HABER MERKEZİ- Belçika’da bir grup Türk faşistinin Kürtlere saldırısıyla başlayan olaylar konusunda bir açıklama yayınlayan KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, saldırıların arkasında AKP-MHP iktidarının olduğunu belirtti. “AKP-MHP iktidarı DAİŞ’i saldırtarak her yeri kana bulamak, savaş alanına çevirmek ve savaş ortamı içerisinde başta Kürt soykırımı olmak üzere neo Osmanlıcı hedeflerini gerçekleştirmek, Avrupa’ya bu isteklerini kabul ettirmek istemektedir” diyen KCK, Belçika devletinin olayların yayılmasını önlemeye çalışmasını da doğru ve olumlu gördüklerini ifade etti.
KCK açıklamasında ayrıca Avrupa’daki Kürtlere de bir çağrıda bulunularak, “Halkımıza da çağrımız provokasyonlara gelmemeleri, demokratik eylem ve etkinlikler dışında başka yol ve yöntemlere başvurmamalarıdır” denildi.
KCK’nin açıklaması şu şekilde: “Belçika’da yaşayan Kurdistanlılar Newroz kutlamaları dönüşünde faşist, ırkçı, dinci çetelerin saldırısına uğramıştır. Bu saldırı ve akabinde gelişen diğer saldırılar öldürme amaçlı yapılmış, evler kuşatılarak evin içerisinde mahsur kalan Kürtler katledilmek istenmiştir. Saldırılar sonucu birçok Kürt yaralanmış, bazılarının durumu ise ağırdır. Kürtlere yönelik bu saldırılar hala devam etmektedir. Bizzat Tayyip Erdoğan ve Türk savaş medyası tarafından bu saldırıların devam etmesi için yoğun bir çaba verilmektedir. Kürt düşmanı histerilerle yapılan bu faşist, ırkçı saldırıları şiddetle kınıyoruz. Bu saldırı, tam bir katliam denemesidir. Evler ateşe verilerek içerisindekiler yakılmak, katledilmek istenmiştir. Bundan dolayı haklı olarak bu katliam girişimi Madımak Katliamına benzetilmiştir. Faşist, ırkçı, dinci çeteler Madımak otelini yakmış ve içerisindeki insanları yakarak katletmişlerdir.
BELÇİKA’DAKİ SALDIRI KÜRT SOYKIRIMINDA ISRAR EDİLDİĞİNİN GÖSTERGESİDİR
Belçika’daki saldırı, halkımızın yükselen mücadelesi karşısında öfkelenen, histerik duygulara kapılan faşist AKP-MHP iktidarının planı ve örgütlemesi sonucu olmuştur. Bununla halkı korkutup sindirmek, provokasyonlarla halkımızın gündemini saptırmak, halkımızı ilgili ülke yönetimleriyle karşı karşıya getirmek ve böylece halkımızın yükselen mücadelesini zayıflatmak amaçlanmıştır. Özellikle Newroz’la birlikte doruğa çıkan özgürlük mücadelesi karşısında öfkelenen ve çaresiz kalan AKP-MHP iktidarı böyle arayışlara girmiş ve Belçika’daki katliam girişimi bu şekilde ortaya çıkmıştır. Halkımız dört parça Kürdistan ve yurt dışında Newroz’u büyük bir katılım ve coşkuyla kutlamış, sömürgeciliğe, işbirlikçi ihanete karşı çok güçlü bir tutum ortaya koymuş, özgürlük mücadelesine ve Önder Apo’ya olan bağlılığını dosta düşmana herkese göstermiştir. Halkımızın 2024 Newroz’unda ortaya koyduğu bu tarihsel tutum, AKP-MHP iktidarının soykırımcı faşist politikalarının iflas ettiğinin ilanı anlamına gelmiştir. Tümüyle Kürt soykırımına kilitlenen AKP-MHP iktidarının yeni katliamlara girişmesinin temelinde bu durumun yarattığı öfke ve yenilgi psikolojisi vardır. Belçika’daki saldırı aynı zamanda AKP-MHP iktidarının Kürt soykırımında ısrar ettiğinin, yeni planlar peşinde olduğunun da göstergesi olmuştur.
SALDIRILAR HALKIMIZIN GÜNDEMİNİ SAPTIRMAKTIR
Öte yandan bu saldırıların esas amaçlarından biri de ortamı provoke etmek, Kürt halkında, özellikle Kürt gençlerinde öfke yaratarak saldırılara cevap vermek zorunda bırakmak ve bununla Kürt halkını zor duruma düşürmektir. Özellikle 10 Ekim 2023 tarihinde dostlar ve enternasyonaller tarafından başlatılan Küresel Özgürlük Hamlesi, Kürt halkının mücadelesini evrenselleştirmiş, halklardan, kadınlardan, ezilenlerden ve dünya demokratik kamuoyundan önemli bir destek görmüştür. Kurdistan’ın işgalini ve Kürt soykırımını planlayan, yapmaya çalışan ve bunu dünyaya kabule ettirmeye çalışan milliyetçi, ırkçı, faşist AKP-MHP iktidarı, Küresel Özgürlük Hamlesi karşısında oldukça zorlanmış, Önder Apo üzerindeki tecrit ve soykırım politikaları teşhir olmuştur. Bunun daha da gelişmesi durumunda tecrit ve soykırım politikalarını sürdüremez duruma düşeceğini anlayan AKP-MHP iktidarı Belçika’daki saldırıyı tertipleyerek ortamı provoke etmeyi, Avrupa’daki halkımızın gündemini saptırarak Küresel Özgürlük Hamlesinin önünü almayı amaçlamıştır. Irkçı, dinci, faşist çeteler eliyle Belçika’da başlatılan saldırının esas amacı budur.
Halkımızın, dostların ve demokratik kurumların bu durumu görmeleri ve bu provokasyonu boşa çıkaracak tarzda hareket etmeleri çok önemlidir. Bunun en doğru yöntemi, tepkilerin demokratik eylemler ve etkinlikler biçiminde ortaya konulması, bunun dışındaki eylem ve hareket tarzına girilmemesidir. Faşist ırkçı saldırıları boşa çıkarmanın yolu tepkinin ve mücadelenin demokratik yöntemlerle en güçlü şekilde ortaya konulmasıdır. Bunu önemle belirtiyor, Avrupa’daki halkımızın bu temelde hareket edeceğine inanıyoruz.
TÜRK DEVLETİNİN NASIL BİR TEHDİT OLDUĞU GÖRÜLÜYOR
Belçika’daki saldırıyla Türk devletinin ve AKP-MHP iktidarının Avrupa üzerinde nasıl bir tehdit oluşturduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır. Bu saldırıyı gerçekleştiren güruhların DAİŞ’ten bir farkı yoktur. Bunlar doğrudan Türk DAİŞ’idir. Zaten DAİŞ’i besleyip yönlendiren, herkesi DAİŞ’le tehdit eden Türk devleti ve AKP-MHP iktidarıdır. DAİŞ’in bütün saldırılarının arkasında bulunan güçlerin başında Türk devleti ve AKP-MHP iktidarı gelmektedir. Belçika’daki saldırının Moskova’daki katliamdan hemen sonra gelişmesi ise tesadüf değildir. AKP-MHP iktidarı DAİŞ’i saldırtarak her yeri kana bulamak, savaş alanına çevirmek ve savaş ortamı içerisinde başta Kürt soykırımı olmak üzere neo Osmanlıcı hedeflerini gerçekleştirmek, Avrupa’ya bu isteklerini kabul ettirmek istemektedir. Belçika devletinin olayların yayılmasını önlemeye çalışmasını doğru ve olumlu görüyoruz.
Ancak bu saldırıların arkasındaki AKP-MHP iktidarının olduğu açıkça ortaya konulup kınanması, teşhir edilmesi ve kabul edilmemesi gerekir. Avrupa devletlerinin yaklaşımları gerçekleri ortaya çıkarmaktan uzaktır. Daha önce gerçekleşen bütün Kürt katliamlarında yaklaşımları böyle olmuştur. Bu yaklaşım gerçekleri ortaya çıkarmadığı gibi her seferinde yeni saldırı ve katliamların gelişmesine de zemin sunuyor. AKP-MHP iktidarı Avrupa’nın her yerinde dinci, faşist, ırkçı düşüncelerle insanları örgütlüyor, silahlandırıyor, saldırıya geçiriyor. Ancak bu iş bu kadar aleni yapılıyorken bunlara karşı hiçbir şey yapılmıyor, adeta serbest bırakılıyorlar. Başta Belçika devleti olmak üzere Avrupalı devletlere bu yaklaşımlarını artık değiştirmeleri çağrısında bulunuyoruz. Şu bilinmelidir ki bu faşist, ırkçı, dinci DAİŞ’çi çetelerin hedefinde sadece Kürtler yoktur, Avrupa’nın halkı da vardır. Halkımıza da çağrımız; provokasyonlara gelmemeleri, demokratik eylem ve etkinlikler dışında başka yol ve yöntemlere başvurmamalarıdır. “