HABER MERKEZİ
“Düşmanınıza zarar verin. Hiçbir şey yapamıyorsanız iki atlet giyerek devlet dairelerinin tuvaletine gidin. Giydiğiniz fazla atleti tuvalet deliğine tıkayın ki orası koksun düşmanınız rahatsız olsun!” Ağzı biraz laf yapan demagog olup çıkıyor. İki twit atan kendini devrimci mücadeleci sanıyor. Düşman her tarafı kuşatmış, öldürüyor saldırıyor iradeye kayyum atıyor, hala demokrasiyi diline pelesenk edenler, halkların iradesinden dem vuruyor. Gücün yoksa kim takar senin iradeni!
Sorular yanlış, cevaplar hatalı, sonuç kayyum. Herkesin oturup bir öz eleştiri vermesi gerekiyor. Mehmet Tunç’un çağrısına cevap verilseydi sonuç kayyum değil özgürlük olurdu. Düşman eleştirilir mi? İrademi tanır, düşmandır düşmanlığını yapar. Hakkını verelim Türk devleti yüz yıldır sonuna kadar düşmanlık yapmakta sınır tanımıyor. Tutturmuş bazıları herkesi ahmak yerine koyarak, AKP ve MHP’nin ne yapmaya çalıştığını tartışıyor. Asıl siz-sen Ne yapacaksın onu söyle! Düşman düşmanlığını yaparken sen hangi taraftasın? Bazıları kendilerini Önder APO yerine koyuyor. Önderlik barış ve demokrasi diye çağrı yapınca bazıları aynısını tekrar ediyor. Sen Önder misin? Lider misin? Bu mücadeleyi sen mi başlattın? Başkan felsefik ve ideolojik olarak bir yaklaşım belirlerken, senin mücadele etmen gerekir ki devlette müzakereden, barıştan başka şansımız yok diyerek Önderliğin çağrısına cevap versin. Önderliği en çok zayıflatanlar onun sözlerini uygulayanlar değilde, tekrar edenlerdir. ‘Haklıyız kazanacağız’ diye slogan atanlar var hala. Ortadoğu dünya, gerçekliğinde haklı diye bir tanımlama yoktur. Güçlüysen, örgütlüysen, eylemciysen, savaşıyorsan, irade sahibiysen hakkın olur. Hakkın ve demokrasinin dilencisi olanlar düşman ile bağlarını kopartmadan, devrim olursa devrim imkanlarından, düşman kazanacaksa ondan yararlanmanın peşinde koşan, halkın kanından beslenen tiplerdir. Kayyuma destek veren bir anlayış, düşmanın vahşetine karşı demokrasi hülyasında olanların yanısıra, mücadeleyi sadece gerillanın göreviymiş gibi algılayan, anlayan ve günlük işine, cebine, yaşamına bakan tiplerdir. İyi bilsinler ki sıra her geçen gün onlara da geliyor. Dersim isyancıları idam edilip halk katliamdan geçirilirken ön koşul Kürt olmalarıydı. Düşmanın uşağı olan ihanetçi Reyber de idam ediliyor düşman böyle bir düşmandır.
Dikkat edin Kürtler katledilirken, iradeleri gasp edilirken AKP ve MHP’ye oy vermiş milyonlardan ses çıkıyor mu? Peki soruyu birde şöyle soralım: Demokrasiyi insanca yaşamak isteyen bazıları ne yapıyor? Sömürge bir halk olarak düşmanlarına ne kadar öfkeliler, nefret ediyorlar. Türk devleti Roboski’de uçaklarla katliam yaptı. Aradan geçen zamandan sonra o yörede Kürtlerin çocuklarını katletmek için operasyona çıkan askerlerin arabası kaza yapınca Roboski’liler ölmek üzere olan askerleri kurtardı. Bu insani bir yaklaşım değil, kendini, düşmanı, savaşı, özgürlüğü, demokrasiyi bilmemektir. Ne oldu sonra Roboski’lilerin seçtiği vekil hapse atıldı. Roboski dağları işgal edildi. Kürtler bu durumlardan kurtulmalıdır. Düşmanından nefret etmeyen imkân buldukça zarar vermeyenler kayyuma sebeb olanlardır. Hep merak etmişimdir, Kürdistan şehirlerinde polis ve askeri gören Kürtler hangi duygu düşünce ve ruhla bakıyorlar. Sürekli AKP MHP şunu bunu yapıyor diyerek çaresiz, zavallı, hep şikâyet eden çocuk ve yaşlılar gibi ağlayan, sadece konuşan bir kesim çıktı ortaya. Kayyuma güç ve cesaret veren bu tiplerdir aslında.
CHE derki, “Düşmanınıza zarar verin. Hiçbir şey yapamıyorsanız iki atlet giyerek devlet dairelerinin tuvaletine gidin. Giydiğiniz fazla atleti tuvalet deliğine tıkayın ki orası koksun düşmanınız rahatsız olsun!” Özgürlük ve demokrasi isteyenlerin tavrı, duruşu, yaklaşımı budur. Gerçekten öğreticidir. Gerilla Serhat’tan Amanoslara, Dersim’den Amed’e Botan’dan Xakurkê’ye kadar silahla, bombayla uçaklara, dünyanın en gelişmiş tekniğine karşı kahramanca özgürlük için, demokrasi için direniyor savaşıyor. Kürt olan, onurlu olan ve düşmana karşı duruş sahibi olmak isteyenler de şehir gerillası; gündüz külahlı gece silahlı bazen de hem gece hemde gündüz silahlı olmalıdırlar. Bakın günlerdir Türkiyede ormanlar yakılıyor o ormanlar bombayla silahla değil çakmak ile yakılıyor. Otobüsler, fabrikalar iş yerleri yakılıyor, çakmakla yakılıyor. Gerilladan niye bekliyorsun, Kürt değil misin? Özgürlük istemiyor musun? Düşmandan nefret etmiyor musun?
HPG de, YPS de, TAK da sizsiniz. Faşistlerin yaşadığı şehirlerin dağlarını ateşe vererek kayyum atayabilirsiniz. Dükkân, işyerleri, fabrikalar, mağazaları çakmakla yakmak insan ve düşmanının düşmanı olmak gerekliliğinden gelir. Kürtler AKP MHP faşist toplumun yaşadığı şehirlerin yollarına, fabrikalarına daha fazla ormanlarına, iş yerlerine, arabalarına, otobüslerine kayyum atayacaklar göreceksiniz. Düşmanlıksa al sana düşmanlık, kayyumsa alsana kayyum böyle olur diyecekler. Yolları tıkıyacak, insanlar rahatça evlerine, iş yerlerine gidemeyecek, ‘madem siz bizim huzurumuzu bozuyorsunuz bizde sizin yaşamınızı cehenneme çevireceğiz’ diyecekler. Kâhin olmaya gerek yoktur her şeyin bir sınırı ve ölçüsü vardır. Dünya devrimleri sloganlarla demokrasi çağrılarıyla ve sadece gerillanın mücadelesi ile olmamıştır. Gerilla dağda halk şehirlerde savaşmıştır ve özgürlük demokrasi o zaman olmuştur.
Kürt, düşmanını tanımalıdır. Kürdistan’da AKP’li MHP’li olmak suçtur. Hepsi Polis asker kontradır. Verdikleri her oy bomba ölüm işkence ve kayyum oluyor. Bazıları onlarla evleniyor, selam veriyor, komşuluk yapıyor. Sen bu kadar bilinçsiz kör olursan evine bile kayyum atarlar. Eşini alır yerine başkasını verirler. İtiraf edelim öz eleştiri yapalım biz düşmanın düşmanı olamadığımız tavır sahibi olmadığımız için kayyum atayabiliyor.
Kürdistan’nın onurlu şerefli halkı artık yeter diyecek, Kürdistan’da süresiz ayaklanma sokaklarda oturma, serhildan! Faşit AKP ve MHP çevrelerinin şehirlerine, yollarına, işyerlerine, fabrikalarına, sokaklarına, arabalarına, dükkanlarına, otoparklarına, mağaza, market, evlerine, kayyum atayacaklar. Kayyumsa al sana kayyum diyecekler. Kayyuma karşı durmak kabul etmemek böyledir, diğeri lafazanlıktır.
Garzan DORŞİN/Raperina Gel