HABER MERKEZİ – KBDH Genel Konseyi 6 Şubat günü meydana gelen depreme dair yazılı bir açıklamada bulundu. “Yaşanan büyük yıkımın sorumluları, yarattıkları enkazın altında kalacaklardır.” diyen KBDH “Halklarımız kendi güçleri ve dayanışmalarıyla bu yıkımdan çıkacaktır. Halklarımız için tek çıkar yol kendi özgüçleridir. Bu anlamıyla bu gücü örgütlemek, dinamizmin doğru kullanılmasını sağlamak, dakikaların önemli olduğu bu anlarda çok daha önemlidir.” ifadelerine yer verdi.
6 Şubat günü Maraş merkezli meydana gelen ve geniş bir bölgeyi etkileyen depremde yaşamını yitirenlerin, ailelerine, yakınlarına başsağlığı diliyoruz. Yaralananlara geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor, halklarımızın acılarını paylaşıyoruz.
Çok geniş bir bölgede büyük yıkıma sebep olan depremden en çok etkilenen yine emekçi halklarımız, kadınlar ve çocuklar oldu. Milyonlarca insanı doğrudan etkileyen yıkım, devletin müdahalesizliği ve hazırlıksız oluşu sebebiyle daha büyük felaketlere yol açmaktadır. On binlerce kişi hala enkaz altında olup, yüz binlercesi de soğuk, açlık ve susuzlukla başa başa bırakılmış durumdadır.
Doğa olayı olan ve engellenemeyen depremlerin, gerekli tedbirler alındığında insan ölümlerine ve yıkımlara yol açmadığı ispatlanmış bir gerçektir. İnsanların ölümlerine sebep olan asıl şey, insan yaşamının güvencesi yerine büyük rantlar uğruna sağlıksız bir biçimde inşa edilen yapılardır. Alınmayan önlemlerdir. İnsanların bunca acı çekmesine, donmasına, günlerce enkaz altında kalmalarına sebep olan şey kar etmeyi merkezine alan kapitalist sistemdir. Şuan ülkemizde emekçi halklarımızın yaşadığı felaket asla doğal ve kader değildir. Yaşananlar tam da kapitalist sistemin gerçek yüzü, insan yaşamını hiçe sayan niteliğidir.
Faşist iktidar halklarımızın kanını emmiştir
AKP-MHP faşist iktidarının halk düşmanı karakteri bir kez daha bu büyük yıkımla birlikte teşhir olmuş durumdadır. Bu faşist iktidarın halklarımızın kanını emmekten, onları sömürmekten başka bir şey yapmadığı bir kez daha görülmüştür. Övüne övüne bitiremedikleri yerli ve milli teknolojileri, halkın yaşamı söz konusu olduğunda bir anda yok olmuştur. Kendi bekası için yürüttüğü savaşa milyarlarca dolar harcayan ve tüm imkanlarını seferber eden iktidar, halkın yaşamı söz konusu olduğunda hiç bir şey yapmamaktadır. Yıllardır emekçi halklarımızı sömürerek, onlardan çalarak kendisine saraylar yapanlar, lüks içinde yaşayanlar halka enkaz altında ölümü reva görmüşlerdir.
Bu yıkımla bir kez daha anlaşılmıştır ki iktidar, deprem için hiç bir hazırlık yapmamıştır. Halkın kendisini depremden koruyabileceği boş bir alan dahi yoktur, çünkü her yer rant için yapılmış beton yapılarla doludur. Günler geçmesine rağmen deprem bölgesinin büyük bir kısmına devlet yetkilileri gitmemiş, arama kurtarma çalışmaları yapılmamıştır. Tüm bunların üstüne bir de; ilericilerin, devrimcilerin, sosyalistlerin yıkım yaşayan halkla dayanışma çabası engellenmek istenmektedir. Sesini duyurmak, yaşanan yıkımın boyutlarını göstermek, gerçekleri anlatmak isteyenler tehdit edilmekte, baskı uygulanmaktadır. Enkaz altındakileri ölüme terk eden iktidar, yine kendi bekasının derdine düşmüştür.
Tek çıkar yok özgüçtür
Halklarımız kendi imkanları ve dayanışmasıyla enkazları kaldırmaktadır. Bu zor günlerde dayanışmayı büyütmek, seferberlik ruhuyla hareket etmek çok daha önem kazanmaktadır. Zaman halkımızın acil ihtiyaçları için olanakları ve gücümüzü seferber etme zamanıdır. Bu çürümüş düzenin halkların yararına yapacağı bir şey yoktur. Halklarımız yaralarını kendi çabaları ve emekleriyle saracak, yaşanan yıkımın sorumlularından hesap sorulacaktır.
Yaşanan büyük yıkımın sorumluları, yarattıkları enkazın altında kalacaklardır. Halklarımız kendi güçleri ve dayanışmalarıyla bu yıkımdan çıkacaktır. Halklarımız için tek çıkar yol kendi özgüçleridir. Bu anlamıyla bu gücü örgütlemek, dinamizmin doğru kullanılmasını sağlamak, dakikaların önemli olduğu bu anlarda çok daha önemlidir.