HABER MERKEZİ –
Ezelden beridir halkların beyinlerine kazınmış bir söz vardır: Korku. Başta Kürtler olmak üzere tüm halklara adeta bir katliam fermanı yaratırcasına bir korku karakolu yaratıldı. Bu korku karakollarıyla bir halkı sindirmek, sömürmek yok etmek istercesine tüm asimilasyon ve soykırım politikalarını halklara dayattılar. Diller yasaklandı, köyler boşaltıldı, evler yakıldı, kadınlar, gençler ve çocuklar katledildi. Öyle ki bu politikalardan dolayı insanlar anadillerini konuşamaz, köylerine gidemez hale geldiler. Ta ki 15 Ağustos 1984 gecesi patlatılan ilk kurşuna kadar. 15 Ağustos 1984 gecesi karanlığı delen ilk kurşunların yankısıyla büyük korku karakolları yıkıldı. Yıkılan korku karakollarının yerine, büyük bir cesaret ve direnişle zalimlerin üzerine gidildi. Eruh’ta sıkılan ilk kurşunun üzerinden tam 37 yıl geçti. Geçen bu 37 yıl halk kahramanlarının sembollerini oluşturdu. İlk kurşun komutan Egid’le başlayan ve gelişen bir süreçti. Önder Apo bu dönemi “halk kahramanlığı dönemi” olarak ifade etti. Dolayısıyla Egit’lerin, Zilan’larin, Erdal Sincer, Sarı İbrahim, Sinan Dersim, Atakan Mahirler, Baran Mava, Roni, Delal, Nuda ve daha nice destansı kahramanları yaratan bu dönem şehitleri aynı zamanda birer halk kahramanları sembolleri oluyor. Büyük gerilla komutanı Egid komutanın izinde ve komutasında, güçlü bir kahramanlar ordusu ortaya çıkmış bulunuyor. Bu gerçeklik bizlere bugün göstermiştir ki başta önderlik gerçeğinin pratiğe kavuşması ve yaşama geçmesi oluyor.
Şimdi bizler toplum, gençler, kadınlar, ve emekçi halklar olarak böylesi sağlam bir komutanın izinde ve emrinde, özgürlük, eşitlik ve demokrasi için, cesaretle, coşkuyla, kararlılıkla yürüyoruz. Bu bizim toplumsal paradigmamızın gerçeği oluyor. Özgürlük hareketinin günümüzde ki gerçekliği bu oluyor. Önder Apo Kürt halkı için; Özgür yaşamı tutku düzeyinde benimseyen ve bedelini yiğitçe ödeyen bir halk olarak ifadelendirmiştir. Şimdi böyle bir halk gerçeğinin ortaya çıkmasını en önemli adımı olan 15 Ağustos atılımının yıldönümünde Komutan Egid’in yolunda kararlılıkla devam ediyoruz.
Özellikle bu yılın 23 Nisan’ın da başlayan imha ve yok etme saldırılarına karşı şimdi Kürdistan dağlarında Egid’leşen bir gerilla ordusu var. Heftanin, Zap, Botan, Zagros, Serhad ve Garzan da bunu var eden direniş geleneği devam ediyor. Burada önemli olan 15 Ağustos 1984 Atılımı’nın Kürdistan Kürtleri açısında tarihin önem ve anlamını kavramak kadar bu atılıma nasıl gelindi, bu büyük kahramanlıkları nasıl yaratılıp ortaya çıkarıldı doğru anlaşılması gerekir. Bu açıdan hiç kuşkusuz bu tarihi atılım 1982 Büyük Amed zindan direnişinden ayrılmıyor. 1982 Newrozun da Mazlum Doğan kahramanlığı olarak başlayan bu süreç, Ferhat, Eşref, Necmi ve Mahmut yoldaşların öncülüğünde, 18 Mayıs’ta kendilerini alev alev yakma eylemleri ile gelişen direniş, 14 Temmuz da Kemal Pir, Hayri Durmuş, Ali Çiçek, Akif Yılmaz öncülüğünde başlayan büyük ölüm orucu direnişi zafer kazanarak Kürdistan dağlarına taşınarak büyük bir halk direnişi hâline geldi. Bu iki devrimci direniş olayı et ile tırnak gibi birbirine bağlı bulunuyor.
Şimdi bugün tüm alanlardan bu zulme karşı her yerde direnişler, kahramanlıklar, Egid yoldaşın komutasında devam ediyor. Zindanlarda devam eden direniş bir yılını doldurmak üzere, 37 yıldır Kürdistan dağlarında tüm teknolojik silahlara karşı amansız bir direnişle boşa çıkaran fedai ruh Mam Reşo’da, Zap’da, Zagros ve Heftanin’de tarih yazıyor. Her türlü imha saldırılarına karşı halklar bu direnişe ses oluyor. Burada bize düşen en temel sorumluluk 37. yılın da bu büyük atılımı karşılayabilmektir. Dönemin ruhu ve kahramanları bunu bizden istiyor. Madem ki süreç bizden bunu istiyor, o zaman bizde ” Werin Cenga Azadîyê” hamlesi çerçevesinde tüm değerlerimizi koruyarak mücadele saflarında büyük komutan Egid’in yolunda yerimizi almalıyız.
Önderliğin kapsayıcı ve aydınlatıcı çözümlemelerinden alacağımız güçle yeni süreci kararlaştırma ve pratikleştirme irademiz bulunmaktadır. Her onurlu Kürt genci gibi bizde mücadele saflarında yerimizi alıp işgalcileri ülkemizden kovalım, halklarımıza özgürlüğü sunalım.
Baran Avrêl