BEHDINAN– KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, 9 Ocak 2013’te Paris’in merkezinde katledilen üç Kürt kadın devrimciye ilişkin yazılı bir açıklamada bulundu. Fransa’nın ağır bir sorumluluk altında olduğunu ve mutlaka açığa çıkarması gerektiğini belirten KCK, Paris katliamını ikinci bir Dreyfus olayı olarak tanımladı.
KCK’nin açıklaması şöyle:
“7 yıl önce üç devrimci kadın Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla bir MİT tetikçisi tarafından katledildiler. Bu özgürlük şehitlerimizi bir kez daha saygı ve minnetle anıyoruz. Sara(Sakine Cansız), Rojbin(Fidan Doğan) ve Ronahi(Leyla Şaylemez) arkadaşların kadın özgürlük ruhlarının mayalandırdığı Kürdistan devrimi, onların özlemleri olan Özgür Kürdistan, Demokratik Türkiye ve Demokratik Ortadoğu’yu mutlaka gerçekleştirecektir. Özyönetim direnişlerinde 4 yıl önce fedaice direnerek şehit düşen Sevê Demir, Pakize Nayır ve Fatma Uyar’ı da saygı ve minnetle anıyoruz. Onların direnişleri Özgür Kürdistan’ın mücadele bayrağı olarak özgürlük mücadelemizin yenilmezliğinin güvencesi olmuştur.
OCAK AYI KADIN ŞEHİTLERİ AYI HALİNE GELDİ
Ocak ayı artık Kürt halkı ve tüm özgürlük güçleri için kadın şehitleri ayı haline gelmiştir. Kadın şehitlerimiz özgürlük tutkularıyla zemheri ayını özgürlük ateşiyle yanardağ patlaması gibi özgürlük mücadelesinin yükseleceği ay haline getirmişlerdir. Artık Ocak ayında zemherinin soğuğu değil, özgürlük volkanının sıcaklığı hissedilecektir.
YAKALANAN MİT SORUMLULARI
Onların şehadetleri devrimci öfkemizi zirveye ulaştırmıştır. Bu devrimcilerin katledilmesinin hesabı sorulacaktır, sözü verilmiş ve bu söz yerine getirilmiştir. Sakine Cansız Devrimci İntikam Operasyonu’yla MİT’in iki üst düzey yöneticisi tarihin en büyük devrimci eylemlerinden biri gerçekleştirilerek yakalanmıştır. PKK’nin tarih sahnesine çıkmasının bir görevi de, suçlulara ve ihanetçilere hakkettikleri cezaları vermek olmuştur. Bundan sonra da hiçbir ihanet ve suç cezasız kalmayacaktır.
İKİNCİ DREYFUS OLAYI
Bu cinayet Fransa’nın başkenti ve en merkezi bir yerde gerçekleştirilmiştir. Cinayetin bu gerçekleşme biçimi Fransa’yı ağır bir sorumluluk altına koymuştur. Eğer Fransa böyle bir cinayete göz yummamışsa mutlaka açığa çıkarması gerekmektedir. Yoksa Fransa’da olduğu söylenen adaletten söz etmek anlamlı olmayacaktır. İkinci bir Dreyfus olayı olarak tarihteki yerini alacaktır. Eğer Fransa adalet kurumları bu cinayeti aydınlatmaz ve tetikçinin arkasındaki güçleri yargılamazsa bu cinayetten sorumlu olacaklardır. Hala sorumluların yargılanmadığı bu cinayetlerin gerçek sorumluların yargılanması için Fransa’daki aydınları, demokratları, kadınları ve vicdan sahibi insanları göreve davet ediyoruz.
SARA YOLDAŞ, EFSANE BİR KADIN ÖNDERİ OLDU
Sara, Ronahi, Rojbin, Sevê, Pakize ve Fatma yoldaşlar şehadete ulaşmışlardır; ancak onların özgürlük tutkuları ve özlemleri daha da yaygınlaşıp büyüyerek özgürlük mücadelemizin ruhu ve gücü haline gelmişlerdir. Efsaneler öldürülemezler. Sara yoldaş da, işkence tezgahlarında, zindan direnişlerinde, gerilla mücadelesinde, kadın ordulaşmasında özgürlük abidesi olmuştur. Özgürlük düşmanları tarafından katledilmesi, bu efsaneyi sadece Kürdistan’ın değil, tüm Ortadoğu ve dünyanın efsane kadın önderi yapmıştır.
Dersim’in özgürlük duygusu veren asi coğrafyası gibi asi ve büyük bir devrimci olan Sara yoldaş, hiçbir zaman unutulmayacaktır. Her kuşak Sara yoldaşı daha da büyütecek, onun özgürlük tutkusuyla özgür ve demokratik yaşam mücadelesini daha güçlü yürütecektir. Kürt halkının, Kürt kadının, gencinin şehitlerimiz ve Sara yoldaşla mayalanan özgürlük tutkularını susturmak mümkün değildir. Sara yoldaşın volkan patlaması gibi olan özgürlük tutkusuyla mayalanan halkımızın özgürlük tutkusu geçmişte olduğu gibi yine volkan patlaması gibi patlayacaktır. Kadın eliyle Yukarı Mezopotamya’da gerçekleşen toplumsal yaşam bugün de, yine Kürdistan ve Ortadoğu’daki toplumsal demokrasi ve özgürlük yaşamı olarak var edilecektir. Her türlü sömürgeci soykırımcı, baskıcı ve sömürücü güçlerin saldırısı kadın özgürlük tutkusunun yarattığı toplumsallığın gücüyle püskürtülecek ve yenilgiye uğratılacaktır. Bu topraklar mutlaka kadın özgürlük ruhuyla, özgür ve demokratik yaşama kavuşacaktır.
Sara’nın dik duruşu, dik yürüyüşü, eğilmez ve yenilmez kişiliği, özünde Kürdistan coğrafyasının ve bu coğrafyada yaşayan toplumun kişiliğidir. Sara kişiliği 1938’e kadar el değmemiş Dersim kişiliği; işgal ve istilaya uğrasa da devletle buluşmayarak özgürlük ruhunu külleri altında koruyan Kürdistan kişiliğidir. Sara ve tüm şehitlerimiz şahsında ayağa kalkan Kürt ve Kürdistan, bugün tüm Ortadoğu ve dünya halkları açısından özgür ve demokratik yaşam ocağı ve umudu haline gelmiştir.
‘RUBAR, XALİL VE MURAT YOLDAŞLARI ANIYORUZ’
2017 yılında Kandil’e yönelik hava saldırısında şehit düşen Rubar, Xalil ve Murat yoldaşları da minnet ve saygıyla anıyor, onların özlemleri olan Özgür Kürdistan ve Demokratik Ortadoğu’yu gerçekleştirme sözünü bir daha yineliyoruz. Rubar, Xalil ve Murat yoldaşların bu halka fedaice yaptığı hizmetler hiçbir zaman unutulmayacaktır. Onlar büyük devrim emekçileri olarak özgürlük mücadelemizin militan kişiliğini daha da güçlendirmiş, mücadelemizin yenilmezliğini yenilmez iradeleriyle mutlaka başarıyı gerçekleştirecek keskinliğe kavuşturmuşlardır.
Biz de Sara ve Rubar yoldaşlar başta olmak üzere Ocak ayı şehitlerimiz şahsında tüm şehitlerimize söz veriyoruz; Ortadoğu’nun bu özgürlük ve demokrasi ocağındaki özgürlük ateşi sürekli harlandırılacak, tüm kötülükler yakılarak Kürdistan ve Ortadoğu tarihine yakışır biçimde Demokratik Uygarlık Çağı’na kavuşturulacaktır.”