HABER MERKEZİ –
“Kürt soykırımında “kontra Kürtçülüğün” zarları hilelidir ve neyazık ki bu zarlar Kürt halkının kaderine atılıyor. KDP bu hileli zarları elinde tutan ve Kürdün kaderiyle oynayan kumarbazdır. KDP’den sakının mutlak ihanete götürür.” S.A
“KDP kontra Kürtçülüğü ve Kontra Hizbul-Daiş kardeşliği Kürdistan özgürlük mücadelesi karşısında TC’nin sahaya sürdükleri birer paramiliter maşadırlar. Efrin’den Behdinan’a ve İran sınırına kadar TC narko uyuşturucu kemerinin sahadaki aktif patnerleridirler. Türk’ün Kürdistan coğrafyasında yaratmaya çalıştığı kemer gerçekte narko terörizm güzergahından başka bir şey değildir. KDP’de bu narko terörizm kemerinin kontra bekçisidir. Dinci, cihatisyen terörizm unsurları da bu kemerin sahadaki aktif araçlarıdırlar S.Peker aslında özetle bunu söylüyor. Davut-Calut, Kawa-Dehak ve Çağdaş İbrahim ile Nemrut düellosu Güney Kürdistan’da kendisini yeniden tekerrür ediyor.
Tarihsel örgütlü kötülüğün özgür Kürd’ü yok etme finalidir Güney Kürdistan’daki KDP-TC işbirliğiyle somutluk kazanan gelişmeler. Göz göre göre gelen felaketi beklemenin suçluluk psikolojisidir bu utanç dolu toplum sessizliği. Mücadeleden düşen gafil kişiliğin kendisini yanılgılı geçmişiyle böbürlenerek anlatısıdır bu çarpık ruhiyet. Devrim zamanından seri seri insandan ve insanlıktan düşmeler. Söz çok eylem yok! Kuru dilbaz bir görüntü!
Tarihsel kötülüğün mirası üstünde yükselen sefaletin sefasını süren TC faşist rejimi Kürd’ün özgürlük umuduna meydan okuyor. İşbirlikçi KDP ise ona alkış tutuyor. KDP’nin çürümüş Kürtçülük vicdanı kokuyor. Kürt halkı acı derslerle küresel karmaşanın gerçek yüzüyle Ortadoğu’da yeniden yüzleşiyor. TC ve işbirlikçilerinin sahada kendisini dayattığı kötücül faşizmin ruhu Kürdistan’da demokrasiyi, kadını ve çocuğu, dayanışmayı ve ahlakı yaşamla birlikte öldürmek istiyor. Onuru kırılmış milyonlarca insanın öfkesi ise gittikçe bir sel gibi kabarıyor. Kim kıvılcımı çakacak?
Mafya faşist rejiminde “Klasik seçimlerden” medet umma naifliği ve beklentili ruh hali güncelde her türlü tehlikenin ana kaynağıdır. Hiç kimse kendisini aldatmasın en ucuzundan. Kürd’ün özgürlük çığlığı klasik siyaset zemininde vakumlanıp yok edilecek bir çığlık değil. Bu özgürlük çığlığı Sur’un, Cizre’nin ve Nusaybin’in onurlu külleri üzerinden kendi devrimci ve özgür siyasetini tufani bir şekilde yaratacak.
TC kutsanmış mafya faşizmi bir belleksiz toplum anlatısıdır aynı zamanda. Türkiye’deki bu milliyetçi-dinci faşizm hikayesi şok edici bir yalanlar furyası, enflasyondur. TC faşizminin kötücül ruhu tüm vicdanları istila etme hedefine kararlıca yürüyor. Politikleştirilen bu kötücül, örgütlü cehalet yığınsallığına karşı onur kılıcıyla kuşanmak gerekiyor. İnancın umut yaratan eylemiyle faşizmle kılıç yasasıyla konuşmak dışında seçenek de görünmüyor.
TC’de cehalet yüklenmesi toplumda zirve yaptı. Buna karşı toplumsal kayıtsızlığın yol açtığı vicdani felaket dünyada esen küresel sağ faşizm rüzgarını arkasına alan Erdoğan faşist kültünün ekmeğine yağ sürüyor. TC nin adına demokratik parlamentarizm dediği bunamış ve çürümüş çatısı çoktandır yıkılmış hala herkes ağlama duvarı kerametiyle ondan medet umuyor. Oysa barbarın kitlesel faşizan histerisi ve vahşete bilenmiş kötücül ruhu dehşet bir tehdidin varlığına işaret ediyor.
İnsanı insana duyarsızlaştıran bir kötülük sarmalı Türk toplumunun vicdanını zehirlemekle kalmıyor artık kokuşmuş bir mevtayı andırıyor. Rotasız rota kötülük yapanın eline bulaşıyor. Örgütlü cehaletin politik kimliği AKP-MHP faşizminin yönetimindeki Türkiye’de tek lokma temiz ekmek bile kalmadı. Halka satılan “Ak” hayaller, temiz sayfa safsataları da miadını doldurmuştur. Narko ekonomi artık narko terörizminin finansal kara para aklama Ali Cengiz oyunudur!
KDP Şengal’i, Maxmur’u, Kerkük’ü, Efrin’i ve Sere Kaniye’yi TC’ye peşkeş çekiyor. Şimdi de Behdinan sınırındaki tüm köyleri insanlarıyla birlikte TC’ye sattığı ortaya çıktı. Demek neymiş bu işgale ve satışa karşı çıktığı için PKK’nin tasfiye konseptine KDP destek veriyor. Güney Kürdistan halkının 150 milyar dolarını ve 50 yıllık petrol imtiyazlarını satan KDP Kürdistanı parsel parsel satıyor. PKK ise bu onursuzluğa ve alçakça ihanete karşı direniyor. Mesele netleşmiştir. “Teslimiyet ihanete, direniş zafere götürüyor!..”
Dünyada PKK’siz Kürd’e hiç bir umut piyangosu çıkmaz. ABD-AB’ye bel bağlayanlarında artık o derin gaflet uykusundan uyanması gerekiyor. PKK terör listesinden çıkartılmadan, başlarına ödül konulan Kürt bilgelerinin can güvenlikleri garanti altına alınmadan ve en önemlisi de İmralı kapıları açılmadan sahte kurtarıcılar beklemek tek kelime ile gafletlerin en büyüğüdür. Kürt halkı ve dostlarının dünya genelinde tüm uluslararası mekanizmaların kapısını çalma zamandır. Bu Kürt halkına karşı suç işlemiş mekanizmalardan tarihi ihanetlerini düzeltme talepleriyle kararlı bir duruşu sergileme zamanıdır. PKK Kürt halkının her ferdidir ve her onurlu Kürt bu irade beyanında artık bulunmalıdır. Kürt özgürlük mücadelesi tarihin akışını değiştirmeye adaydır. Bunca yönelim ve komploların tek amacı bu akışı engellemeye dönüktür. Dayatılan onursuzluğa ortak olmak istemeyenler PKK saflarında mücadeleye koşuyorlar. PKK’ye hayır, Önder Öcalan’a hayır ve köle Kürde evet diyenlerin suratlarına haykırmak gerekiyor; PKK ve Önder Öcalan benim ve ben irademe sahip çıkıyorum denilmelidir!
Son olarak bir ilkesel temenni; Şahsı ve ülkesi adına hırsızlık yapan hiçbir diktatör eceliyle ölmemelidir!
Serdem Amed