HABER MERKEZİ
Yüksek bir irade ve yüreklerimizin yandığı anlar
Beş erkek arkadaşın olduğu kampa yoğunluk vermişlerdi. Oraya çok yükleniyorlardı. Arkadaşlar orada da büyük bir direniş sergileyince düşman içeriye girememiş ve farklı katliam yolları denemeye başlamıştı. Düşman azgınlaşmış, hayal ötesi yollara baş vurur olmuştu. Arkadaşların kaldığı mağaraya sondaj makinesine benzer bir makine ile delip açtıkları delikten bomba ve zehirli gaz atıyorlardı. Düşman bu kampımıza karşı türlü türlü kimyasal gazlar kullanıyordu.
Arkadaşlar bu kampta öncesinden tedbir olarak sığınak yapmışlardı. Düşman kayalıkları delip içeriye bomba atınca arkadaşlar sığınak sayesinde etkilenmemişti. Düşmanın yine zehirli gaz kullandığı bir günde bazı arkadaşlar sığınak dışına çıkmışlardı. Arkadaşlar çıkmak için yol ararken düşman gaz atmıştı. Bizim kampımız gibi o kampın içinden de su akıyordu. Gaz bombaları atıldığında Heval Çektar dışında, dışarıda olan diğer arkadaşlar suya atladıkları için o arkadaşlara birşey olmamış fakat Çektar arkadaş suya yetişemeyip olduğu yerde şehitler kervanına katılmıştı. Arkadaşlar sonrasında gazın etkisi geçince Heval Çektar’ın naaşının üstüne gittiklerinde kimyasal gazın vücutta yarattığı etkiyi ve sonucu bariz bir şekilde görmüşlerdi.
Günlerce süren direnişten sonra ilk şehidimizi vermiştik. Düşmanımız korkaktı, korkak olduğu için de tehlikeliydi. Bizi yok etmek için her türlü kirli yönteme başvuruyordu. Düşman bize saldırsın, bize kimyasal atsın, biz kendimizi feda etmeye hazırdık. Ama elimiz kolumuz bağlıyken, gözlerimizin önünde yoldaşlarımıza saldırması dayanılmaz acılar yaşatıyordu bize.
Düşman vahşette sınır tanımıyordu. Emindik ki insan olamazdı bunları yapan. Arkadaşların bulunduğu yerlerin kapılarını kapatıyorlardı. Tekrardan şahsımızda Kürt halkını betona gömmek istiyorlardı. Arabalarla toprak taşıyıp üstlerini ve kapılarını dolduruyorlardı. Diğer kampların üzerinde adeta inşaat alanı gibi çalışıyor, hafriyat yapıyor mağaralara bombalar atmaya devam ediyorlardı. Arkadaşların üzerinde kullandıkları bombalardan bir tanesi insanda şok etkisi yaratıyor, elektrik çarpmış gibi bir etki oluşturuyordu. Sanki bütün kemiklerin eklemleri birbirinden ayrılacak gibi oluyordu. İçeriye gaz attıkları zaman, kızarmış yağın suya döküldüğü zaman çıkardığı sesi çıkarıyordu. Arkadaşlar bu kimyasallara karşı battaniyelerini ve tulumlarını ıslatıp üzerlerine atarak tedbir almışlardı. Yine bulundukları sığınağın etrafını çamurla kapatmış, daha güvenli olmasını sağlamışlardı.
Yani her şey yaşamak içindi. Direnelim ki yaşayalım. Yaşayalım ki direnebilelim. Yaşamak istemimizin sebebi bireysel bir istem değildi. Yaşayamazsak Çektar’ın intikamını alamazdık, yoksa Çektar gözleri açık giderdi, yoksa Çektar bizlere alınır, intikamını alamadık diye hatırı kalırdı. O yüzden herşeyi yaşamak ve intikam almak için yapacaktık…
Sanki herşey bize karşıydı. En çok kaygısını duyduğumuz ve korktuğumuz kadın arkadaşların kampına girmeleriydi. Ama korktuğumuz başımıza gelmiş ve düşman o kampa da girmeye çalışıyordu. Yerimizden bir çıkabilsek, yapacağımız ilk şey gidip arkadaşları kurtarmak olurdu. Düşmanın ablukalarını yarar, arkadaşları ölümüne kurtarmaya çalışırdık ama yerimizden çıkamıyorduk.
Operasyonun olduğu ilk gün kadın arkadaşların kampına baskın yapmışlardı. Kadın arkadaşlar baskın olmadan önce zaten kamptan çıkmak için hazırlanmışlardı. O kampa baskın çok ani olmuş ve düşman direkt kapıya gelerek içeriye bomba atmaya başlamıştı. Yukarıdaki bir delikten içeriye düşen kar gizli oda gibi doğal bir yer oluşturmuştu. On üç kişi olan arkadaşlar bu gizli yere giriyorlar ve beş gün o karın içinde kalıyorlar. Arkadaşlar kamp içindeki kardan oluşmuş doğal odada saklanırken düşman kampın içine giriyor. Askerler kampın içinde dolaşırken arkadaşların yanında silah olmadığı için birşey yapamıyorlar. Düşmanın ilk attığı bombaların etkisiyle silahlarını alamıyorlar. Kadın arkadaşların kampı çok sağlam olmadığı için bombalardan etkilenmiş, silahlarını alamadan kendilerini gizli yere zor atmışlardı.
Tarih bizi sınava tabi tutuyordu
Düşman arkadaşları bulamıyor fakat orada olduklarından şüphelenip hemen gitmiyor. Arkadaşları oyuna getirmek için, Kato’da kalan bir arkadaşın adını kullanarak sanki gelen o arkadaşmış gibi arkadaşlara sesleniyor. Arkadaşlar bu oyuna gelmiyor ve bu beş gün boyunca kar soğuğuna karşı direniyorlar. Bir arkadaş burada donarak ölümsüzler kervanına katılıyor. Beş gün sonra arkadaşlar düşmanın gittiğini anlayınca çıkıp dışarıya bakıyorlar ve her yerde izlerin olduğunu görüyorlar. Düşmanın bıraktığı bu izler arkadaşların işine yarıyor ve arkadaşlar kamptan çıkıp kendilerini başka bir kaya çatlağına, boşluğuna atıyorlar. Düşman, kadın arkadaşların kampından çıkarken kampı ateşe vermiş ve öyle gitmişti. On üç arkadaş günlerce aynı mağarada düşmandan gizlenmiş ve sonunda yakılan kamptan kendilerini dışarıya atmayı başarmışlardı fakat bir arkadaş şehit düşmüştü.
Geriye kalan on iki arkadaş da kardan ve soğuktan çok etkilenmişti. Zaten yeni yerleri de karlıydı. Nudem arkadaş soğuktan dolayı şehadetin eşiğine gelmişti ve arkadaşların elinden bir şey gelmiyordu. Dünyada, kendinden çok sevdiğin yoldaşının, ellerinde şehadete ulaşması kadar zorlayıcı bir durum olamaz herhalde. Elinizden de birşey gelmiyor, sadece gül yüzüne bakıyorsunuz. Diğer arkadaşların durumu da çok iyi değildir, bir şey yapmasalar hepsi şehit düşecekler. Arkadaşların bulunduğu kampın yakınlarında yedi kadın arkadaşın kaldığı başka bir kamp vardı. Bütün tehlikeye rağmen üç arkadaş gidip oradan kendilerini sıcak tutacak birşeyler getirme kararı alıyor. Arkadaşlar kampa yaklaştıklarında kampın üzerinde düşmanın olduğunu görüyorlar ve birşey getiremeden geri dönüyorlar. O kampa da baskın yapılmıştı ve içeride yedi kadın arkadaş vardı. Sanki kara kışın bütün kara bulutları üzerimize çökmüş, bize karşı birleşmişti. Bütün kamplarımız baskına uğramış, tarihsel bir sınava tabi tutuluyoruz hissi oluşturuyordu.
Yetmez miydi tarihe nam salan parti direnişimiz? Şehitlerimiz, partimiz, savaşımız kendisini tüm dünyaya kanıtlamıştı kanıtlamasına ama tekrardan tarih bizi sınava tabi tutuyordu. Hem de öyle bir sınav ki, şimdiye kadar örneğine az rastlanır bir sınav. Bize düşen ise, tarihte eşine az rastlanır bir direniş ve irade sergilemekti.
Üç arkadaş gitmiş fakat elleri boş dönmüşlerdi. Nudem arkadaş soğuktan şehit düşmek üzeredir ve acilen birşeyler yapmak gerektiği için üç kadın arkadaş daha baskın olan kampa gidip birşeyler getirmek üzere yola çıkıyor. Zîlan, Xwînda ve Avaşîn arkadaşlar… Artık arkadaşlar nasıl içeri girmişler bilemiyoruz fakat bir ara silah seslerinin geldiğini duyduk. Zaten kampın kendisinde yedi arkadaş vardı ve üç arkadaş daha içeri girmişti. Bu arada Nudem arkadaş şehadete ulaşmıştı. Yanındaki arkadaşların da durumlarının hiç iyi olmamasına rağmen, yoldaşlarını kurtaramamanın ezikliğini yaşıyorlardı.
Zîlan, Xwînda ve Avaşîn arkadaşlar yoldaşlarını yaşatabilmek için, kendilerini çıkamayacakları bir ateşe atmaktan hiç çekinmemişler; diğer yoldaşlarını kurtarabilmek için ölümün üzerine büyük bir cesaretle yürümüşlerdi. PKK’lilerin ölümü yendikleri, korkmadıkları denilen şey bu olsa gerek. Zaten bizim için bir yaşam varsa yoldaşlarımızla ve özgür olan yaşamdı. Bunlar elimizden alınmaya çalışıldığında, burada da görüldüğü gibi, ölümüne mücadele etmekten hiçbir zaman çekinmeyiz.
Daha sonradan arkadaşlarımız gidip bu kampa baktıklarında gözlerinden yaş, yüreklerinden kan damlamıştı. Operasyonu yapanların insan olmadıkları kesindi. Kampta bulunan on kadın arkadaşın baskından önce kamptan çıkmış olma ihtimali vardı. Hepimiz içimizden böyle olmuş olması için büyük umutlar biriktirmiştik. Bunun aksinin olması düşünülemezdi ve bunu kaldıramazdık. Bu durum belirsizliğini koruyordu ve kampta bulunan on arkadaşa ne olduğunu bilmiyorduk. Bu belirsizlik bile bizi kahrediyordu.
Kato’da hayat durmuştu. Kato olanları görüyor, elinden birşey gelmediği için harap oluyordu. Kato da kendi kara kışına, karına lanet eder olmuş, asi kayalıklarında titremeler hissediliyordu. O da böylesine bir vahşete daha önce tanık olmamıştı, görmemişti, duymamıştı. Şimdi Kato da bizler için elinden gelen herşeyi yapacaktı. Çıkmamız için yardımcı olacaktı, eritecekti karlarını. Kayalarını, oyuklarını bize sunacaktı tekrardan ve intikamımızı gözlerini kırpmadan izleyecekti.
DEVAM EDECEK…
https://www.nuceciwan37.com/2019/09/14/katolarin-kara-kisinda-53-gunluk-direnis-1/
https://www.nuceciwan37.com/2019/09/15/katolarin-kara-kisinda-53-gunluk-direnis-ii/
https://www.nuceciwan37.com/2019/12/09/katolarin-kara-kisinda-53-gunluk-direnis-iii/