BEHDİNAN – Güney Kurdistan’da Türk devletinin gerçekleştirdiği cinayetlere dikkat çekilen açıklamada seçim sürecinde AKP-MHP rejiminin provokasyonlarına karşı dikkatli olunması gerektiği belirtildi.
KCK açıklamasında şunlar ifade edildi:
“Türkiye halkları gelecekleri için çok önemli olan bir seçim sürecinin son aşamasına girmiş bulunmaktadır. Ülkenin ve bölgenin geleceğinde önemli bir dönüm noktası olan 14 Mayıs seçimlerine az bir süre kalmışken Türkiye kamuoyunu, bölge ve uluslararası güçleri faşist TC devletinin ve mafya-terör hükümetinin olası provokasyonlarına karşı duyarlı olmaya çağırıyoruz.
KDP ZEMİN OLUYOR
14 Mayıs seçimlerinde büyük bir yenilgi yaşamak durumu ile karşı karşıya olan AKP-MHP mafya-terör iktidarı her türlü kirli yol ve yönteme başvurmaktan çekinmeyeceğini Süleymaniye uluslararası havaalanına karşı geliştirdiği terör saldırısı ile herkese göstermiştir. Bu alçakça saldırı ve işlediği uluslararası terör suçunun üstünü örtmek, hareketimizin Süleymaniye havaalanı ve kentin genelindeki faaliyetleri ile gerekçelendirmeye çalışmıştır. Mafya-terör hükümetinin dış işleri bakanı Mevlut Çavuşoğlu televizyon ekranlarında utanmadan yalan ve gerçek ile yakından ve uzaktan bir bağlantısı olmayan açıklamalarda bulunmuştur. Özgürlük Hareketi olarak Süleymaniye kentini ve havaalanını kontrol eden pozisyonda olduğumuzu belirtmiştir. Değerli halkımıza ve dünya kamuoyuna açıkça belirtmek istiyoruz ki Türk devletinin Süleymaniye çevresi ve havaalanı ile ilgili belirttiklerinin hepsi yalandır; PKK’nin orada herhangi bir faaliyeti ve varlığı bulunmamaktadır. Esas konu YNK, QSD ve Uluslararası Koalisyon güçlerinin DAİŞ’e karşı ortak mücadelesinden duyulan rahatsızlıktır. Erdoğan-Bahçeli kliği öncülüğünde süren faşist zihniyetin söz konusu argümanları öne sürmesine zemin sunan KDP siyaseti ve yönetimidir.
TÜRELİ’NİN KATLEDİLMESİNİ KINIYORUZ
Son yıllarda Süleymaniye ve çevresinde birçok yurtseverimiz ve bazı arkadaşlarımız terör örgütü MİT’in saldırıları sonucu şehit olmuştur. Bu saldırıların hepsinde tetikçiler Hewler’den gelmiş ve geri Hewler’e gitmişlerdir. Bütün bu saldırılarda MİT-PARASTIN iş birliği ve ortaklığı her seferde belgelerle kanıtlanmıştır. Hewler ve Duhok kentleri adeta terör örgütü MİT’in karargahları konumuna gelmişlerdir. Bu suç ortaklığının en son örneği 17 Nisan günü Duhok kent merkezinde Hüseyin Türeli isimli Kuzey Kurdistanlı yurtseverin katledilmesidir. Hüseyin Türeli faşist TC tarafından tutuklanmak istendiği için on yıla yakındır kaçıp Güney Kurdistan’a gelip yerleşmiş ve esnaflık yapmış bir Kürt yurtseveridir. Süleymaniye saldırılarını hareketimizle gerekçelendiren KDP bu cinayeti ne ile izah içinde olacak, iktidar olduğu kentlerin Kürt katillerin sığınağı haline verecek yanıtı kamuoyu merak etmektedir.
Hüseyin Türeli’nin topraktaki kanı daha kurumamışken MİT kontrolünde olan KDP basını bu saldırıyı da hareketimizin üzerine yıkmak için yoğun bir çaba içerisine girmiştir. Yurtsever insanımız Hüseyin Türeli’nin alçakça katledilmesini kınıyor, ailesine ve yurtsever halkımıza başsağlığı diliyoruz. Şehit Hüseyin Türeli arkadaş şahsında tüm şehitlerimizin intikamının alınacağını bir kez daha belirtmek istiyoruz.
PROVOKASYONLARA KARŞI DİKKATLİ OLUNMALI
Bu saldırı vesilesiyle önemli kaynaklardan aldığımız bilgileri de göz önünde bulundurarak faşist TC ve mafya-terör hükümetinin provokasyonlarına karşı herkesi uyarmak istiyoruz.
Her açıdan çıkmaza giren, yenilme ve kaybetme korkusu ile tir tir titreyen faşist, sömürgeci devletin mafya-terör hükümeti bölgenin istikrarını bozmak ve hareketimiz ile bölge dinamiklerini karşı karşıya getirmek için Irak, Suriye, Rojava ve Güney Kurdistan da patlamalar, saldırı ve suikastlar yapıp hareketimizin üzerine yıkmak istediğini biliyoruz. Bu çerçeve de özellikle Irak ve Güney Kurdistan yetkililerini ve halkını TC’nin mafya-terör hükümetinin oyunlarına karşı duyarlı olmaları gerekmektedir.
Sömürgeci ve Kürt düşmanı TC bu oyun ve provokasyonlara başvuracağını bilgilerini de dikkate alarak, deprem vesilesiyle aldığımız eylemsizlik kararını 14 Mayıs seçimleri sonrasına kadar uzattığımızı yönetimimiz duyurmuştu. Son yaşanan gelişmeler ve aldığımız bilgiler bu kararımızın doğruluğunu bir kez daha ortaya koymuştur.
Başta Irak hükümeti ve Güney politik kesim ve yetkilileri olmak üzere bölgenin diğer güçleri ile uluslararası güçleri de bu konuda sorumluluk almaya ve ön alıcı tedbirlere gitmeye davet ediyoruz.”