Apocu hareketin gelişim tarihi içerisinde de, Şehir Gerilla Eylemleri önemli bir yere sahip olmuştur.
HABER MERKEZİ
Devrimler için “iktidar sorunu” biçiminde bir belirlemede bulunulmuştu. 20. Yüzyılda yaşanan Toplumsal Devrimler gerçeği ve karşılaşılan sorunlar bunun böyle olmadığını gösterdi. 20. Yüzyılın sonuna kadar dünyanın “üçte birinde” Toplumsal Devrimlerin başarısından, Sosyalizm İnşa sorunlarının çözümü ve zaferinden bahsedilmekte olsa da, yine aynı yüzyılın sonlarına doğru bunun doğru olmadığı anlaşıldı. Buralarda çok güçlü iktidarlar kurulmuştu. Hatta denilebilir ki dünyanın en katı ve sarsılmaz olarak görünen devletlerine sahip olunmuştu.
Berlin Duvarı” yıkıldı, Doğu Avrupa”daki “Sosyalist iktidarlar” çöktü ve “SSCB” dağıldı. Böylece “Güçlü iktidarlar” oluşturmakla, “sağlam devletler” kurmakla “toplumsal devrimlerin”, “sosyalist inşaların” başarılmayacağı gerçekliği, uğruna çok ağır bedeller ödenmesine rağmen açığa çıktı. Bu ülkelerde “iktidar sorununun çözümüyle” devrimler gerçekleşmemişti. Ortaya çıkan ve ispatlanan bir gerçeklik vardı. O da Devimlerle ele geçirildiği sanılan iktidarlar, devrimleri ele geçirmişti.
Buda beraberinde Reel Sosyalizmin çözüldüğü 1989 sonrası süreçte Dünya Solu, Devrimci Sosyalist Hareketler için yeni devrim tanımları, stratejileri ve taktik arayışları içerisine girilmesine neden oldu. Bu arayışlar içerisinde devrimi “iktidar sorunu? olarak ele almaya devam edenler olmakla birlikte, devrim-iktidar ilişkisini sorgulayanlarda oldu. Önder Apo”da bu yaşanan arayışlar içerisinde sorgulamasını devim-iktidar” arasında kurulan ilişkiler üzerinde derinleştirdi. Ve buna göre de bir bakış açısı ve ele alış geliştirdi. Devrim, strateji, taktik, örgütlenme, ittifaklar ve araçlar sorununu yeniden ele aldı. Evrim-Devrim diyalektiği, iç içe mücadele vb. stratejik konular üzerine yeni belirlemelerde bulundu.
Önder Apo, yapmış olduğu bu belirlemeler içerisinde Devrimi, bir iktidar sorunu olarak ele almadı. Aksine Devrimi; toplumun iktidar/devlet dışı örgütlenerek, kendi dinamikleri üzerinde öz yeterlilik ilkesine bağlı kalınarak örgütlendirilmesi ve toplumun demokratikleştirilmesinde inşa sorunlarının çözümü olarak ele aldı. Ve buna göre de yeni bir stratejik yaklaşım geliştirdi.
Özgürlük ve Demokrasi Hareketimizin 2000?li yıllar sonrasındaki mücadele tarihine damgasını vuranda bu gerçeklik oldu. 2015 yılının ortalarında başlayan ve en yoğun haliyle 2016 yılının İlk Baharına kadar yoğun bir şekilde yaşanan ve hala da devam etmekte olan Öz Yönetim Direnişleri böyle bir gerçeklik içerisinde yerini aldı.
2015 yılında çok şiddetli bir şekilde yaşanmaya başlayan bu Öz Yönetim Direnişlerinde öne çıkan yanda Öz Savunmaya dayalı Devrimci Şehir Savaşları oldu.
Şehir Gerilla Eylemleri ve Devrimci Şehir Savaşları
Burada çok açık bir şekilde belirtmek gerekir ki, Kürdistan”da 2015 yılının ortalarından itibaren pratik bir anlam kazanmaya başlayan Devrimci Şehir Savaşları denilirken, stratejik bir yaklaşım ortaya konulmuş olmaktadır. Yoksa Devrimci Şehir Savaşları eşittir Şehir Gerilla Eylemleridir gibisinden bir anlayışla bunlar arasındaki farkı reddeden bir yaklaşım içerisine de girilmemektedir.
Kuşkusuz Şehir Gerilla Eylemleri gerçek anlamını Devrimci Şehir Savaşları içerisinde bulmaktadır. Ancak onunla da kendini sınırlandırmamaktadır. Şehir Gerilla Eylemleri daha çok örgütlenme ve propaganda amaçlı olarak da başvurulan yöntemler olarak değerlendirilmektedirler. Bugüne kadar dünyanın değişik coğrafyalarında mücadele eden devrimci örgütler ve hareketler örgütlenme ve propaganda çalışmaları içerisinde bu yönteme başvurmuşlardır. Hatta bu konuda yazılan kitap ve broşürlerde söz konusudur.
Apocu hareketin gelişim tarihi içerisinde de, Şehir Gerilla Eylemleri önemli bir yere sahip olmuştur. Denilebilir ki, örgütlenmesinin bir ayağını propaganda ve örgütlenme oluştururken diğer ayağını da Şehir Gerilla Eylemleri oluşturmuştur. Ve hiçbir şekilde de bunlardan birini diğerine tercih etmeyerek, birlikte iç içe ele almış aynı amaca ulaşmak için gerçekleştirmiştir. Zamanla mücadelenin gelişimine paralel olarak Şehir Gerilla Eylemlerini daha geniş bir perspektifle alarak kapsamını genişletmiş Kürt kentlerini işbirlikçi-hain, gerici-faşist örgütlenme ve yapılardan arındırarak, bu yerleşim merkezlerini savunulması temelinde pratikleştirmiştir. Hilvan, Siverek, Batman vb. gibi yerleşim merkezleri de bu gerçekliğin en somut haliyle gerçekleştirildiği alanlar olmuştur. Gelinen aşamada da, bir strateji olarak geliştirilen Devrimci Şehir Savaşlarının üzerinde yükseldiği ve kendini inşa ettiği bir temel haline getirilmiştir.
Ancak günümüzde bir strateji olarak ele alınan Devrimci Şehir Savaşlarını, önceki yaşanan pratik süreçlerle olan bağını koparmamakla birlikte, ararlındaki farkında görülmesi de gerekmektedir. Sadece propaganda, örgütlenme, savunma ve hain-işbirlikçi, gerici-faşist yapılardan arındırma amaçlı değildir. Bunları da içermekle birlikte Toplumun Demokratikleştirilmesi mücadelesinin bir boyutunun kendini gerçekleştirmesi olan Öz Savunma içerisinde yerini bulmaktadır. O nedenle de Demokratik Toplumun inşasında onun savunulmasının bir vazgeçilmezidir.
Bu yönüyle de Devrimci Şehir Savaşları Demokratik Toplum Örgütlenmesinin/inşasının bir boyutu olan Öz Savunmanın bir gerçekleşme biçimi olmaktadır.
Burada karşımıza ise Demokratik Toplum Örgütlenmesi ya da İnşasında Kentler gerçeği çıkmaktadır. Çünkü Devrimci Şehir Savaşları Kentlerde orada var olan topluma dayalı olarak ve bizzat yine toplumun kendisi tarafından yürütülen savaşlardır.
20.yüzyıl dünyasında Devrimci Savaşlar iktidar odaklı yürütülen savaşlar olmuşlardır. Bu savaş gerçekliği içerisinde de ister kırda kurulan iktidarlar olsun, isterse şehirlerde yürütülen mücadele ve örgütlendirilen ayaklanmalar olsun tamamen merkezi iktidarı ele geçirmeye odaklanılmıştır. Bu yönüyle de kentler ve buralarda yaşayan büyük toplumsal kesimler Devrimci Mücadelenin temel örgütlenme alanları olmuşlardır.
Devrimci Şehir Savaşlarında ise kentlerin yeri, bundan daha farklıdır. Buralardaki merkezileşmiş iktidarın ele geçirilmesinin hedeflenmiyor olması da bunun asıl nedenini oluşturmaktadır. Burada Devlet/iktidar dışı toplum örgütlenmesi esas olmakla birlikte, toplumun kendini var eden esaslar üzerinde yeniden inşa etmesi temel görev olarak belirlenmektedir. Bu yönleriyle 20.yüzyıl Devrim Mücadelelerinden tamamen farklı bir gelişim güzergahı izlemektedir. Ancak Devrimci Şehir Savaşlarının dayandığı ve kendini örgütlediği toplumunda, 20. Yüzyıl Devrim Mücadelelerinin örgütlendirdiği toplumun kendisi olduğunu da unutmamak gerekmektedir.
Devrimci Şehir Savaşlarında Kentlerin yeri ve önemi de bu gerçekliğe göre ele alınmalıdır.