HABER MERKEZİ
Dünya gerillacılık mücadelesine verilebilecek birçok örnek vardır. Bu hareketlerin mücadele tarzları, yarattıkları direniş kültürü demokratik uygarlığın çağımızdaki ifadesidir. Biz burada tüm bunların ortak sembolü ve ortak ifadesi Che gerillacılığa değinmekle yetineceğiz. Gerilla deyince herkesin aklına gelen ilk isim, ilk kişilik Küba devriminin öncü gerilla komutanı Ernesto Che Guevera’dır. Devrimci kişiliğiyle, mücadele tarzıyla devrime yürüyüşün sembolü olmuş ve düşmanında bile saygıyı yaratmış bir kişiliktir O.
Che, gerillacılığı sanat inceliğinde yaşamak demektir. Ütopyaların peşinde inançla yürümektir Che’de somutlaşan gerilla. Ütopya en uzak bir hayaldir, gerçekleşmesi hayalin uzaklığı gibi zordur. Oysa Che’nin sloganı “gerçekçi ol imkânsızı başar” olarak dile gelmiştir. Gerilla imkânsız olanın hayalini kuracak kadar cesurdur, dahası imkânsızı gerçekleştirecek kadar yaratıcı.
Che gerilla komutanlığı demektir. Bitmeyen mücadele azmi ve özgürlük tutkusu, enternasyonalizm ve gerilla romantizmi demektir. Ondan bahsedince ilk akla gelen bu özellikleridir. Che gerillacılığının sağlam dayanakları kendini örgütlemiş olması, sonuç alıcı tarzla hedeflere yürümesi ve yaratılan değerleri halkla birlikte yaşama geçirmesidir. Ki bu sağlam zemin Küba devriminin gelenekleşmesi, çevresine yayılması ve hala ayakta durmasının nedenidir. Devrim ırmak akışıdır Che için. Sadece kendi ülkesinin devrimiyle yetinmez ve tüm Latin Amerika’nın devrimci mücadelesine öncülük misyonunu üstlenir. Yaşamı sisteme karşı direnişin sembolü olduğu gibi karşılaştığı komplo karşısındaki direnişi ile bile düşmanının yüreğine korku salmış bir kişiliktir O. Bugün O sadece Küba’nın ya da Latin Amerika’nın devrim sembolü değil tüm dünyadaki gerilla kültürünün sembolüdür.
Her gerillada bir parça Che yaşar. Che her gerillayla tekrar dirilir ve dağlarda mücadele yürüyüşüne devam eder. Che beyinlerde ve yüreklerde yaşadıkça gerillacılık yaşayacak, tekrar canlanacak ve halkları özgürlük direnişine taşıyacaktır. Bu nedenle egemen güçler günümüz gerillasından intikam almak isterken bile Che’ye de bir darbe vurmak istemektedir. İşte bunun en somut örneği özgürlük hareketimizin öncüsü Rêber Apo’ya karşı gerçekleştirilen 9 Ekim komplosu aynı zamanda Che Guevera’ya da yapılan komplonun yıl dönümüdür. Egemen güçler bu yöntemle halklara özgürlük direnişlerinin hep yenilgiyle sonuçlanacağı ve direnenlerin tarihinin tekrardan kurtulamayacağını kanıksatmak istemektedirler. Gerilla geleneğine karşı kendi komplo geleneklerini tarihin etkin karakteri olarak oturtmak istemektedirler. Oysa insanlık tarihi şunu ispatlamıştır ki direnenler ölmez, komplocular ise tarihe lanetli olarak yazılırlar.
Halklar tarih boyunca her zaman birbirlerinden güç almışlardır, diğer halkların özgürlük mücadelesinden güç, moral ve ilham almışlardır. Kürdistan gerillası da dünya gerillacılık geleneğinin bir parçası olarak dünya devrimci hareketlerinden ilham almıştır. Dünya devrim hareketlerinin tecrübelerinden ders çıkarmış, kahramanlıklardan ilham aldığı gibi zayıf ve yetersiz yanları çözümleyerek daha güçlü örgütlülüğe ulaşmayı hedeflemiştir. Kürdistan’da gerillacılığın geliştiği süreç dünyada ezilen halkların ulusal kurtuluş mücadelelerini yükselttikleri bir süreçtir. Kürdistan gerillasının da ilk hareket noktası Kürdistan coğrafyasına dayatılan parçalanmışlığı aşmak, Kürt halkına dayatılan sömürü ve soykırımı durdurmak ve özgür eşit bir toplum modelini yaşamsallaştırmaktır.
Kürdistan gerillası dünya devrim hareketlerinin direniş kültüründen güç ve esin aldığı kadar, egemenlerin birbirine düşmanlığı dayattığı, fakat aslında yıllardır birlikte yaşanılan ve kültürel olarak kaynaşmanın yaşandığı, Türkiye halkının devrimci direniş hareketlerinden de esin almıştır. Halklar yıllardır kardeşçe yaşamaktadır, oysa egemen güçler halkların ortak düşmanıdırlar. Devrim için halklar ortak mücadele ettiği oranda başarıya yürünecektir. Kürdistan’daki sömürgecilik düzeyi Kürdistan’ın özgürlüğünden işe başlamayı zorunlu kıldığı kadar gerçekleşecek devrim tüm Türkiye’yi etkileyecektir. Bu anlamda Kürdistan devrimi Türkiye devrimini de beraberinde getirecektir. Rêber Apo Türkiye devrim önderlerinden etkilenme düzeyini özgürlük hareketinin kuruluş koşullarını değerlendirirken en önemli bir etken olarak dile getirmektedir. Rêber Apo Türkiye devrim önderlerinin katledilmesine karşı ilk eylemselliğe geçenlerden olduğu gibi Kürdistan devriminin yürüyüşünde onların intikamını almayı tarihi bir sorumluluk olarak esas almıştır.
Abdullah ÖCALAN Sosyal Bilimler Akademisi
Devam Edecek…