BEHDİNAN – KCK-Halklar Ve İnançlar Komitesi, ramazan ayı dolayısıyla yazılı bir açıklama yaptı. Komite, “Müslümanlar, her gününde ayrı bir hayrın olduğuna inanılan ramazan ayına girmiş bulunuyor. Oruçların tutulduğu ramazan ayında ibadetlerin, tefekkürün ayrı bir anlamı vardır. Bu vesile ile ramazan ayında oruçlarıyla doğruluğa, adalete, kardeşliğe, paylaşıma yönelen Müslümanların dualarının ve temennilerinin kabul edilmesini diliyoruz. Koronavirüs salgınından ötürü farklı bir ortam ve atmosferde girilen oruç ayında ibadet ederken ilmi uyarıları dikkate almanın önemini de hatırlatmak istiyoruz. Bu ramazanda başta Kürdistanlılar olmak üzere hali vakti yerinde tüm Müslümanları sofralarındaki yemeği ihtiyacı olan komşularıyla paylaşmaya çağırıyoruz. ‘Komşusu açken tok yatan bizden değildir’ ahlaki emrini özellikle de bu ramazanda hatırlayalım” dedi.
TOPLUMSAL AHLAKTAN KOPMAK HER TÜRLÜ KÖTÜLÜĞÜ KAPI ARALAMAKTIR
“İnsanlık kapitalizmin yol açtığı doğa talanı ve toplum kırımdan kaynaklanmış salgından ötürü zor günlerden geçiyor” denilen açıklamada, “Benzer felaketlerin daha önce de yaşandığını kutsal metinlerden biliyoruz. Kutsal metinler bu tür musibetlerin zalim ve çıkarcı egemenlerin, bunlara kanıp ahlaktan kopanların sebep olduğunu bildirmektedir. Toplumsal ahlaktan kopmak her türlü kötülüğe, belaya ve musibette kapı aralamak demektir. Yaşananlar toplumsal ahlaktan uzaklaştırılmış din ve ilmin nelere yol açtığını daha iyi bilince çıkarmamızı istemektedir. Ramazan vesilesi ile Müslümanları, alim ve seydaları bu temel gerçekler üzerinde bir kez daha düşünmeye davet ediyoruz. Başta Kürdistanlı alim ve seydalar olmak üzere demokratik Müslümanların bu yıl ki ramazan sohbetlerinde, vaaz ve hutbelerinde insanlık sorunlarına daha ilmi ve ahlaki eğileceklerini, paylaşımın, adaletin ve kardeşliğin vazgeçilmez erdemler olduğunu daha sık hatırlatacaklarına inanıyoruz. Alimleri, fitne çıkaranlara, zulüm yapanlara, doğamızı ve toplumsal yaşamımızı tahrip edenlere karşı daha cesaretli tutum almaya çağırıyoruz” ifadelerine yer verildi.
FİTRE VE ZEKATLAR YURTSEVER KURUM VE KİŞİLERE VERİLMELİ
Halklar ve İnançlar Komitesi açıklamasında şu hususlara dikkat çekildi:
“Kürdistanlılar virüs salgını yanında faşist Türk devletinin saldırıları altında ramazana girmiştir. Türk devletinin saldırıları halkımızı daha ağır sorun ve tehlikelerle karşıya bırakmaktadır. Bu tehlikeleri mücadele ile bertaraf edeceğimize inanıyoruz. Soykırımcı sömürgeciliğe karşı Kürt halkının mücadelesinin başarıya ulaşacağını bir kez daha hatırlatmak istiyoruz.
Kürdistanlı Müslümanları fitre ve zekatlarını yurtsever kurum ve kişilere vermeye çağırıyoruz. Bakur ve yurt dışında yaşayan Kürdistanlılar zekatlarını sömürgeci Türk devletine ve onunla irtibatlı kişi ve kurumlara vermemelidir. Türk devletine, onunla bağlantılı kişi ve kurumlara zekat veren Müslümanların günah işleyeceklerine inanıyoruz. Çünkü hırsızları, çeteleri, tecavüzcüleri, rüşvetçileri affedip insanlık değerlerini savunanları hapiste tutup ölüme terk edenlerin iktidar olduğu bir devlet ve rejime yapılacak hiçbir yardımın sevabı olamaz. Tüm din ve inançlar bu tür devlet ve hükümetlere desteği günah, bunlara karşı mücadeleyi sevaptan saymıştır.
KÜRT ALİMLERİ DEMOKRATİK ULUSAL BİRLİĞE HİZMET ETMELİ
Değerli Kürdistanlılar,
Halk olarak içinden geçtiğimiz süreç dini vecibeler gibi ulusal görevlerimizi de kutsal yapmaktadır. Dilimiz, kimliğimiz ve kültürümüzle Kürdistan’da özgürce yaşamak İslam dinin de emrettiği bir haktır. Sömürgeci Türk devleti bu hak talebimize karşı savaş açmıştır. Bu soykırım saldırısında İslam dinini de kullanmaktadır. Kürtlüğü soykırımla bitirmek istemektedir. Bunun için son örneğini şehit düşmüş bir gerillanın cesedinden kalmış kemikleri posta yoluyla annesine göndermekte gördüğümüz gibi birçok gayri ahlaki yolla başvurmaktadır. Kürt siyasi güçleri arasına fitne sokmaya çalışmaktadır. Kürtler birbiriyle savaşsın istemektedir. Kürt halkı arasına nifak sokmak, kardeşi kardeşe düşman etmek sömürgeci Türk devletinin Kürt halkına karşı sürekli başvurduğu bir politikadır. Türk sömürgeciliği iki yüz yılık bu oyununu bu kez de Başur’da denemek istemektedir. Bunun için Başur Kürdistan’daki kimi güçler üzerinde özel çalıştığı görülmektedir. TC’nin bu fitnesini boşa çıkarıp ulusal birliğimizi kurmada Kürt alim ve seydalara büyük görevler düşmektedir. İçine girdiğimiz kutsal ramazan ayı vesilesi ile Kürt alimlerini yurtseverlik görevlerini demokratik ulusal birliğimize hizmet edecek temelde daha güçlü yerine getirmeye çağırıyoruz. Bu çağrımızı özellikle de Başur Kürdistanlı alim ve seydalara, tarikat ve cemaatlere yapıyoruz. Düşmanın fitnesini boşa çıkarmada, ulusal birlik çalışmasında kendilerine diğer parçalardan çok daha fazla sorumluluk düşmektedir. Kuzey Doğu Suriyeli alim ve seydaları, demokratik İslam içtihadıyla demokratik özerkliğe katkı sunmaya, destek vermeye, milliyetçiliğe ve mezhepçiliğe karşı daha örgütlü mücadele etmeye çağırıyoruz.
Bu oruç ayının Kürt halkının birliğini, dirliğini, özgürlüğünü daim kılacak hayırlarla geçmesini diliyoruz. Demokratik ve toplumsal ahlaka bağlı Müslümanların dualarının kabul olmasını niyaz ediyor, ramazanları mübarek olsun diyoruz. Bu ramazanın tüm insanlığa barış, huzur ve kardeşlik içinde geçecek bir yaşama vesile olmasını diliyoruz.”