HABER MERKEZİ – KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı tarafından yapılan açıklamada dört ayı aşkın bir süredir devam eden eylemsizlik sürecinde Türk devletinin saldırı ve katliamlarının artarak sürdüğü ve Önder Apo üzerindeki tecridin ağırlaştırıldığı vurgulandı.
Silêmanî’de Hüseyin Arasan’ın katledilmesine de dikkat çekilen açıklamada “AKP-MHP faşizmi Hareketimize ve halkımıza yönelik yeni bir saldırı dalgası başlatmıştır. Bu faşist saldırı dalgasına karşı her yerde aktif mücadele ve düşmana darbe vurma ihtiyacı kaçınılmaz olmuştur. Tüm bu sebeplerden dolayı aldığımız eylemsizlik kararını bugünden itibaren sonlandırdığımızı belirtiyoruz” denildi.
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı’nın yayınladığı açıklama şöyle:
“Bilindiği gibi 6 Şubat 2023 tarihinde Elbistan ve Pazarcık merkezli iki büyük deprem meydana gelmiştir. Depremin yol açtığı sonuçların çok ağır olduğu tarafımızca anlaşıldıktan sonra Hareket olarak insani ve ahlaki sorumluluğumuz gereği, bu ağır insani durum ortadan kalkana kadar eylem yapmama kararı almış ve kararımızı kamuoyuna duyurmuştuk. Tüm güçlerimize, yine dışımızdaki devrimci demokratik güçlere de aynı sebepten ötürü başta şehirlerde olmak üzere eylem yapmamaları çağrısında bulunmuştuk. Halk Savunma Güçlerimiz bu çağrımıza binaen kamuoyuna yaptığı açıklamayla eylemlerini durdurduğunu ve bu süreçte saldırılar karşısında kendini savunma dışında eylem yapmayacağını belirtmiştir. HPG ve ona bağlı tüm askeri birimler Hareketimizin aldığı bu karara uymuştur.
Depremin ağır etkisi henüz sürüyorken Türkiye bir seçim sürecine girmiştir. Hem Kurdistan halkı hem de Türkiye toplumu tarafından önemli görülen bu seçimde faşist AKP-MHP iktidarının provokasyon yapma zeminini ortadan kaldırmak ve seçimin halklar ve demokratik güçler lehinde sonuçlanması açısından aldığımız eylemsizlik kararını seçimlerin bitimine kadar uzatma tutumuna girdik ve bu tutumumuzu kamuoyuyla paylaştık. Şüphesiz Hareket olarak Kürt sorununun demokratik siyasi çözümünü ve Türkiye’nin demokratikleşmesini savunuyor ve bunun mücadelesini veriyoruz. Bu bakımdan bu tutumumuz aynı zamanda siyasete ve siyasi sürece verilen bir destek olmuştur.
Şüphesiz halkımız, yurtsever, demokratik dost Kürt örgütleri, birçok şahsiyet, Türkiye demokrasi güçleri, bölge ve uluslararası alandan birçok güç ve kurum ile demokratik kamuoyu aldığımız bu kararı olumlu görmüş ve desteklemiştir. Fakat Türk devleti ve AKP-MHP iktidarı işgal, tasfiye ve soykırım saldırılarını arttırarak bu kararımızı boşa çıkarmıştır. Faşist AKP-MHP iktidarı bu süreç boyunca saldırılarını hiç durdurmamış, gerilla alanlarına olan yönelimini sürdürmüş, yasaklı silahları kullanmaya devam etmiştir. Gerilla alanları dışında Kürtlere yönelik Başûr, Şengal, Maxmur, ve Rojava’da saldırı ve katliamlarını arttırarak sürdürmüştür. Türkiye ve Bakurê Kurdistan’da da halka ve demokratik siyasete yönelik saldırılarını arttırmıştır. Önder Apo üzerindeki tecridi ise ağırlaştırarak sürdürmüştür. Kısacası faşist AKP-MHP iktidarı tasfiye ve soykırım konsepti kapsamında Hareketimize ve halkımıza yönelik saldırılarını derinleştirerek sürdürmüş ve Önder Apo üzerindeki tecridi daha da derinleştirmiştir. Gerilla bu süreç boyunca Türk ordusunun artan saldırılarına rağmen aldığımız karara uygun bir pozisyon içerisinde olmuşsa da AKP-MHP iktidarının artarak süren saldırıları bu kararımızı anlamsızlaştırmıştır. Türkiye’deki muhalefet de insani, vicdani ve siyasi sürece katkı anlamına gelen bu tutumumuza cevap olacak bir yaklaşım içerisine girmemiş, milliyetçi ve dar yaklaşımını sürdürerek iktidardan farkını ortaya koyamamıştır.
Bizim insani ve ahlaki sorumluluğumuz gereği olarak ve seçim sürecinde provokasyonların önüne geçmek ve siyasi zeminin gelişmesine katkı sağlamak için aldığımız bu karara rağmen dört ayı aşkın bir süredir güçlerimize ve halkımıza yönelik saldırı ve katliamlar artarak devam sürmüş, Önder Apo üzerindeki tecrit daha da ağırlaştırılmıştır. Süleymaniye’de devrimci Baran Avrêl (Hüseyin Arasan) yoldaşın katledilmesinde de ortaya çıktığı gibi AKP-MHP faşizmi Hareketimize ve halkımıza yönelik yeni bir saldırı dalgası başlatmıştır. Bu faşist saldırı dalgasına karşı her yerde aktif mücadele ve düşmana darbe vurma ihtiyacı kaçınılmaz olmuştur. Tüm bu sebeplerden dolayı aldığımız eylemsizlik kararını bugünden itibaren sonlandırdığımızı belirtiyoruz.
AKP-MHP faşizminin yıkımı gerçekleşmeden hiçbir gelişmenin olamayacağı artık herkes tarafından daha iyi görülmüştür. Bu gerçeklik temelinde halkımız ve devrimci demokratik güçler başta olmak üzere herkesin faşist AKP-MHP iktidarına karşı mücadeleyi daha da büyütmesi gerekmektedir.”