Andok: Soykırıma uğratılmış olan bir toplumda Türk toplumudur. Lazlar, Çerkezler, Rumlar, Ermeniler, Kürtler her yönlü kırıma uğratılmaya çalışıldı.
HABER MERKEZİ-KCK Yürütme Konseyi üyesi Xebat Andok, “Türk toplumunun Kürtlerin kendileri ile yaşayabilecekleri bir halk olduklarını ispat etmeye ihtiyaçları var. Faşizm bütün toplumu aldı götürdü demiyoruz. Buna karşı mücadele eden, savaşan, şu anda bile saflarda olup sonuna kadar mücadele yürütüp şehit düşen insanlar da var” dedi.
Kürtlerin 19’uncu yüzyılda belli bir statüleri olduğuna vurgu yapan Andok şöyle konuştu: “Kısacası Kürtler kendilerini yönetiyorlardı. Kürtler biraz kendisini farklı görüyordu. Ama bunlar ortadan kaldırıldı. 20. yüzyıl boyunca da sürekli Kürtlere, değersizleştirme, yok etme, örgütsüzleştirme politikaları, Türkleştirme politikaları dayatılınca Kürtler de kendilerini değersiz görme gelişti.
Kuzey Kürdistan’daki Kürtler, aslında özgürlüğün tadını yeterince alamadı. Kendi kendini yönetmenin, ülkesine hakim olmanın, toprağını istediği gibi sürebilmenin, anadilde eğitim görmenin ne olduğunu bilmiyor.”
Şehitlere, şehitliklere saldıran bir düşmanın karşılarında olduğunu dile getiren Andok, “En aç kurt bile ölünün kemiğine saldırmaz. Biz böylesi bir dönemdeyiz, ama sanki normal bir hayat varmış gibi bir yaşam da sürüyor. Bu da soykırım politikaları ile bağlantılıdır. Bunların hepsini de yapan Türk devleti, sömürgeciliği ve faşizmidir. Şimdi bunları Kürtlere yapıyor. Bu zihniyetteki bir devletin kendi toplumlarına da doğru yaklaşması mümkün değildir. Bu kadar halkı bu zihniyet kırıma uğrattı” diye konuştu.
Türk halkının da kendisine durumunu sorması gerektiğini dile getiren Andok şöyle devam etti: “Başkalarına bu kadar acımasız, bu kadar kökünü kuruturcasına politikalar uygulayan, bütün kafasını bu yöntemleri bulmak için zorlayan bir zihniyet ‘acaba benim için ne yöntem buldu’ diye Türk halkı sormalıdır. Türk toplumu da kırımdan geçirilmiş olmasın mı? Bence soykırıma uğratılmış olan bir toplumda Türk toplumudur. Lazlar, Çerkezler, Rumlar, Ermeniler, Kürtler her yönlü kırıma uğratılmaya çalışıldı. Ama aynı kırım politikaları Türk toplumuna da uygulandı, uygulanıyor. Türk toplumunun şu anki durumu aslında nasıl bir kırıma uğratıldığını gözler önüne seriyor. Çünkü bir toplum böyle olamaz. Toplumsal olarak biz felsefeden, bilimden, dinlerden bildiğimiz şeyler vardır. Bütün insanların, toplumların özünün adil, eşitlikçi ve özgürlükçü olduğu söylenmiyor mu?” dedi.
‘Toplumun genetiğine müdahale edilmiş’
Egemenlerden kurtulunmadığı sürece birlikte yaşamanın olanaklarının da çok fazla oluşamayacağına dikkat çeken Andok şöyle devam etti: “PKK halklar arasında herhangi bir savaş ve farklılık çıkmasın diye elinden geleni yapıyor. PKK’nin ideolojisi halklara kötü bir söz söylemeyi bile kabul etmiyor. Çünkü halkın, toplumun ve insanın doğasının farklı olduğunu biliyor. Doğa ile domates, biber vb. ile oynandığı gibi oynanıyor, genetiği değiştirilerek organizmalar yaratılıyorsa, insan ve topluma da benzer şekilde yaklaşıyorlar.”
‘Birlikte yaşamanın yolu kendi özüne dönmekten ve kendin olmaktan geçer’
“Kendisi tok, komşusu aç yatan bizden değil” sözünü hatırlatan Andok, bu zihniyette ne din ne felsefe ne de bilim kalmadığını belirtti.
Hiçbir toplumsal değerin de kalmadığını söyleyen Andok, “İşte PKK tam da bu noktada insanların, toplumların, halkların doğasının bir olduğunu, eşitlikçi ve adil olduğunu savunuyor ve söylüyor. Toplumların ve halkların bundan önemli ölçüde de egemenler yüzünden koptuğunu söylemektedir. Birlikte yaşamanın yolu kendi özüne dönme, kendin olma, demokratik, eşitlikçi, kendi ne ise başkaları için de bunu isteyebilme ile olur. Buna da egemenler izin vermeyeceği içinde egemenlere karşı mücadele vermedir. Dolayısıyla bu mevcut olan Türk faşizmi iktidarda olduğu müddetçe Kürtler ile Türklerin sağlıklı bir biçimde bir araya gelmesi mümkün değildir. Çünkü bu iktidar faşizm pompalıyor. Normal bir köylü insanına bakıyorsun Kürtleri yemek için adeta ağzından kan damlıyor. Profesör, esnaf, öğretmen, basıncısına bakıyorsun bu öyledir. Peki, nasıl yaşanacak bu biçimde. Onurundan ve gururundan vazgeçmesen, ruhunu teslim etmesen bunlarla yaşamazsın. Kendisini her şeyin merkezine koyan insanla nasıl yaşanır. Bu ortaya çıkan normal var olmanın refleksleridir. Türk toplumu Kürtlerin kendileri ile yaşayabilecekleri bir halk olduklarını ispat etmeye ihtiyaçları var. Faşizm bütün toplumu aldı götürdü demiyoruz. Buna karşı mücadele eden, savaşan, şu anda bile saflarda olup sonuna kadar mücadele yürütüp şehit düşen insanlarda var” diye konuştu.
‘Türkiye’de halklara uygulanan faşizm çeşitlidir’
Şu anda Türk toplumu üzerinde 3 çeşit faşizm uygulandığını da vurgulayan Andok bunları da şöyle sıraladı: “Birincisi MHP’nin temsil etmiş olduğu kara faşizm. Kafa tasçı olan faşizm. Örnek Osman Durmuş diye MHP’nin eski sağlık bakanı vardı. Kan ihtiyacı olduğu için Yunanistan’dan kan aktarımı yapılmak istendi. O zaman ‘Türk kanına yabancı kanı bulaştırmam’ dedi. Kan halis, muhlis Türk kanı olacak, kafatası Türk kafatası olacak. Kafatasçı bir zihniyet üzerinden Türk toplumu üzerine aşılanıyor.
İkincisi ise beyaz faşizmdir. Bu da Türk olmadığı halde Türklük yapanlardır. Özellikle de ittihat-ı terakki ve biraz farklı nüanslarda cumhuriyetin kuruluş sürecinde icat olmuş olan bir Türklük. Cumhuriyeti ulus devletçi bir mantıkla, Kürtlere ve bütün topluluklara, halklara soykırımı esas alan bir mantık. Bunun yürütücüsü olan Türklük beyaz Türklüktür, beyaz faşizmdir. Bunun da yürütücülüğünü sözde sosyal demokrat olan CHP yapmaktadır. CHP’nin şu anki Kürtlere yaklaşımı baştan aşağı faşizmdir. Bu da bir faşizm biçimidir.
Bu ikisi yeterince sonuç alamayınca bu seferde yerine yeşil faşizm uygulandı. AKP’nin de temsil etmiş olduğu Türklüğü ve dinciliği, Müslümanlığı (Müslümanlıkla hiçbir alakası olmadığı açık) bir kamuflaj aracı olarak kullanıyor. Türkçülüğü din gibi çok güçlü bir geleneğin istismarı ile ortaya çıkacak olan gücüde arkasına alarak, bu defa da yeşil faşizm Türk toplumuna pompalanan bir Türklük var.”
‘Türkiye’deki halkların esas görevi, halklara uygulanan faşizmden kurtulmaktır’
Faşizmin böyle devam etmesi durumunda Efrîn’e atılan bombaların benzeri ve daha soyutlarının toplumun ruhuna, düşüncesine, psikolojisine ve hatta fiziğine atıldığını belirtti.
Türk toplumunun müthiş bir faşizm bombardımanına tabi tutulduğunu da hatırlatan Andok, “Şu anda yapılan Efrîn saldırıları da bu gerçeklikten cesaret alıyor. Bundan dolayı toplum bugün bunları izlemektedir. Türk toplumu tepeden tırnağa böyledir demiyoruz ama mevcut olan Türk toplumunun bu faşizmlerden kurtulması gerekiyor. Çünkü her üç faşizmi uygulayan üç parti şu anda seçimlerde en çok oy alan partilerdir. Faşizmlerden kurulu olan mevcut Türklüğün ‘Türk toplumunu kırıma uğratma gibi bir başarısı var’. Faşistler için bir başarı toplum açısından da giderilmesi gereken çok büyük bir görevdir.”