BEHDÎNAN- Stêrk TV’de yayınlanan Özel Program’a katılan KCK Yürütme Konseyi Üyesi Xebat Andok ve Komalên Ciwan Koordinasyonu Üyesi Özgür Şerker, dünyanın birçok yerinde okunan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın savunmalarının toplumda yarattığı etkiye ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için başlatılan hamle çerçevesinde dünyanın birçok ülkesinde Abdullah Öcalan’ın savunmalarının okunduğuna işaret eden KCK Yürütme Konseyi Üyesi Xebat Andok, “Önderlik onlarca ülkenin katıldığı Uluslararası Komplo sonucu esir alınarak Türk devletine teslim edildi. Önderlik kapitalist güçler tarafından kurulan İmralı sisteminde 25 yıldır ağır bir tecrit altında. KÜrdistan’ın dört parçaya bölünmesinin ardından Kürt halkına yönelik soykırım planı da devreye girdi. Önderlik ise Kürt halkını soykırımın pençesinden kurtarmaya çalışıyor. Bugün dünyada büyükten küçüğe herkes Kürdistan’dan ve Kürt halkının direnişinden bahsediyor. Bu da Önderliğin ve şehitlerin mücadelesiyle, emekleriyle oldu.
Kürt halkının kendileri için, kimlikleri için mücadele etmeleri Önderliğin başlattığı mücadelenin sonucudur. Bugün Önderlik özgür Kürt’ü ve Kürdistan’ı temsil ediyor. Önderlik olmasaydı, ne PKK ne de özgür Kürtler olurdu. Kürtlerin nasıl tüm insanlığın umudu haline geldiği ortadadır. Önderlik, erkek egemen sisteme, ulus devlete karşı demokratik ve toplumsal değerleri, özgür, eşit, demokratik, adaletli bir sistemi temsil ediyor. Önderlik komploculara karşı çok güçlü bir bilince sahip ve İmralı’da savunmalarını tarihi, felsefik ve derin bir zihniyet üzerinden ele aldı. Bu savunmalarda Kürtleri, Ortadoğu’yu ve genel olarak insanlığı savundu, hiyerarşik ve devletçi sisteme karşı kadınları, etnik grupları ve ezilen halkları savundu.
Genel olarak egemen güçler tarafından baskı altına alınan, köleleştirilen tüm toplumu savundu. Önderlik, savunmalarını demokratik medeniyet manifestosu olarak adlandırdı. Bundan dolayı bugün dünyanın birçok yerinde halklar bu savunmaları okuyarak Önderliğe sahip çıkıyor, fiziki özgürlüğünü talep ediyor ve bunun için mücadele veriyor. Önderliğin erkek egemen sisteme ve devlete karşı geliştirdiği Demokratik Uygarlık Manifestosu sadece Kürtler için değil, genel olarak tüm insanlık içindir. Ezilen halklar için, özgür yaşamın, özgür insanın manifestosudur. Savunmalarda demokratik ve toplumsal değerlere dayalı yeni bir yaşamın nasıl yaratılacağı temel alınıyor” diye konuştu.
ÖNDERLİĞİN FİZİKİ ÖZGÜRLÜĞÜNÜN SAĞLANMASINA AĞIRLIK VERMELİYİZ
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın savunmalarının hakikatin kaynağı olduğunu söyleyen Xebat Andok, konuşmasının devamında şunları belirtti: “Rêber Apo’nun fiziki özgürlüğü için başlatılan hamle çerçevesinde savunmalar dünyanın her yerinde okunuyor. Savunmaları okuyanların öncelikle şunu anlaması gerekiyor. Rêber Apo nasıl bir Önderliktir, düşman ondan neden bu kadar çok korkuyor, neden bu kadar çok düşmanı var? Konu Önderlik, hukuk, siyaset, ahlak, vicdan, insanlık olduğunda neden bütün dünya ona karşı birlik oluyor? Önderliği tutuklamak için neden bu kadar çok güç seferber oldu? Kadınlar gençler neden ona o kadar bağlı? Bütün imkansızlıklara rağmen Önderlik uluslararası alanda nasıl bu kadar etkili olabiliyor?
Savunmaları okuyan biri Önderliğin ne kadar özgür, ezilen halklara, kadınlara, gençlere ne kadar umut, güç ve cesaret veren, egemen güçlerde ne kadar korku yaratan bir insan olduğunu görür. Bu yüzden savunmaları okuduğumuzda nasıl bir hakikati ve kimi okuduğumuzu bilmeliyiz. Önderlik, savunmalarla özgürlüğün yolunu gösteriyor. Bir insan nasıl güçlü olur, nasıl düşmanla savaşır, nasıl yoldaş olur, nasıl özgür bir insanı temsil eder ve özgür bir toplum nasıl yaratılır sorularının cevabı, savunmalarda yer alıyor. Bu yüzden Savunmalar zihniyet devrimidir. Savunmaların okunması sadece hamle çerçevesinde sınırlı kalmamalı, elbette bu da çok önemlidir. Bu etkinliklerde yer alan herkesi saygı ile selamlıyorum. Fakat çok daha fazlası olması gerekiyor.
Elbette Önderlik çok büyük bir tecrit altında, soykırım sistemi altında mücadele ediyor. Ama Önderliğin fikirleri, ruhu, duyguları özgürdür. Kapitalist sistem ve ulus devlet asla Önderlik üzerinde etkili olamaz. Ama biz de dahil olmak üzere herkes hiyerarşik ve devletçi sistemden farklı düzeylerde etkilendikleri için bunu bir dereceye kadar temsil ediyorlar. Bu temelde özgürlük özgürlüğe ihtiyaç duyuyoruz ama Önderliğin buna ihtiyacı yok. Fakat Önderlik gibi bir insanın bu şekilde zindanda tutulmaması gerekir. Bundan dolayı düşmanı yenmeliyiz. Düşmanı yenmek aynı zamanda soykırım sisteminin de yıkılması demektir. Düşman sadece Türk devleti değil, düşman aynı zamanda yenilgiye mahkum olacak olan kapitalist modernitedir. Bu temelde elbette üzerimize düşen rol ve misyon var. Bu anlamda Önderliğin fiziki özgürlüğünün sağlanmasına ağırlık vermeliyiz.”
KÜRT HALKI VARLIK VE YOKLUK SAVAŞI VERİYOR
“Önderliğin amacı yeni bir yaşam inşa etmek, yeni ve özgür bir toplum yaratmaktır” diyen KCK Yürütme Konseyi Üyesi Xebat Andok, konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: “Elbette Önderliğin partisi, hareketi olarak biz de Önderliği esas alıyoruz. Önderlik gerçekliğini yaşamımızda, ilişkilerimizde, çalışmalarımızda hayata geçirmeye çalışıyoruz. Kendimizi sadece bununla sınırlamıyoruz da. Doğrudur; PKK kadroların partisidir, Kürt halkını soykırım pençesinden kurtarmak gibi rol ve misyonumuz var. Kürt halkının yeniden yaratılmasını, bu soykırım sisteminden, feodal kültürden, kapitalizm kültüründen kurtulmasını sağlamaya çalışıyoruz. Bu bizim görevimiz ve sorumluluğumuzdur. KCK sistemi de budur. PKK kadroları olarak biz de herkes gibi Önderliği, onun hakikatini okuyoruz. Önderliği anladığın kadar temsil edebilirsin. Kendimiz geliştirip, dönüştürdüğümüzde yönümüzü topluma çeviririz. Demokratik ulus çerçevesinde değişim ve dönüşüm yapmak istiyoruz.
Önderlik artık sadece Kürtlerin değil tüm halkların önderidir. Ama Kürt halkının ve diğer halkların sorunları farklıdır. Mesela diğer halkların farklı toplumsal sorunları var ama Kürt halkının varoluşsal sorunu var. Yani Kürt halkı varlık ve yokluk savaşı veriyor. Kürt halkının ruhu, dili, kültürü yıllardır saldırı altında. Ama Kürt halkına yönelik soykırım saldırıları sadece kültürle değil, aynı zamanda fiziki saldırılar da var. 20. Yüzyılda sadece Bakur’da bile yüz binlerce Kürt katledildi. Kürdistan’ın dört parçasında Kürt halkı fiziki açıdan soykırım tehdidi altındadır. İşgalci Türk devleti, kapitalist modernite güçlerinin de desteğiyle, 3. Dünya Savaşının yaşandığı bu dönemden faydalanarak Kürt halkının kökünü kazımak istiyor. Kürt halkının birçok farklı sorunu var. Ama en önemli sorun, varlığını korumaktır. Fiziki olarak kendilerini ve ülkelerini savunmalıdır. Kürt halkını şu an göçe zorlanıyor ve çeşitli politikalarla Kürdistan insansızlaştırılıyor. Mesela bunlar soykırım politikaları çerçevesinde yapılan uygulamalardır. Kürt halkı da buna karşı her alanda öz savunmasını yapmalıdır.”
HAMLE İLE BİRLİKTE SAVUNMALAR KÜRESEL DÜZEYDE TARTIŞILMAYA BAŞLANDI
Abdullah Öcalan’ın İmralı direnişini selamlayarak sözlerine başlayan Komalên Ciwan Koordinasyonu Üyesi Özgür Şerker de, Öcalan’a özgürlük ve Kürt sorununa çözüm talebiyle 10 Ekim 2023’te başlatılan hamle ile birlikte savunmaların küresel düzeyde tartışılmaya başlandığına dikkat çekti. Uluslararası Komplo’nun ardından Öcalan’ın klasik bir direniş sergilemediğini vurgulayan Özgür Şerker, “Savunmalar aynı zamanda Rêber Apo’nun İmralı’da verdiği büyük direnişin de sonucuydu. Rêber Apo’nun paradigmasında devlet, demokrasi, siyaset, sosyoloji, kadın ve gençlik meseleleri uzun bir şekilde ele alınıyor. Elbette bunların hepsi savunmaların önemli konularıdır.
İktidarlar, kapitalist güçler Kürdistan’a baktığında petrol görüyorlar, köleleştirmek istedikleri insanları görüyorlar ama Önderlik Kürdistan’a baktığında insanlığın beşiğini görüyor, insanlık değerlerinin zenginliğini görüyor, kültürün kaynağını görüyor. Yine iktidarlar bir insana baktığında robotmuş gibi yaklaşıyor, robotlar artık yapay zekayla her yerdeler, insanlara ihtiyaç duymuyorlar. İnsanı insanlıktan çıkarıyorlar. Fakat Rêber Apo, tam da Kürtler şahsında insanlığın ayaklar altına alındığı bir süreçte büyük bir çıkış yaptı. Bunun en büyük kanıtı da savunmalardır. Binlerce sayfalı savunmalar…
Bazen savunmaları anlamak çok zor, bazen de kolay diyoruz, ne kolay, ne de zor. Rêber Apo, binlerce sayfa yazdı ve bu binlerce sayfayı yazmak için de on binlerce sayfa okuyup, araştırdı. Yirmi binden fazla insanı, militanı eğitti. Yani bu sentezlerin sonucunda savunmalar oluştu. Bu nedenle bu savunmaların mümkün olduğu kadar derinlemesine anlaşılması gerekmektedir. Önemli olan savunmaları ne kadar derin incelediğimizdir. Önder Apo’nun savunmalarda ortaya koyduğu görüşleri ve farklılıkları ne kadar anladığımız önemlidir. Çünkü ne kadar iyi anlarsak hakikate ulaşmamız, gerçeğe yaklaşmamış o kadar çabuk olacaktır” ifadelerini kullandı.
ÖNDERLİĞİN SAVUNMALARI İNSANLIĞA IŞIK OLUYOR
Yapılan gençlik konferansına sadece Kürdistan ve Ortadoğu’dan değil 24 ülkeden gençlerin katılım sağladığını hatırlatan Komalên Ciwan Koordinasyonu Üyesi Özgür Şerker, “Konferansta yapılan tartışmalarda takip ettiğimiz kadarıyla Rêber Apo’nun görüşlerini anlamaya yönelik büyük bir çaba var. Birçok ülkede gençler, kadınlar, Önder Apo’dan, onun fikirlerinden, paradigmasından bahsediyor. Kuzey Afrika’dan Latin Amerika’ya kadar bu düşünce bugün tüm halkları etkilemektedir. Kendimizi bununla tatmin etmiyoruz ama düşman ne yaparsa yapsın Önderliğin gücünü bastıramaz. Önderlik bugün dört duvar arasındadır. Kürdistan gençliği her gün 3-6 metrelik, nefes alacak yer olmayan bir odayı düşünmelidir. İmralı’da her gün psikolojik saldırılar oluyor, özel savaş var, uluslararası güçler işin içinde var, her gün Önderliğimize yönelik baskı ve zulüm var.
Düşman böyle bir ortam yaratmış. Rêber Apo’nun gücü böyle zorlu koşullarda ortaya çıkıyor. Önderlik İmralı’daki baskı ve zulmü kabul etmedi. Önderlik için İmralı duvarları bir hiçtir, bir kağıt parçasıdır. Önder Apo’nun gücü bugün tüm dünyaya yayıldı. Önderlik ideolojisi çok büyük çabalar sonucu ortaya çıktı. Düşman da sürekli PKK’nin her yerde olduğunu söylüyor, Japonya’da, Güney Afrika’da olduğunu söylüyor. Nerede olursa orada yasaklamalıyız diyor. Aslında PKK, Rêber Apo sayesinde her yere yayılıyor. Bu da savunmalar yoluyla oluyor. Düşman ortada büyük bir ideolojik güç olduğunu görüyor. Çünkü dünyada düşünce gücü kalmadı. Önderlik bu durumu, “Dünya çapında düşünsel bir ahmaklık var” diye tanımlamıştı. Sistem, aklını ve kalbini eğitmeyen insanlar yaratıyor, Önderliğin savunmaları buna karşı insanlığa bir ışık kaynağı, bir özgürlük kaynağı oluyor.
Bu da insanların ilgisini çekiyor. Bu yüzden Güney Afrika’da halk ülkemde demokratik konfederalizmi hayata geçirmeliyim, diyor. Bir Katalan, savunmaları okuduğunda bunlar benim de fikirlerim, burada insanlık değerleri var diyor. Bundan dolayı Türk devleti Önderliğe tecrit uyguluyor ama ne yaparlarsa yapsınlar Önderlik ideolojisinin dünyanın her yerine dağılmasını engelleyemezler. Rêber Apo’nun her düşüncesi, her fikri bir manifestodur. Doğru yaklaşılan bir kişi çok değerli bir devrimci olabilir. Dolayısıyla düşman Önderlikten ne kadar korkuyorsa halk da onu büyük bir sevgi, şefkat ve tutkuyla kucaklıyor. Önderlik ideolojisinin gün geçtikçe daha fazla yayılacağından eminiz. Tabii ki burada asıl görev bizim üzerimize düşüyor” şeklinde konuştu.
ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİNDE EN ÖNEMLİ GÖREV GENÇLERE VE KADINLARA DÜŞÜYOR
Kürdistan özgürlük mücadelesinde en önemli sorumluluğun ve görevin gençlere düştüğünü kaydeden Özgür Şerker, “Sadece gencim, Apocu’yum demekle olmaz. Bu bizim için geçerli olduğu kadar Kürdistan genel gençliği için de geçerlidir. Çünkü PKK’deki gibi bir gençliğin dünyada başka örneği yok. Tarihten bu yana hiçbir devrim hareketinde, ezilen halkların mücadelesinde kadınlar ve gençler öncü olarak görülmedi. Bu, Rêber Apo’nun ideolojisi ile ortaya çıktı. Bugün Türkiye’de pek çok siyasi parti var, Önder Apo sayesinde ilerleme gösterdiler. Kadınlara ve gençlere yönelik kotalar oluşturdular. Önderlik Kürt toplumunu değiştirdiği kadar, Türkiye toplumunda da değişimler yarattı. Bundan dolayı biz Kürtlerin ve Kürdistan gençlerinin bunu daha iyi anlaması, bunun kıymetini bilmesi gerekiyor.
Rosa Luxemburg, Lenin’e gençliği ayrı ayrı örgütlemeleri gerektiğini söylüyor ama Lenin, “devrim yaparsak gençlerin de, kadınların da sorunları çözülür” diyor. Önderlik bu şekilde bir devrim mantığını altüst etti. İnsan ne kadar mücadele ederse o kadar savaşçı olur, Önder Apo’ya o kadar layık olur. Rêber Apo’nun gücü sadece fikirleri ve yazdığı binlerce sayfalık savunmaları değil. Önderliğin gücü aynı zamanda direnişi, teslimiyeti reddeden duruşu ve mücadelesidir. Şu an insanlar faşizm var, hiçbir şey yapamıyoruz, pasif kalıp kendimi saklamak zorundayım, diyor. Ama Apoculuk düşmanın zulmüne, baskılarına ve tüm saldırılarına karşı direnebilmeyi gerektirir. Günümüzde insanlar insanlıktan uzaklaştırılmış durumda.
Türkiye’de öyle bir gündem var ki, insan izlemeye utanıyor. 8 yaşındaki bir çocuğa ne yapıldığını söylemeye kimsenin yüzü yok. Bu nasıl oldu, neyin sonucunda bu duruma gelindi, hangi zihniyetin sonucudur? Bu AKP-MHP’nin, sistemin, devletin, 5 bin yıllık yozlaşmış zihniyetinin sonucudur. Önder Apo buna bir alternatif geliştirdi. Eğer bugün Önder Apo üzerinde böyle bir tecrit varsa, sebeplerinden biri de budur. Önderlik konuşursa, her gün müdahale edebilse, kimse toplumu kandıramaz, kendini satamaz, insanlık üzerinden pazarlık yapamaz. Bu yüzden gençler olarak Önderliğin fikirlerini yaşamımızda hayata geçirmeliyiz. Bu süreçte bizden istenen Rêber Apo’nun fiziki özgürlüğü için başlatılan hamlede üzerimize düşen görevi yapmak. Bunu yaptığımız taktirde kendimize Rêber Apo’nun fedaileri diyebiliriz” sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.