. On yıllardır PKK’yi imha etmek, Kürt halkını özgürlük mücadelesinden alıkoymak için yürüttükleri saldırılar başarısız kalmış, boşa çıkartılmıştır. Uluslararası Komplo yenilgiye uğratılmıştır. Önder Apo’nun ve Partimizin büyük direnişiyle Kürt gençleri, kadınları, Kürt halkı, Kürt dostları, tüm devrimci, demokratik güçler ve insanlık artık gerçeği net bir biçimde görür hale gelmiştir. Dolayısıyla söz konusu vahşi saldırılar, katliamlar Kürt gençlerini, kadınlarını, Kürt devrimcilerini artık korkutmamaktadır, ürkütmemektedir. Tam tersine onları daha çok öfkelendirmekte, kinlerini daha çok arttırmakta, mücadele azim ve kararlılıklarını daha çok büyütmekte, iradelerini daha keskin kılmaktadır. AKP-MHP faşizmi ne yaparsa yapsın, kendini dünya kapitalist güçlerine ne kadar pazarlarsa pazarlasın Kürt işbirlikçiliğinden ve faşist-soykırımcı barbarlıktan ne kadar medet umarsa umsun, dolayısıyla ne kadar çok saldırı yapar, katliam uygular, tutuklamalar geliştirirse geliştirsin partimizi zayıflatamayacak, gerilla direnişimizi daraltamayacak, kadın ve gençlik öncülüğündeki halkımızın ve Türkiye halklarının anti-faşist özgürlük ve demokrasi direnişlerini kesinlikle kıramayacaktır.
Şehitlerimiz mücadelemize daha büyük güç katacaktır
Partimiz öncülüğünde kahraman gerillamızın ve halkımızın geliştirdiği direniş faşist soykırımcı zihniyet ve siyaseti yerle bir edecek, tarihin çöp sepetine mutlaka atacaktır. Bunda da kahraman şehitlerimiz her zaman öncülük rolü oynayacaklardır, gerçeği gösterecekler, bizleri eğitecekler, iradeli kılacaklar, her zaman her yerde en temel güç kaynağımız olarak rol oynayacaklar, faşist soykırımcı-sömürgeci zihniyet ve siyaseti yenilgiye uğratan direnişin öncü komutası olarak tarihi rollerini oynayacaklardır. Şehitlerimiz mücadelemize daha büyük güç katacaktır.
AKP-MHP faşizmi bilsin ki Kasım Engin Yoldaşın katledilmesi bizleri, PKK militanlarını, HPG ve YJA-Star savaşçılarını, Kürt gençlerini ve kadınlarını korkutmamıştır, ürkütmemiştir, yıldırmamıştır, geri adım attırmamıştır. Tam tersine onların öfkesini ve kinini büyütmüş, bilinçlerini derinleştirmiş, iradelerini keskinleştirmiş, mücadele etme kararlılıklarını, cesaretlerini ve fedakârlıklarını özgürlük için daha da büyütmüş, artırmıştır.
Dolayısıyla şu çok iyi bilinmeli ki yaşamı içerisinde büyük, yüksek bir tempoyla ve üretken bir tarzla, büyük-devrimci değerler ortaya çıkartıp miras olarak bize bırakmayı başarmış olan Kasım Engin Yoldaş ve tüm şehitlerimiz, şehadetleriyle gerçekleri daha çok aydınlattıkları gibi, bizleri eğiterek, mücadele azim ve kararlılığımızı artırmışlardır. Yine devrimci mücadelemizin her alanda daha güçlü gelişmesini, daha etkili yürütülmesini ve daha sonuç alıcı kılınmasını sağlamışlardır. Kuşkusuz önümüzdeki süreçte bu rolünü çok daha etkili oynayacaktır. Nasıl ki her türlü faşist-soykırımcı saldırıya rağmen Kasım Yoldaş 24 saat pratik içerisinde olmuşsa, her an saldırıları boşa çıkartarak devrimci görevleri yerine getirmeyi başarmışsa, aynı şekilde Kasım Engin Yoldaşın anısına geliştirilecek Devrimci İntikam Mücadelesi de söz konusu çabaları daha çok artıracak, faşist-soykırımcı saldırıları daha çok kıracak, her alana yayacak, büyütecektir. AKP-MHP faşizmini daha çok kuşatarak, darbeleyecek, onu tarihi sona, yenilip çöp sepetine atılma durumuna mutlaka götürecektir. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmamalıdır. Kasım Engin Yoldaşın anısı her zaman devrimci intikam yeminimiz olacak, devrimci görevlerimizi daha büyük başarıyla yerine getirmemize güç ve imkân sunacaktır.
Büyük şehidimizin ailesinin de ifade ettiği gibi dönem acılar altında ezilme, ağlama, sızlama dönemi değildir. Dönem tersine Şehit gerçeğini daha doğru anlama, daha gerçekçi sahiplenme ve şehidin izinden daha büyük bir cesaret ve fedakârlıkla yürüme dönemidir. Dolayısıyla dönem devrimci intikam görevlerine, anti-faşist direniş görevlerine, özgürlük ve demokrasi mücadelesini daha da büyütme ve geliştirme görevlerine daha çok ve daha sıkı sarılma, bu görev ve sorumlulukları Önderlik ve Şehitler çizgisinde anı anına doğru tarz, üslup ve tempoyla başarılı bir biçimde yerine getirme dönemidir. Çok açık ki tüm şehitlerimiz anısına, Kasım Engin Yoldaş anısına, Parti öncülüğümüzün, gerillamızın, kadın ve gençlik hareketimizin, halkımızın vereceği cevap kesinlikle bu tarzda direnişi büyütme ve zafere götürme tutumu olacaktır.
Hareket ve halk olarak şu gerçekleri yakın geçmiş içerisinde çok net bir biçimde gördük: 2020 baharına Kürt halkı ve Özgürlük Hareketi olarak çok daha hazırlıklı ve mücadeleci bir temelde girdik. Özellikle Ortadoğu’da yaşanan Üçüncü Dünya Savaşı’nın geldiği nokta, sağladığı derinlik ve yaygınlık, bu durumun ortaya çıkardığı imkân ve fırsatlar hem Kürdistan’da Özgürlük Mücadelesini geliştirmemiz için bize büyük fırsat ve imkân sundu, hem de böyle bir mücadeleyi geliştirme görev ve sorumluluğu içine soktu. 2020 yılında tecridi kırma, faşizmi yıkma, Kürdistan’ı özgür, Türkiye ve Ortadoğu’yu demokratik hale getirmek için böyle büyük bir devrimci direniş hamlesinin hazırlıkları içerisinde olduk ve Uluslararası Komplonun 22. yılına giriş sürecinde komploya karşı halk direnişi temelinde böyle bir süreci başlattık. Bu büyük bir başlangıçtı, yeni bir çıkıştı. Ardından 8 Mart’ta Kürdistan’da ve dünyada kadınların özgürlük için ayağa kalkışları gerçekten görkemli oldu. Tüm zamanların en büyük ve en yaygın kadın duruşu, Kadın Özgürlük tutumu, iradesi, Kadın Özgürlük Mücadelesi ortaya çıktı. 15 Şubat Komplosu’na, tecride ve faşizme karşı direniş durumu, 8 Mart kadın özgürlük direnişi büyük bir mücadele yılına girilmiş olduğunu ve bunun AKP-MHP faşizmini kesin bir yenilgiye uğratacağını herkese gösterdi. İşte böyle bir ortamda bu Koronavirüs denen mikrop saldırısı AKP-MHP faşizminin gerçekten de imdadına yetişti. Deyim yerindeyse onları kurtaran oldu.
Nasıl ki emperyalist efendilerinden, Kürt işbirlikçi ihanetinden medet umuyorlarsa Erdoğan-Bahçeli faşizmi Koronavirüsten de medet umar, fayda sağlar bir duruma düştü. Bu kadar yıkımın, çöküşün eşiğindeydi. Çökme ve çözülme noktasındaydı. Böyle bir durumda söz konusu mikrop saldırısına dayanarak geliştirdiği faşist baskı, saldırı, denetimle devrimci mücadelelerin önünü kesmeye, durdurmaya, bu temelde de ömrünü uzatmaya çalıştı. Newrozların, kahramanlık haftalarının, 1 Mayısların büyük devrimci eylemliliğinin önünü kapatmaya çalıştı. Gerçekten de tehditlerle, korkutarak, yasaklarla toplumsal hareketi belli ölçüde zayıflatmayı bildi ama kahraman gerilla güçlerimiz, Parti öncülüğümüz bu oyuna gelmedi. Bunun tehlikeli bir oyun olduğunu, AKP-MHP mikrobunun Korona mikrobundan daha tehlikeli bir mikrop olduğunu değerlendirerek böyle bir süreçte Özgürlük Mücadelesini, faşist-soykırımcı düşmana kahredici darbeler vuran devrimci gerilla eylemlerini kırda ve şehirde daha güçlü geliştirdi. Bu çerçevede önemli ölçüde AKP-MHP oyunu bozulmuş oldu. Bir yönüyle ömrünü uzatmak için tahakküm kurmaya çalışmış olsa da diğer yandan gerilla direnişi ile hileleri, oyunları bozulabildi.
Şimdi bunun bir oyun ve hile olduğu, uygun yol ve yöntemler bulunarak anti-faşist topyekûn direnişin her alanda geliştirilmesi gerektiği herkes tarafından anlaşılıp kabul görünce, bunu engelleyebilmek için istihbarat ve teknik imkânları kullanarak insanlık dışı vahşi saldırılarını ve katliamlarını uygulamaya koydular. Bizleri, Parti öncülüğümüzü, gerilla ve halk direnişimizi söz konusu katliamlarla, şehadetlerle engellemek, dolayısıyla 2020 devrimci hamlemizin çok daha yaygın ve güçlü gelişmesini engellemek istiyorlar.
2020 yılını Kasım Engin intikam yılı haline getireceğiz
Fakat şunu bilsinler; hesapları şimdiden bozulmuştur. Umutları kursaklarında kalacaktır. Yaptıkları saldırıların büyük çoğunluğu zaten boşa çıkarılmıştır. Kasım Engin Yoldaş gibi şehadetler de mücadeleyi zayıflatıcı değil, tam tersine daha çok büyütücü, yaygınlaştırıcı, Partimizde, gerillamızda, kadın, gençlik hareketimizde, halkımızda ve dostlarımızda devrimci azmi, iradeyi daha çok geliştirip, eylemliliği daha çok büyütücü rol oynayacaktır.
Bu tür katliamcı saldırılarla önümüz kesilmek istenmektedir. İşbirlikçi ihanetin saldırılarıyla mücadelemizin önü kesilmeye, sınırlandırılmaya çalışılmaktadır. Bunu çok iyi görüyor ve anlıyoruz. Fakat faşist-soykırımcı düşman ve uşakları çok iyi bilsinler ki bu saldırılar bizi zayıflatmayacak tam tersine daha çok güçlendirecektir. Mücadelemizi daraltmayacak daha çok büyütecek ve yaygınlaştıracaktır. Bu saldırılarla zayıf düşen, geri çekilen, kuşatılan biz olmayacağız, Kürdistan Özgürlük Mücadelesi ve Türkiye devrimci, demokratik hareketi olmayacak, tam tersine söz konusu saldırılar anti-faşist özgürlük ve demokrasi mücadelemizi daha çok büyütecek, daha çok yayacak, daha çok derinleştirecek, Kürdistan’da olduğu kadar Türkiye’ye de yayacak, dağda olduğu kadar şehre yayacaktır. Dolayısıyla AKP-MHP faşizmini yıkıma götürecek mücadele her zamankinden daha güçlü gelişecektir. 2020 hamlemiz engellenemeyecek, tam tersine daha büyük bir öfke ve kinle, daha güçlü geliştirilecektir. Kasım Engin İntikam Hamlesi olarak bütün şehitlerimizin intikamlarını alma temelinde hamle daha çok büyüyecek, daha etkili geliştirilecek ve AKP-MHP faşizmi kesin sonuna, çöküşe ve çözülüşe böyle bir hamleyle mutlaka götürülecektir.
Bunlar temelinde açıkça ifade ediyoruz ki tüm PKK kadro ve sempatizanları, tüm Partili yoldaşlar, hepimiz Kasım Engin Yoldaş anısına Önderlik ve Parti çizgisinde daha güçlü partileşerek kendimizi Önderlik ve Şehitler çizgisinde eleştirel-özeleştirel sorgulamadan geçirip yenileyerek, devrimci intikam görevlerimize her alanda daha güçlü sahip çıkacağız. Bu temelde daha büyük savaşıp daha büyük kazanacağız. 2020 yılını Kasım Engin intikam yılı haline getireceğiz. 2020 yılını İmralı tecridinin kırıldığı, AKP-MHP faşizminin yıkıldığı, Kürdistan’da özgürlüğe, Türkiye’de demokrasiye adım atıldığı bir yıl yapacağız. Böyle bir mücadeleyi başarıyla yürütmek için her alanda öncülük görevlerimize daha güçlü sahip çıkıp, daha etkili yürüteceğiz ve mutlaka başaracağız.
Yine kahraman Kürdistan özgürlük gerillası Bakur’da Başûr’da, Rojhilat’ta, Rojava’da, dört parça Kürdistan’da, dağda, ovada ve şehirde, her alanda Kasım Engin intikam görevlerine daha güçlü sahip çıkacak, kendini yenileyip yeniden yapılandırarak, Demokratik Modernite çizgisinin gerillası ve özsavunması olarak faşist-soykırımcı zihniyet ve siyasete, AKP-MHP faşist diktatörlüğüne karşı her alanda doğru tarz, üslup ve yeterli tempoyla daha güçlü savaşacak ve daha büyük başaracaktır. Her gün faşist-soykırımcı düşmanı kahreden, ona öldürücü darbeler vuran, kahraman şehitlerimizin intikamını alan devrimci eylemler mutlaka geliştirecektir.
AKP-MHP faşizminin yaptıklarının hiçbiri yanına kalmayacaktır. Faşist-soykırımcı-sömürgeci suçların hepsinin hesabı mutlaka bir bir sorulacaktır. İşbirlikçi-ajan yapı, halk üzerinde baskı uygulayan güçler, AKP-MHP faşizmine hizmet eden tüm ekonomik-siyasi-askeri yapılar kahraman gerillamızın ezici vuruşlarına hedef olmaktan kendilerini kurtaramayacaklardır. Her an faşist-soykırımcı düşmanın ensesinde kahraman Kürt gerillasının nefesi olacaktır.”
Duran Kalkan
Devam Edecek…