HABER MERKEZİ – Uzun süredir Güney Kürdistan bölgesinde bir ekonomik kriz mevcut. Bu kriz KDP için tamamen teslim olma fırsatı doğurdu ki, Güney Kürdistan’daki mevcut durumda da bu fırsatı her haliyle değerlendirdiğini görebiliyoruz. KDP hükümeti Uluslarası bazda Irak’ın bir parçası sayılan Güney Kürdistan’da, bağlı olduğu Irak Hükümeti ile yaptığı ekonomik anlaşmaları yerine getirmedi ve bunun sonucu olarak bölgeyi krize boğdu. Güney Kürdistan’ın Irak hükümeti ile petrol anlaşması var. Güney Kürdistan hükümeti, Bağdat hükümetiyle bu yıl ki federal bütçe yasasına göre Irak Devlet Petrol Pazarlama Şirketi’ne (SOMO) günlük 250 bin varil olduğu tahmin edilen petrol teslim etme konusunda uzlaşıya vardıklarını duyurmuştu. Bu anlaşmaya göre Güney Kürdistan topraklarından çıkarılan petrolden günlük olarak 250 bin varil petrol Irak Hükümetine teslim edilecekti. Ancak Son 7 aydır bu petrolün teslim edilmediği ortaya çıktı. Öte yandan Türk Devleti ile yasa dışı petrol alışverişi sebebi ile geçen dönemin Irak Başbakanı Haydar İbadi, Güney Kürdistan’a ‘‘ Yapılan anlaşmaya uymadığı, Türk Devleti ile Milyarlarca dolar değerinde yasa dışı petrol ticareti yaptığı’’ gerekçesi ile dava açmıştı. Bu dava hatırlayacağınız üzere Türk Devleti’nin KDP girişimleri sonucu karara bağladığı Xakurke operasyonu öncesi gündemi kapsayan en önemli haberlerden biriydi. Bu dava’nın gündem de olduğu süre içerisinde Güney Kürdistan-Irak-Türk devleti arasında yoğun bir diplomasi trafiği başlamıştı. Daha sonra ortaya çıkan görüşme içerikleri, KDP ve Güney Kürdistan Hükümeti’nin bu krizden nasıl kurtulmaya çalıştığı konusunda akıldaki sorulara yanıt niteliğindeydi.
Güney Kürdistan Hükümeti’nin Borcu
Güney Kürdistan’ın borcu resmi bir açıklama olmamasının yanında Bazı Irak partilerine yakın isimlerden alınan bilgilere göre Irak Hükümetine ödenmesi gereken borcun 30 Milyar Dolar’a yakın bir miktar olduğu söyleniyor. Sadece Irak Hükümeti’ne olan borç bu miktarda. Bunun yanı sıra Dış ülkelerede yüklü miktarda borçlanmış bir Güney Kürdistan hükümeti var. Geçen Mayıs ayında Rusya merkezli uluslararası petrol şirketi Rosneft yaptığı açıklamada Güney Kürdistan’ın 3 Milyar Dolar olan borcunun 1.6 Milyar dolarını ödediği açıklanmıştı. Bunun yanında Güney Kürdistan’daki İran Başkonsolosluğu yaptığı açıklamada, G.Kürdistan Hükümetinin İranın bazı özel şireketlerine olan borcunun %20’sini ödediğini duyurmuştu. Bütün bunların yanında Güney Kürdistan ile Türk Devleti arasında yapılan yasa dışı petrol ticareti gelirlerinin Türk Devleti tarafından yıllardır ödenmediğini ve bu miktarın yaklaşık 26 Milyar Doları bulduğunu da buraya not düşmek, Güney Kürdistan hükümetinin nasıl bir konsepte öncülük ettiğini anlamamızda yardımcı olacaktır.
Xakurke’de Somutlaşan Konsept
Bilindiği gibi 27 Mayıs Xakurke operasyonundan önce Güney Kürdistan-Irak ve Türk Devleti arasında görüşmeler gerçekleşiyordu. Irak ile Türk Devleti arasında Resmi olarak 2 defa Irak 2 defa Ankara’da olmak üzere 4 görüşme gerçekleşti. Türk Devleti ve Güney Kürdistan Hükümeti arasında da resmi ziyaretlerin yanında bazı basından uzak tutulmaya çalışılan görüşmeler gerçekleşmişti. Bu görüşmelerin sonucu olarak Xakurke operasyonu başlatılmış ve operasyonun başlangıcından sonra da bu görüşmeler devam etmişti. Ekonomik, Siyasi ve Politik açıdan yetisini tamamen yitiren Güney Kürdistan hükümeti, bu operasyonların başlamasından önceki süreçlerde Rosneft petrol şirketi ve İran’lı bazı özel şirketlere bir kısım borcun ödendiğini duyurmuştu. Bunun yanı sıra Haydar İbadi’nin Güney Hükümetine açtığı dava’nın üzeri kapatılmış Irak Hükümeti Xakurke’ye yapılan saldırılara yönelik yaptığı ‘‘Bu saldırıalr sınır işgali’dir’’ tavrını sürdürmemişti. Bu adımlardan sonra Türk Devleti ‘‘Pençe’’ adında Kürdistan Özgürlük Hareketi PKK’nin bulunduğu alanlara havadan ve karadan operasyonlar başlattı. Bu operasyonlara KDP’nin istihbari ve sınırsız hareket yetisi tanıması durumu açığa çıkartılmış ve hükümet tarafından bu duruma herhangi bir yalanlama gelmemişti. Içine girilen krizden bu yönlü çıkma peşinde olan KDP-YNK hükümeti, Güney Kürdistan topraklarını işgale açtı.
Başarısız Operasyon, Oyunlarla Genişletildi
Operasyonda başarısızlığa uğrayan Türk Devleti ve KDP-YNK Hükümeti bu saldırılara devam etme ve genişletme amaçlı PKK’nin biz yapmadık dediği bir MİT’çi suikastı olayını PKK yaptı diyerek Türk Devletini iyice Güney Kürdistan’a yerleştirdi. Konsolosluk çalışanı olarak değerlendirdikleri Osman Köse adındaki MİT mensubunun öldürülmesini ‘‘Güney Kürdistan’daki Huzur’a’’ saldırı olarak ele alan KDP ve diğer partiler, operasyonlara doğrudan katılma kararı aldı ve Xakurke operasyonunda amaçlanan bölgelere yoğun Peşmerge ve ağır silah sevkiyatı yaptı. Bunun yanında bölgeden gelecek tepkilere önlem amaçlıda işgali kabul etmeyen bölge halkına, Aşiret liderlerine baskılar uyguladı. Geçtiğimiz günlerde Şeladıze’ye Peşmerge sevkiyatının yapıldığı gündeme gelmişti ancak onun öncesinde de o bölgedeki en büyük aşiretlerden olan Rekani aşiretine baskı yapılmıştı. Bu baskı Şeladıze’deki Peşmerge komutanı Îsa Hiryaşkî Rêkanî’nin KDP-Parastın tarafından gözaltına alınmasının basına yansıması ile ortaya çıktı.
Güney Kürdistan Hükümeti PKK’yi Bölgeden Çıkarmayı ve Ekonomik Krizden Kurtulmayı Amaçlıyor
Xakurke operasyonuna destek sunan ve Güney Kürdistan topraklarını işgale açan Güney Kürdistan yönetimi, bu yol ile sınır kapılarındaki ticaret trafiğini canlandırmak ve krizden kurtulmayı hayal ediyor. Son dönemlerde ödediği borçlar da Kürdistan topraklarının işgaline izin vermesi karşılığında verilen tavizlerdir. Kürdistan topraklarının işgaline izin vermeyen güç de, PKK’dir. Bu işgalin gerçekleşmesi için PKK’nin bölgeden çıkarılması ve halkın direnme gücünü yitirmesi gerekmekte. Bu nedenle saldırılara tepki göstermemenin yanında bölgeye peşmerge sevkiyatı yapıp, Türk askeri’ne sınırsız hareket yetisi tanıyor.
Fırat ALİ
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi