ŞIRNEX – Cizîr’de yaşayan Murat Çarkçı (32), batı kentlerine gittiğinde ırkçı saldırılara ve hakaretlere maruz kalsa da, “kimliğim” dediği Kürt ulusal kıyafetleri olan şal ve şepik’i yıllardır üzerinden çıkarmıyor.
Birey ya da toplulukların toplumsal statüsünü göstermesinin yanı sıra bir toplumsal kimliği ve kültürü yansıtan başlıca özelliklerinden biri giydikleri kıyafetler. Giyim ve kuşamımız kamusal alanda kültürel, siyasal kimlikleşmenin simgesel bir aracı pozisyonunda. Bundandır ki egemen siyasal-külterel kimlik tarafından tehdit unsuru olarak görülüp yasak, baskı ve şiddet gerekçesi haline dönüştürülebiliyor.
Türkiye örneğinde, Kürt halkının tarihsel kültürünün yansıması olan ulusal kıyafetleri bu yönlü baskı ve yönelimlerin gerekçesi sayıldı, sayılıyor. Öyle ki ulusal kıyafetler giydikleri için saldırıya maruz kalan yurttaşlardan, Newroz alanlarına alınmayan yurttaşlara kadar birçok örnek söz konusu.
Tüm bu baskı ve engellemelere karşı Kürtler, her yıl 10 Mart’tı Kürt Ulusal Kıyafet Günü olarak kutluyor.
MURAT ÇARKÇI
Maruz kaldığı baskılar ve gördüğü şiddete rağmen şal û şepik giymekten vazgeçmeyenlerden biri Şirnex’in Cizîr (Cizre) ilçesinde yaşayan 32 yaşındaki Murat Çarkçı.
Çarkçı, babasının kendi elleriyle diktiği Kürt ulusal kıyafetlerini giymesinin başkalarını rahatsız ettiğini henüz 7 yaşındayken maddi imkânsızlıklar nedeniyle ailesiyle taşındıkları Ankara’da öğrendi. Kaydedildiği okul yönetimi tarafından bu şekilde okula alınmak istemese de kıyafetlerini giymekten vazgeçmeyen Çarıkçı, okul çıkışı eve vardığında hemen babasının diktiği kıyafetleri üzerine giydi. 2016 yılında memleketi Cizîr’e geri dönen Çarkçı, yıllardır “kimliğim” dediği elbiselerini üzerinden çıkarmıyor.
Giydiği kıyafetler nedeniyle birçok kez arama noktalarından polisler tarafından araçtan indirildiğini ifade eden Çarkçı, zaman zaman, kendisine “terörist” denildiğini, ancak 25 yıldır kültürel soykırıma karşı direndiğini belirtti.
EVDE, SOKAKTA ULUSAL KIYAFETLERİYLE
Ulusal kıyafetleriyle topluma girdiğinde herkesin şaşkınlıkla baktığını anlatan Çarkçı, ulusal kıyafetlerini giyerek kültürel soykırım politikalarına karşı cevap olduğunu ifade etti. Çarkçı, “Bu kıyafetlerle işe gittiğimde ya da kent dışına çıktığımda bana verdikleri ilk tepki ‘Siz Türkiye’desiniz’ diyorlar. Ben de buna karşı ‘bunlar biz Kürtlerin ulusal kıyafetleri ve bunları Kürtler giyiyor’ diyorum. İstanbul’a, Eskişehir’e gittiğimde herkes bana hayretle bakıyor ama insanlar ne derse desin aslımız budur. Batıya gittiğimde bu tepkilerle karşılıyorum. Burada ise ‘Düğüne mi gidiyorsun’ diye soruyorlar. Dilimizi konuşmalı ve ulusal kıyafetlerimizi gündelik elbisemiz haline getirmeliyiz. Bir ağaç kökleri üzerinden yeşerir, insanlar kendi dilleri ve kültürleri üzerinde yeşerir. Birçok Kürt bu kıyafetleri giymiyor. İşe gittiğimde insanlar diyor ki, ‘Eğer bu kıyafetleri giyersen senle iş yapmayacağız’ diyenler var. Ben de onlara, ‘açlıkta ölsem de kıyafetlerimden vazgeçmem’ diyorum. Aile giyme diyor, çevre giyme diyor, sokak giyme diyor. Batı kentlerinde de saldırılara maruz kalıyoruz. Ben de ulusal kıyafetlerimiz namusumuzdur diyorum” diye konuştu.
BUGÜNE KADAR BİRÇOK KEZ SALDIRIYA UĞRADI
Çarkçı, ulusal kıyafetleri giydiği için sık sık engelleme ve saldırılarla karşılaştığını belirterek, “Öncesinden aralıklarla giyerdim ama 2017’den bugüne kadar günlük elbiselerim bu kıyafetler. Bundan önce Ankara’daydım. Orada kaldığım sürede de bu kıyafetleri giyiyordum. Eskiden kökenim neyse şimdi de odur. Geçenlerde otobüsle Cizîr’e geldiğimde askerler otobüsü durdurdular ve bana, ‘Senin bu halin nedir’ diye sordular. Onlara ‘halimde bir şey yok’ dedim. ‘Burası Türkiye’ dediler… Ama ben ‘Kürdüm’ dedim. Dilimizi, kültürümüzü kabul etmiyorlar. Bu kıyafetleri giydiğim için defalarca işte, sokakta saldırıya ve hakaretlere maruz kaldım. Ama yine de vazgeçmiyorum. Çünkü Kürt ulusal kıyafetleri bizim kültürümüz, dilimiz ve kimliğimizdir” dedi.
BÜTÜN ENGELLEMELERE RAĞMEN GİYMEKTEN VAZGEÇMEYECEK
Kürt ulusal kıyafetlerinin yasaklanarak unutturulmak istendiğini söyleyen Çarkçı, tüm engellemelere rağmen kültüründen vazgeçmeyeceğini kaydetti. Çarkçı, “Gençlerimiz pantolon yerine, ulusal kıyafetlerini giysin. Niye sadece bir düğüne, Newroz’a veya herhangi bir şölene giderken ulusal kıyafetleri giyiyoruz? Kim ne derse desin kültürümden ve kıyafetlerimden vazgeçmeyeceğim. Bu kıyafetleri giydiğimde saldırıya uğruyorum. Bu işin çözümü de bu elbiseleri giyerek bu insanlara varlığını kabul ettirmektir. Nasıl ki varlığımızı inkar ediliyorsa kıyafetlerimiz de, kültürümüz de inkar ediliyor” diye belirtti.
GENÇLERE ÇAĞRI
Herkesin kendi kültürünü tanıdığını kaydeden Çarkçı, gençlere kendi kültürlerine sahip çıkmaları çağrısında bulundu. Çarkçı, “Cizira Botan’ın gençleri kültürlerine sahip çıksınlar. Batıya gittiğimizde pantolon ile gittiğimizde Kürt müsün, Türk müsün belli değildir. Ama kıyafetlerimizle gidersek herkes rengimizi tanır. Dilimizi konuştuğumuz gibi ulusal kıyafetlerimize de sahip çıkmalıyız” şeklinde konuştu.