RAKKA – Geçtiğimiz 10 Haziran’da, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin Başûrê Kurdistan Temsilcisi Cihad Hesen ve PYD üyeleri, yabancı bir heyeti kabul etmek için Hewlêr havalimanına gelmişti. Ancak Cîhad Hesen ve yanında bulunan PYD üyeleri Osman Xelîl ve Mistefa Ezîz Mistê haklarında hiçbir suçlama bulunmamasına rağmen KDP güçleri tarafından kaçırıldı.
29 Temmuz’da Osman Xelîl ve Mistefa Ezîz Mistê serbest bırakıldı, ama sağlık durumu kötü olmasına rağmen Cîhad Hesen serbest bırakılmadı.
KDP’nin cezaevlerinde 112 gün kaldıktan sonra Cîhad Hesen, KDP tarafından serbest bırakılıp sınır dışı edildi.
Cîhad Hesen ile yaptığımız röportaj şöyle:
Bugün Kuzey ve Doğu Suriye gençleri bizi ağırladıkları için çok mutluyum. Özellikle içinde bulunduğumuz mevcut durumun sembollerinde biri olan Rakka gibi bir yerde. İlk katıldığımda, gençlik çalışmasıyla başladım. Şimdi olduğu gibi aynı yerde, Rakka’da başladık. Çok mutluyum ve duygulandım. İnsan hiç bir zaman bu duygularını sözlü olarak ifade edemiyor ve bunun hakkını ödeyemiyor. Çok anlamlıydı çünkü Suriye’de öncelikle Rakka’da gençlik çalışmalarına başladım. Bugün de aynı şehre dönüyorum. Rakka’da özgür, onurlu, özgür düşüncelerle, güçlü iradeyle, Kürt ve Arap olarak yaşamamız hepimiz için birer hayaldi. Genç başladık genç başaracağız sözünden aldığımız güç sayesinde bugün nasıl ki Suriye’nin Kuzey ve Doğusunda ki tüm mevcut güçler nasıl gençlikten güç alıyorsa, bizler de aynı güçten ilham aldık.
Dağda verilen mücadeleyi, gerilla çizgisini, Rojava üzerinde ki mücadeleyi yine özellikle tutuklanmamız sırasında şahsımızda Rojava’nın iradesini kabul etmediler. Tutuklanmamız kişisel bir tutuklanma değildi. Rojava halkının iradesi ve temsilcisi olarak oradaydık. Dikkatimizi çeken şey, bunu asla kabul etmemeleriydi. Zindanda bize yaptıklarını, tarzlarını ve taktiklerini nasıl söyleyeyim örneğin Aldar Xelîl’in temsiliyetini arkadaşların gözünde karalamak istediler çünkü o temsil ediyor. Çok emekçi bir kişiliğe sahip ve aynı zamanda Rojava ile Başûr arasındaki ilişkilerin sorumlusudur. İşin ilginç yanı, Rojava ile Başûr arasındaki diplomasiye saygıları yoktu. Özellikle bize karşı kullanılan taktiklerde kullanılan sözlerden, bunu anladık. Zaten sürekli karalama yapmaya çalışıyorlardı. Burada dile getiremeyeceğimiz sözleri bile kullanıyorlardı. Davanız ve tahliyeniz için ne kadar müdahale olsa da sizi bırakmayacağız dediler. Aldar arkadaşa ve ilgilendikleri kişilere yaklaşımları, diplomasilerinin seviyesini gösteriyordu. Başûr bu siyasetten geri dönmeli. Ulusal duygulara dayalı olarak siyasete yaklaşmalı. Sadece Kürdistan’ın bir bölümüne, bir Kürd’e değil bütün Kürdistan’a eşit ve doğru siyaset temelinde yaklaşmalı. Diyebilirim ki, düşmanla el ele yürütülen siyaset Kürdistan çizgisinin öncü siyaseti olamaz. Bir yanda Rojava’nın temsili olarak tutuklanmamız, diğer yanda dağa yönelik saldırılar, Şengal’e yönelik saldırı, diğer yanda ise Rojava ile siyasi ilişkilerin kesilmesi vb. Bu yaklaşımlar uygun değildir.
Rojava’nın kazanımlarının tehlikeye girmesi, aynı zamanda Başûr’un kazanımlarının da tehlikeye girmesi demektir. Suriye’nin Kuzeyinde ve Doğusunda olup bitenler nedeniyle, 20 yıllık deneyimin, yaşanan değişimlerin ve yapılan çalışmaların ardından Irak’a baktığınız zaman hiçbir zaman barışçıl, rahat, bütünlüklü bir Irak göremiyorsunuz. Bugün Suriye’nin Kuzey ve Doğu’sunda var olan fikir sayesinde, var olan gençlik, gençlerin bütünleşmiş ruhu, Kürt gençliği, Araplar ve diğer halklar sayesinde, genel olarak Ortadoğu için en özgür örnek diyebilirsiniz. Buraya yapılan saldırıları gördüğümüzde gençlerin hedef alınmasını, Suriye’nin kuzeyi ve doğusunda geliştirilmek istenen projeyi, gençlerin üstlendiği hem fedakarlık, hem iş hem emek hem de devrime sahip çıkışlarını normal bir şey olarak görüyorsun. Suriye’nin kuzeyinde ve doğusunda egemen devletlerin elini normal görüyorsun ama acı veren tek şey bunun KDP saldırıları olmasıdır.
Bugün Rojava’yı savunan gençlere dönük gerçekleştirilen KDP saldırılarında onbinlerce şehit, binlerce gazimiz olduğu gibi binlerce gencimiz Avrupa’ya göç etmeyi redetti. Bugün olduğu gibi ülkelerini, Rojava’yı korumayı bir görev olarak gördüler. Bugün bile gençlere şantaj yapıyorlar, saldırıyorlar, özellikle biz Rojava’lı gençler olarak onları kınıyoruz. Kendisini Kürt olarak tanımlayan veya Kürt çizgisi olarak tanımlayan bu hareketleri özellikle kınıyoruz. Gençlere yönelik saldırılar söz konusu olduğunda Rojava rahat görünüyor diyorlar. Rojava rahat çünkü Rojava’nın gençleri bir çoklarını yenilgiye uğrattı. Rojava’yı yıkmak için, Suriye’nin kuzeyini ve doğusunu yıkmak için bu bölgede asla barış ve huzur içinde yaşanmasını istemeyen o projeler hayata geçirildi. Gençliğe yapılan bir saldırıların devrime yapılan bir saldırı olduğunu düşünüyorum.
Gençlere saldırmak, Kuzey ve Doğu Suriye halkının iradesine saldırmak demektir. Çünkü toplumun dinamikleri gençlerdir. Öbür türlü de şunu söyleyebiliriz; Rojava Devrimi’nin genel çerçevesi ve özellikle gençler için, bizim gençlerimizin de onların gençleri gibi olmasını isteyenler o gençleri türlü planlarla yanlarına çekerek kendi çıkarları için kullanıyorlar. Bir çağrıda bulunmak istiyorum, Başûr halkına sesleniyoruz, Başûr halkı tavır almalı, Rojava’ya ve gerilla alanlarına yapılan bu saldırıları asla kabul etmeyin. Tavrınızı, duruşunuzu netleştirin. Çünkü biliyoruz ki, Başûr halkı da Rojava’nın yaşadığı durumları yaşadı. Zaman zaman bundan daha ciddi, daha ağır durumlar da yaşadılar. Bu yüzden Başûr halkı kendi konumlarını belirlesin. Başûr yönetimi tarafından yapılan bu eylemleri kabul etmeyin. Özellikle Kürdistan’ın bazı bölümleriyle ilgili olarak belirtin. Hem Rojava hem de Başûr halkı olarak bu konuda aynı görüşü savunalım. Çünkü izlenen politika Rojava’nın ve Başûr’un kazanımlarını tehlikeye atmaktadır.