HABER MERKEZİ – Komalên Ciwan Koordinasyonu, Kurdistan’daki deprem nedeniyle yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada, “AKP-MHP iktidarının Kürdistan ve Türkiye halklarının bütün imkanlarına el koyarak ve büyük bir talan ve yıkım rejimi geliştirdiği böylesi bir depremde seferberlik ruhuyla halkla dayanışmayı büyütmek gerekiyor” denildi.
Komalên Ciwan Koordinasyonu’nun açıklaması şöyle:
“Pazarcık ve Elbistan merkezli depremlerden kaynaklı halkımız büyük bir felaketle daha karşı karşıya bırakılmıştır. Sömürgeci TC devletinin soykırım, hırsızlık, talan ve gasp siyasetinin bir sonucu olarak bu depremlerde binlerce insanımız yaşamını yitirmiş, on binlercesi yaralanmış, yüz binlercesinin akıbeti dahi hala bilinmemektedir. Yaşamını yitiren insanlarımızın ailelerine ve tüm Kurdistan halklarına baş sağlığı, yaralılara da acil şifalar diliyoruz.
‘DEPREM DEĞİL DEVLET ÖLDÜRDÜ’
Değerli yurtsever Kurdistan gençliği ve tüm halklar; şu gerçeklik iyi bilinmelidir ki halkımızı deprem değil devlet öldürmüştür. Geçmiş süreçte 2011 yılında yaşanan Wan depreminde faşist TC devletinin Kurdistan halkının yaşadığı depremi nasıl bir felakete dönüştürdüğü hiçbir şekilde unutulmamalıdır. En iyi Kürt ölü Kürttür faşist söylemini felsefe edinen TC devleti ve onun faşist kesimi Kurdistan halkını sistematik bir şekilde ölüme mahkum ederken diğer yandan o felaket durumunda dahi en ahlaksız şekilde özel ve psikolojik savaş bombardımanına tutmuştur. Medyaları üzerinden Kürtlerin ölümüne nasıl sevindiklerini açıktan söyleyerek diğer yandan felaketle yüz yüze bırakılmış halka taş, TC bayrağı ve birçok faşist söylem yazılı kağıtlar gönderdiği kesinlikle unutulmamalıdır. Bugün de yaşanan deprem en iyi Kürt ölü Kürttür faşist söyleminin uygulamasını yapmaktadır. Bilinçli bir şekilde buralara ilk yardım ve kurtarma çalışmalarını geciktirip durdurarak halkın kendi imkanları ile yapmaya çalıştığı dayanışma ve yardımlaşmalarını da bir ambargo ile engellemesi tamamen bir soykırım uygulamasıdır. Tüm iktidar güçlerinin ilk sığındığı uygulama olan OHAL ilan edilmesi, her yerden seferber olan Kurdistan halkının dayanışma ve yardımlaşmasının önünü kesme; basın yasağı getirerek görüntü alınmasını engelleme girişimleri de soykırımcı TC devletinin suçüstü yakalanma durumunu örtbas etmeyi ifade etmektedir.
‘SEFERBERLİK RUHUYLA DAYANIŞMAYA’
Yine sömürgeci soykırımcı TC devleti halkın kendi öz gücü olan yerel yönetim ve toplumsal kurumlaşmalarına el koyarak kendi kendine yetebilme dinamiklerini ortadan kaldırmıştır. Sömürgeci talan devleti olan soykırımcı TC ve faşist AKP-MHP iktidarının Kurdistan ve Türkiye halklarının bütün imkanlarına el koyarak ve büyük bir talan ve yıkım rejimi geliştirdiği böylesi bir depremde seferberlik ruhuyla halkla dayanışmayı büyütmek gerekiyor. Bu konuda herkesten önce en temel sorumluluğun gençliğe düştüğünü ve özellikle üniversite gençliğinin bu konuda 40 yılı aşan halkının öncüsü olma gerçeği ve bilinciyle halkımızın bu zorlu döneminde seferberlik ruhuyla felaket bölgelerine gidip üzerine düşen görevi yerine getirmek temel bir görevdir.
‘GENÇLİK ÜZERİNE DÜŞENİ YAPMALI, HALK FAŞİST DEVLETİN İNSAFINA BIRAKILMAMALI’
En temel yurtseverlik görevi olarak halkımızın yanında yer alıp acılarını paylaşmalı, soğukta ve açlıkta halkımızın yanında yer alarak üzerine düşeni layıkıyla yapmalıdır. Bunun için başta üniversite gençliği olarak üzere tüm yurtsever Kürdistan gençliği halkımızı sömürgeci devletin, faşist kurumlarının insafına bırakmadan yurtseverlik duygusu ve bilinciyle bulunduğu alanlardan deprem bölgelerine örgütlü tüm gücüyle giderek aktif bir şekilde seferber olmalıdır. Bu temelde Kürdistan gençlik hareketi Komalên Ciwan olarak Kürdistan gençliğini deprem felaketine karşı halkın yanında olma, acılarını paylaşma ve yaşamsal ihtiyaçlarını karşılayacak bir duruşu esas alarak seferber olmaya çağırıyoruz. Halkımızı Kürt düşmanı soykırımcıların insafına terk etmeden kendi öz gücümüzle her türlü yarayı sarmaya çalışmamız en acil görevdir.
Yurtsever Kürdistan gençliği tüm öfkesini ve isyan duygusunu sömürgeci TC devleti ve AKP-MHP faşist iktidarının bu kıyım ve katliamları karşısında halkla beraber ve birlikte mücadele etmeye sevk etmeli, bu deprem felaketini Kürt soykırımının bir parçası olarak geliştirme uygulamalarını birer serhildan gerekçesi yapmalıdır. Faşist iktidarın bir doğal afet, kader, kaza gibi söylemlerle halkın bütün tepki ve öfkelerini bitirerek bu durumu normalleştirmeye çalışması çaresiz bir şekilde kendi sorumluluğunu gizlemeye dönüktür. Buna karşı deprem felaketiyle halkımızın yaşadığı tahribatları Kürt düşmanı politikalarla derinleştirmek isteyen faşist TC rejimine Kürdistan gençliği sessiz kalmamalı, faşist soykırımcıların esas depremi yaşayacakları bir mücadeleyi geliştirmelidir. Bu temelde tüm Kürdistan yurtsever gençliği seferber olmalı, öncülük görevlerini yerine getirmeli, halkın esas kalesi olduğunu göstermelidir.”