HABER MERKEZİ – KCK Yürütme Konseyi (YK) Eşbaşkanlığı, 10 Ekim 2015’te emek ve meslek örgütleri tarafından düzenlenen barış mitingine yönelik AKP-MHP ittifakının DAİŞ çeteleri eliyle gerçekleştirdiği bombalı saldırıda 103 kişinin katledildiği Ankara Katliamı’nın 7. yıl dönümü vesilesiyle bir açıklama yaptı.
Açıklama şöyle:
“10 Ekim 2015 tarihinde barış blokunun Ankara Gar kavşağında gerçekleştirdiği mitinge saldırı olmuş ve bunun sonucunda büyük bir katliam yaşanmıştır. Türkiye tarihinin bu en kanlı ve büyük katliamını nefretle kınıyor ve katliamı gerçekleştirenleri lanetliyoruz. Türkiye ve Kürt halkının birlikte yaşama duygularıyla mitinge katılan ve gerçekleşen katliamda yaşamını yitirenler şahsında bütün özgürlük ve demokrasi şehitlerini saygı ve minnetle anıyoruz. Gar katliamında yaşamını yitirenler, demokrasi ve özgürlük mücadelesinin unutulmaz şehitleridirler. Bu şehitlerin duygularını yaşamak, yaşatmak ve mücadelesini verdikleri demokratik Türkiye özlemini gerçekleştirmek, özgürlük ve demokrasi mücadelesi verenlerin en temel görevidir. Kürt Özgürlük Hareketi olarak Ankara Gar Katliamı şehitlerini, katliamın 7. yılında bir kez daha anarken mücadelelerini zafere taşıyacağımıza dair verdiğimiz sözü yineliyoruz.
Hizbi-Kontra gibi DAİŞ’i devreye koymaktadır
Ankara Gar katliamı, Türkiye tarihinde gerçekleşen en büyük siyasi katliamdır. Bu katliamın faili ise faşist AKP-MHP ittifakıdır. Faşist AKP-MHP ittifakı, DAİŞ eliyle bu katliamı gerçekleştirmiştir. Bu katliamla da anlaşıldığı üzere DAİŞ, AKP-MHP’nin saldırılarda devreye koyduğu bir güçtür. Eskiden Kürt soykırımını sürdüren güçlerce Hizbi-Kontra’nın kullanılması gibi AKP-MHP de gerçekleştirdiği katliamlarda DAİŞ’i devreye koymaktadır.
10 Ekim 2015’te gerçekleşen katliamın arka planını ve katliamla yapılmak istenenleri doğru anlamak çok önemlidir. Kürt halkıyla Türkiye halklarının, Türkiye’nin demokratikleşmesi ve özgürlüklerinin sağlanması amacıyla kurdukları ittifak, 7 Haziran 2015’te gerçekleşen genel seçimlerde büyük bir başarı elde ederek bundan sonra Türkiye’nin geleceğini belirleyen ve yeniden inşasını sağlayan temel güç olduğu ortaya çıkmıştır. Nitekim 7 Haziran 2015 genel seçimlerinde, AKP iktidardan düşmüş ve HDP içerisinde bir araya gelmiş demokrasi güçleri, demokratik yönetim gücü haline gelmişlerdir. Türkiye tarihinde ilk defa AKP ve diğer devletler kaybedip, zayıflarken Kürtler ve Türkiye demokrasi güçleri, büyük bir başarı elde etmiş ve Türkiye’nin demokratikleşmesi için büyük bir imkan yaratılmıştır. Gerçekleşen bu başarının arkasında Kürt Özgürlük Hareketinin gücü, Türkiye sosyalist hareketinin ve Türkiye’nin geniş demokrasi severlerinin mücadelesi ve mirası bulunmaktadır. Bu mirasa dayanarak gelişen demokrasi ittifakı; Kürtlerin, Alevilerin, kadınların inanç kesimlerinin emekçilerin ve ötekileştirilen tüm kesimlerin sorunlarını çözmek ve Türkiye’nin demokratik temelde yeniden inşasını gerçekleştirmek için büyük bir güç olmuştur. Fakat Kürt ve demokrasi düşmanı soykırımcı, sömürgeci devletçi güçler AKP-MHP ittifakını kurarak Türkiye’nin demokrasi temelinde yeniden inşasının önüne geçmek ve süreci tersine çevirmek için daha önce hazırlanan Çöktürme Eylem Planını devreye koymuştur. Saldırı, katliam ve komplolar bu planın gereği uygulanmıştır. Ankara Gar kavşağında yapılan katliam da AKP-MHP ittifakının Çöktürme Eylem Planı çerçevesinde gerçekleşen böyle bir katliamdır. Dolayısıyla bu katliam, Türkiye’nin demokratikleşmesine, halkların kardeşliğine ve ortak yaşam iradesine karşı yapılmıştır.
AKP-MHP ittifakını yıkımın eşiğine gelmiştir
AKP-MHP faşizminin tüm saldırılarına rağmen özgürlük umudu ve mücadelesi gerilememiş ve daha da büyüyerek günümüzde Türkiye siyasetinin belirlenmesinde önemli güç konumuna gelmiştir. Artık Kürt halkıyla Türkiye halklarının ve demokrasi güçlerinin kurduğu demokratik ittifak ve mücadele, Türkiye toplumu içerisine kök salmış ve kalıcılaşmıştır. Bu özgürlük ve demokrasi mücadelesi açısından çok önemli bir gelişmedir. Şüphesiz bu duruma mücadeleyle gelindi. Faşist AKP-MHP ittifakının baskı, saldırı ve katliamlarına karşı başta kadınlar olmak üzere Kürt halkı, Türkiye halkları ve demokrasi güçleri büyük bir direniş içerisinde olmuşlardır. Bu anlamlı ve büyük direniş özgürlük umudunu daha da büyütmüş ve bugün AKP-MHP ittifakını yıkımın eşiğine getirmiştir. Çok açıktır ki bu direniş karşısında faşist AKP-MHP ittifakının çöktürme, tasfiye ve soykırım saldırıları sonuçsuz kalmış ve planları gerçekleşmemiştir.
3. çizginin güçlenmesi için çaba içerisinde olunmalıdır
Halkların, kadınların, emekçilerin ve demokrasi güçlerinin kurduğu demokratik ittifak, emek ve özgürlük blokunun kurulmasıyla daha da güçlenmiş ve Türkiye’de sorunların demokratik çözümünü sağlayacak bir hareket haline gelmiştir. Geniş bir demokratik ittifak potansiyeline sahip olan emek ve özgürlük bloku daha da geliştirilerek Türkiye’nin en güçlü toplumsal ve siyasal hareketi haline gelmesi mümkündür. Bunun sağlanması için herkesin daha fazla çaba içerisinde olması gerekiyor. Bu demokrasi hareketinin 3. siyasi çizgisi Türkiye toplumundan çok büyük destek alan ve Türkiye’nin sorunlarının demokratik çözümünü sağlayacak olan doğru ve gerçek güçtür. Bu çizginin daha da güçlenmesi, özgürlük ve demokrasi mücadelesi verenler açısından en temel çalışma olurken bunu zayıflatan yaklaşımlar karşısında da tutum almak çok önemlidir. Başka siyasetlerin gündemiyle hareket eden bireysel duruşlara karşı gereken tutumlar alınmalı, demokratik birliktelik ve çözümü esas alan 3. çizginin güçlenmesi için çaba içerisinde olunmalıdır.
Önder Apo’yu açıkça sahiplenmek ahlaki ve politik bir görevdir
Önder Apo, Kürt halkıyla Türkiye halklarının ortak mücadelesi ve demokratik ittifakının gelişmesi için büyük bir çaba içerisinde olmuş, bunun ideolojik ve teorik çerçevesini oluşturmuştur. Bunu görmek, anlamak ve sahiplenmek çok önemlidir. Önder Apo, yaşamı boyunca Kürt halkıyla Türkiye halklarının demokratik ulus ilmiyle bir arada yaşaması ve Türkiye’de demokratik ittifakın ve yeniden inşanın gerçekleşmesi için önemli bir çalışma içerisinde olmuştur. Bu çalışmasından ve tutumundan dolayı faşist AKP-MHP iktidarı, Önder Apo üzerinde ağır bir tecrit ve işkence sistemi kurmuştur. Buna rağmen Önder Apo, AKP-MHP’ye karşı büyük bir direniş içerisinde olmakta ve tutumunu korumaktadır. Dolayısıyla Önder Apo’yu açıkça sahiplenmek demokratik ittifak çalışması ve 3. siyasi çizgi açısından ahlaki ve politik bir görevdir.
10 Ekim şehitlerinin mücadelesi zafere ulaşacaktır
Kürt Özgürlük Hareketi olarak, halkların kardeşliği, Türkiye’nin demokratik dönüşümü ve inşası için mücadeleyi daha da büyütmeyi şehitlere bağlılığın bir gereği olarak görüyor ve bunun sağlanması için daha fazla çaba içerisinde olacağımızı belirtiyoruz. Tüm gücümüzle ve varlığımızla Türkiye halklarının, kadınların, gençlerin, emekçilerin, demokratik inanç geleneğine sahip olanların yanında olduğumuzu belirtiyoruz. Halkların ortak mücadelesiyle demokratik ittifak hareketi, Türkiye’de çok önemli bir güç haline gelmiştir. Demokrasi hareketini daha da büyüterek Türkiye’nin sorunlarına demokratik çözümler getirmek başta 10 Ekim şehitleri olmak üzere devrim ve demokrasi şehitlerine olan bağlılığın bir gereğidir. Biz, bu bilinç ve tutumla bir kez daha 10 Ekim şehitlerinin şahsında tüm devrim ve demokrasi şehitlerini saygı ve minnetle anıyor, anılarına bağlı kalacağımızı ve mücadelelerini zafere ulaştıracağımızı belirtiyoruz.”