HABER MERKEZİ- İşgalci Türk polisi Cuma günü Gebze’de oturma eylemi yapan anneler ile bir gün sonra Mêrdîn’in Qoser ilçesinde tecride karşı eylemde olan annelere saldırmıştı.
KJK Koordinasyonu yaptığı yazılı açıklamada saldırıları şiddetle kınadı. İlk gün açıklama yapamadıkları için direnen kadınlar, tutsaklar ve Kürt halkına özeleştiri veren KJK, “AKP polislerinin analarımıza yönelik bu faşizan ve vicdansız saldırı ve muameleyi asla unutmayacak ve bunun hesabını soracağız” vurgusunda bulundu.
KJK’nin açıklaması şöyle:
“Tecridi kıralım, faşizmi yıkalım ve Kürdistan’ı özgürleştirelim” direniş hamlemiz her alana yayılarak ve gelişerek devam etmektedir. Zindanlarda yüzlerce tutsak çok kararlı bir biçimde açlık grevi eylemi içinde olurken, dört parça Kürdistan’da ve yurtdışında da halkımız açlık grevi, yürüyüş, gösteri, protesto ve benzeri bir biçimde zengin yöntemlerle söz konusu özgürlük direnişimizi yayıp geliştirmektedir.
Yüzüncü günlerini aşan yüzlerce yoldaşımız ve binlerce özgürlük tutsağı arkadaşlarımız Önder Abdullah Öcalan özgür yaşar ve çalışır koşullara kavuşana kadar direnişlerini sürdüreceklerini birçok defa açıkladılar.
ASLA UNUTMAYACAĞIZ
Bu anlamda Leyla Güven öncülüğünde başlayan direnişin devamcıları kadınların her alanda tecride karşı mücadelelerini yükseltme ve sahiplenme sorumluluğu başta kadınlar olmak üzere tüm halkımızındır. Bu sahiplenmeyi en güçlü şekilde geliştiren, her gün her türlü zorbalığa karşı pes etmeden direnen analarımıza karşı faşist AKP polislerinin saldırılarına karşı ilk gün yapamadığımız açıklama ve kınama için başta analarımız olmak üzere tüm direnen kadınlar, tutsaklar ve halkımıza özeleştirimizi veriyoruz.
Bilinmelidir ki analarımıza karşı uygulanan faşizan saldırıları KJK olarak kabul etmiyor, şiddette kınıyoruz. AKP polislerinin analarımıza yönelik bu faşizan ve vicdansız saldırı ve muameleyi asla unutmayacak ve bunun hesabını soracağız.
Ellerini öpmek, helal istemek dışında dokunmaya kıyamadığımız analarımıza yapılan her saldırının hesabını sormak, buna karşı mücadele etmek ve analarımızı yalnız bırakmamak başta Kürt kadınları olmak üzere tüm Türkiyeli kadınların ve gençlerin sorumluluğundadır. Onurlu, demokrat ve analara saygısı olan hiçbir kadın ve genç bu yaklaşım karşısında tepkisiz kalmamalıdır.
SADDAM DA HESAPSIZ KALACAĞINI SANIYORDU
Analarımıza reva görülen bu muamele hiçbir hukuk, güvenlik ve insanlık normu olarak izah edilemez. Tarihsel gelişmelerden de biliniyor ki, diktatör Saddam’ın askerleri analarımızın kafasına silah sıkarken bunun hesapsız ve sorgusuz kalacağını sanıyorlardı. Ancak gün geldi o diktatör zihniyet ve o eller bunun hesabını verdiler. Coplarla itekleyen, yerlerde sürükleyen, su sıkan, saldıran her faşist AKP polisi bilmelidir ki analarımıza yaptıkları kabul edilmeyeceği gibi, hesapsız da kalmayacaktır.
YOK OLMA TELAŞIYLA SALDIRI
Çocuklarının yaşaması için, özgürlüğü için en insani ve doğal haklarının mücadelesini veren barış ve tutuklu analarımızdan korkan faşizan AKP iktidarı bilmelidir ki, yenilmesi ve yıkılmasına çok az kaldı. Bu yok olma telaşıyla analarımıza kaldırılan her elin artık kırık el olduğunu herkes bilmelidir.
AKP ÖZGÜRLÜK DÜŞMANIDIR
Çok açık ki, sömürgeci-soykırımcı AKP-MHP iktidarı, gelişen özgürlük ve direniş hamlemiz karşısında zorlanınca böyle bir faşizan saldırılara başvurarak, mevcut direnişimizi kırmak ve boşa çıkartmak istemektedir. AKP Kürt düşmanıdır. AKP özgürlük düşmanıdır. Ancak bizler, faşizmin zulmünü de, oyunlarını da artık çok iyi tanıyor ve biliyoruz. Dolayısıyla söz konusu saldırılar karşısında teslim olmayacağız ve İmralı duvarları parçalanıp tecrit sona ererek Önder Abdullah Öcalan özgür yaşar ve çalışır koşullara kavuşana kadar direniş eylemlerimizi geliştirerek sürdüreceğiz. Tüm halkımız, kadınlar, gençler, dostlarımız ve kamuoyu bu gerçeği böyle bilmelidir. Analarımıza yapılan faşizan saldırıları unutmayacak, hesapsız bırakmayacağız. Analarımızın duruşu Leyla Güven duruşudur. Direniş hamlemiz tecridi kıracak, faşizmi yıkacak, bu temelde Kürdistan’ı özgür ve Türkiye’yi demokratik hale getirecektir.”