BEHDÎNAN – KCK Dış İlişkiler Komitesi, Türk devletinin işgal saldırıları ve sivillere dönük katliamlarına ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada, Amedi’ye bağlı Bamerne beldesinde çocukların ve sivillerin katledilmesine dikkat çekilerek, katilin işgalci Türk ordusu ve işbirlikçi KDP olduğu belirtildi. KCK, katliamlara karşı halkı ve siyasi güçleri harekete geçmeye çağırdı.
KCK’nin açıklamasında, “Türk devleti 26 Mayıs’ta bir kez daha Amedi’ye bağlı Bamerne beldesinde, kendi topraklarında piknik yapan Kürtleri bombaladı, 2’si çocuk 3 insanımızı katletti. Öncelikle çocuk yaşta şehit edilen bu insanlarımızın anılarına ihanetten ve işgalden arındırılmış, özgür bir Kürdistan yaratacağımızı bir kez daha belirtiyoruz. Ailelerine ve Kürt halkına başsağlığı diliyoruz. Katliamı nefret ile kınıyoruz. Kameralar önünde, canlı yayına yansıyan bu katliama Behdinan halkı dışında henüz ciddi tepki gösteren, kınayan ve tutum alan olmadı. Tam tersi Güney Kürdistan hükümeti-parlamentosu ve politik aktörleri katledilenler kendi vatandaşları değilmiş gibi sessizliğe bürünmüş durumdadırlar. Irak devleti, hükümeti, kurumları ve siyasi aktörlerinden de şu ana kadar kayda değer bir açıklama olmadı. Tek ses çıkaran KDP, o da Türk devletinin işlediği savaş suçunu örtbas etme, temize çıkarma telaşı içinde ve bu suçu Halk Savunma Güçlerine (HPG’ye) yüklemeye çalışmaktadır. İşbirlikçilik ve suçluluk psikolojisinin bir yansıması olarak canhıraş biçimde açık net ve kameralar önünde Türk devleti tarafından gerçekleştirilen katliamın üstünü örtmek istemektedir. HPG, katliamı Türk ordusunun yaptığını ve kendilerinin bir ilgisinin olmadığını açıkladı. Bu katliamı gerçekleştiren Türk ordusu ve ortağı KDP’dir” ifadeleri yer aldı.
KCK açıklamasında devamla şunlar belirtildi:
“Türk devletinin Kürt halkına dönük tarihi düşmanlığı; inkâr, imha, asimilasyon, sürgün soykırım ve katliam olarak süreklilik kazandırılmış bir politika olarak hep uygulanagelmiştir. Türk devleti, söz konusu Kürt katliamı ve soykırımında, bölgede aktif politika yapan, rol üstlenen batılı politik güçlerin ve devletlerin desteğini almıştır. Özellikle uluslararası kurumların bu katliamlarda oluru, sessizliği ve teknik desteği hep olmuştur. Bu kurumların başında NATO gelmektedir. Türk devleti, üyesi olduğu andan itibaren NATO’yu Kürt katliamları ve Kürt halkının direniş ve özgürlük mücadelesinin şiddet ile bastırılmasında kullanmıştır. NATO sadece kullanılmamış, aktif bir biçimde destek sunmuştur. Bu destek çoğu zaman eğitim, teknik, istihbarat, silah olurken; bazen de politik ve diplomatik olarak işgale ve katliama onay-olur biçiminde gerçekleşmiştir. Bu anlamda Kürt halkının kanının dökülmesinde, katledilmesinde ve soykırıma uğramasında NATO’nun sorumluluğu bulunmaktadır. Bu durum bugün de aktif biçimde Erdoğan-Bahçeli faşizmine destek olarak sürmektedir. Bamernê’de alçakça saldırıya uğrayan çocukların ve insanlarımızın katledilmesinde sorumluluğu bulunmaktadır.
Özgür ve yurtsever Kürtler kazanırsa, KDP kaybedecektir
Türk devleti, Kürt soykırım ve katliam politikasında yararlandığı ve kullandığı diğer bir kesim de ihanetçi ve işbirlikçi Kürtlerdir. Bugün bu ihanetin ve işbirlikçiliğin en aktif politik aktörü KDP’dir. Askeri olduğu kadar, politik, diplomatik ve yalana dayalı özel savaş propagandası ile de tetikçiliği tüm yönleri ile üstlenmiş ve aktif olarak yürütmektedir. Özgürlük mücadelesi yürüten Kürtlerin ve yurtseverlerin katliamını kendi hanedanlığını sürdürmenin güvencesi olarak görmektedir. Özgür ve yurtsever Kürtler kazanırsa, kendi hanedanlığını kaybedecek hissiyatı ile, Kürtlerin tüm kazanımlarını ortadan kaldırma ve Kürtleri katletmeyi görev bellemiş durumdadır. Üstlendiği bu rol ile Türk devletinin Irak ve Güney Kürdistan topraklarını işgalinde öncülük rolü üstlenmiş ve işgali meşrulaştırma çabasındadır. Türk devletinin katliamlarını ve soykırım saldırılarını var olma politikası haline getirmiş durumdadır.
KDP işbirlikçilik suçunun üstünü örtmeye çalışıyor
Her yönüyle sıkışan ve yalnızlaşan KDP, işbirlikçilik suçunun üstünü örtmek için sürekli ortaklar aramaktadır. Güney Kürdistan’da ihaneti bir siyaset tarzına dönüştüren KDP, bu ihanet suçuna başka Kürt çevrelerini dahil etmek için yeni planlar yapmaktadır. Çocukları Türk devletine vurdurup, HPG’nin üstüne atmaya çalıştığı gece saatlerinde bu sefer de Peşmerge Bakanlığına bağlı güçleri Türk askerlerinin önüne katarak Kani Masi bölgesindeki gerilla alanlarına saldırma girişiminde bulunmuştur. Bu olaydan habersiz olan Peşmerge Bakanı ve bir kısım yetkilisi başta olmak üzere tüm ilgili çevrelere bu oyuna alet olmamaya, KDP’nin plan ve tuzaklarına karşı duyarlı olmaya çağırıyoruz. Aksi durumda kendileri de ihanetin ortakları durumuna geleceklerdir.
Harekete geçmeye çağırıyoruz!
Süleymaniye, Maxmûr, Şengal, Behdinan ve Rojava’da binlerce insanımız Türk devletinin bombalamaları, SİHA saldırıları ve suikastlar ile katledilmektedir. Türk devleti, Kürt halkına karşı terör uygulamakta, politik cinayetler işlemekte ve çocukları katletmektedir. Bir kez daha uluslararası kurumlara, Irak devleti ve Güney Kürdistan’ın yurtsever siyasi güçleri ve halkımıza bu katliamlara tavır almaya ve harekete geçmeye çağırıyoruz. Güney Kürdistan aydınları, Behdinan halkı başta olmak üzere, Güney Kürdistan halkımıza direniş ve eylemler ile katliamcılar ve işgalcilere karşı harekete geçmeye çağırıyoruz. Tüm Kürdistan ve yurt dışındaki halkımızı ve dostlarımızı daha etkin ve etkili biçimde ayağa kalkmaya çağırıyoruz. Kürdistan, şehitlerin komutasında özgürleşecek, soykırımcılar, katiller ve işbirlikçiler kaybedecek!”