HABER MERKEZİ – Türk faşizmi, barbarlığı tarihten günümüze kadar bizi kendisi için çalıştırdı. Asker yaptı, savaştırdı. Yüzbinlercemizi İslamiyet’e inanmadığı, İslamiyetle alakası olmadığı halde öldürttü. Sonuçta bizi de imha ettirdi. Dinde bu yoktur. Müslümanlık kardeşliği bunu kabul etmez. Ama bunu Müslümanlık adına yaptı. Dolayısıyla bu düşmanın bayrağı altında savaşmak kafirlikten de kötüdür. En büyük namusuzluktur. Böylesine bir düşmana hizmet etmek soyuna ihanettir, insanlığa ihanettir, dine ihanettir. Yurtseverliğe, kendimize en büyük ihanettir. Onun için bir saniye bile bu düşmana hiç birimiz hizmet edemeyiz. Bu çok açıktır. Biraz nefsimiz, şerefimiz varsa değil bu düşmana hizmet etmek, elden geldiğince onunla savaşmak yaşamımızın tek gayesi ve kalan ömrümüzü savaşarak geçireceğimiz yılları olacaktır.
Diyeceğiz ki; ne mutlu bundan sonra bu yolda savaşanlara, bu yolda bir damla kanı varsa onu akıtanlara. İşte bu şansı yakalamışız. Çok aldatılmış, çok oyuna gelmiş, çok zayıf düşürülmüş, param parça edilmiş olsak da şimdi bunu görüyor, bu baskıyı, korkuyu yerle bir ediyor, kendimiz için ayağa kalkıyoruz. Şerefimiz, onurumuz için, bağımsızlığımız ve özgürlüğümüz için ayağa kalkyor, savaşıyor ve diyoruz ki; ne mutlu gerçekten bu yolda varsa bir damla kanımız onu akıtmaya ve yaşayacaksak bu yolda namuslu yaşamaya!
Böyle bir yolda yaşamak büyük bir nimettir. Gerçekten kutsal bildiğimiz din yolunda, milliyet yolunda, namus yolunda kutsal yaşam dediğimiz yaşam şimdi bizim için gerçekleşiyor. Hayatımız şimdi şerefli bir anlama kavuşuyor. Biz bunun dışında hiçbir yaşamı asla kabul etmeyiz. Biz tek başımıza yola çıktığımızda bir kaç kelime dışında hiçbir hazırlığımız olmadığında imanla yürüdük. Bugün milyonlar ölümüne bizimledirler. Neden? En doğrusunu yaptığımız için bu böyledir. Hiçbir şeyin iyisi yoktur. Tek başımıza başladık ve bugün bir devlet kadar güçlüyüz. Doğru yolda olduğumuz için bu böyledir. Kişisel yaşantımda da bunu çok iyi görüyorum. Bu yolda biraz doğru yürüyenlerimiz olsaydı, biz bugün insanlığın bile ilerisinde olurduk. Hatalarımız, kusurlarımız bizi bugün zor duruma düşürüyor. Daha fazla kayıp vermemize yol açıyor.
Evet, bunlar düşmanın üzerimizde yarattığı kusurlardır, yanlışlıklardır, çürümedir, yoksa diri yanımız olsa dünyada birleşse bizi yenemez. Bunu kanıtladık ve her gün de kanıtlıyoruz. Size dağların doruklarındaki kahramanları, zindandaki kahramanları, bütünüyle hepimizin yaşamındaki kahramanları anlatmak istemem. Yüzlercemiz son bombayı üzerinde patlatıyor. Zindanda kendini yakıyor, insanlığı kurtarmak için ölümüne oruca yatıyor. Müslümanlıkta oruç tutulur, biz bunu zirveye çıkardık. En büyük ibadet ölüm orucudur, onu yaptık. En büyük eylem kendimizi yakarak nur etmedir, onu yaptık. Düşmana teslim olmamak için en kahraman eylemleri hep biz yaptık. Bunların her birisi bir destantır.
Biz insanlık abidesiyiz. Birisi bile bir milleti ayağa kaldırmaya götürür. Sizlerde bunu biliyorsunuz. Bundan sonraki yaşamımızı, kesinlikle tek bir sesimizi, bir tek kelimemizi duyanlar bile bu yolda bizimledir. Bir saniye bile bu düşmana hizmet eden ve gerçekten bunu bilerek yapıyorsa bu en büyük alçaktır. Her zaman söylerim şunu söylerim; elinizden geldiği kadar savaşın; paranız varsa paranızla, diliniz varsa dilinizle, gönlünüz varsa gönlünüzle, bir aileden bir savaşçı çıkarıyorsanız bir savaşçıyla, düşmana karşı kültürle savaşıyorsanız kültürle ve ne kadar gücünüz, kapasiteniz varsa onunla savaşmakta sınır tanımayın. Her kesimin gönlünden bir şeyler kopabilir, dilinden bir şeyler kopabilir. Herkesin çevresi vardır onları bu işe katabilir. Bütün bunlar savaştır. Topyekûn bir halk savaşı veriyoruz. Herkes elinden geleni her yerde yaparsa bunun adına biz halk savaşı diyeceğiz.
Savaşın küçük adımı, büyük adımı olmaz. Birisi şehit düştü ben kaldım diyemeyiz. Canımız bir, kanımız bir, amacımız bir. Giden canımızdan bir parçadır, kalan her şeyimizi temsil eder. Bundan sonra böyle yekvucut olacağız. Birlik, dayanışma içinde olacağız. Unutmayalım ki, düşmanın tarihte en çok yaptığı bizi bölüp parçalamaktır. Bölgelere, mezheplere, tarikatlara bölüyor. Hepsi oyundur. Bugün İslamiyet adı altında sahte tarikatlar geliştiriliyor. İnanmayın, Müslümanın özü birdir. Bu da söylediğim gibi PKK’dir. Anlatmaya çalışıyorum; sahte sol gibi, sahte Müslümancılık yapıyor. Kesinlikle bu konularda oyunlarına gelmeyelim. Gerçek Müslümanlık bizim hareketimizdir. Bir dönem gerçek sosyalizm bizim hareketimizdir diyorduk. Şimdi de öyledir. Gerçek sosyalizmi temsil ettiğimiz gibi, gerçek Müslümanlığı da temsil ediyoruz.
PKK enternasyonalisttir. Biz aynı zamanda büyük bir insanlık hareketiyiz. Dinlerin hepsi ortak amaçlı olup insanlığı yüceltiyor. Bütün dinlerin yücelttiği insanı PKK yaratıyor, sosyalizmin yaratmak istediği insanı PKK yaratıyor. Dünya çapında bunu yapıyor. Dolayısıyla nereden bakarsak bakalım, yolumuz kutsal kurtuluş yoludur.
Biz bundan sonra savaşı şiddetlendireceğiz. Bu yeni yıl daha büyük bir hamle yılıdır. Daha fazla serhıldanlar olacak. Gerilla her tarafta çığ gibi büyüyecek. Milyonlar yürüyüş haline geçecek ve mutlaka bu karanlık, cehalet ortamı yerle bir edilecek. Hiç kimse bize böylesine alçak bir yaşantıyı zorla dayatıp sürdürtemez. Ve hiçbir gerekçeyle bu tip alçakça bir yaşantıya boyun eğemeyiz. Gün artık kurtuluş günüdür. Bizim için artık kurtuluş saatleri çalışıyor. Daha fazla kan dökülecek, insanlık kendini bu kanla yudum yudum yıkayıp daha da temizleyecek. Bundan sonraki dualarımız bu yoldaki kurtuluş için olacak. Yerimiz gerçekten anlamını bundan sonra bulacak. Gerçek bir halk saflarımızda savaşacak.
Cizre bugün direnişin önderliğini yapıyor. Cizre Müslümanlığ’ın en güçlü olduğu yerdir. Mollalar en çok orada vardır, bugün bunlar direnişin başını çekiyorlar. Müslümanlık PKK’de yeniden can buluyor. Bu anlama geliyor. Hakikatı PKK’de buluyorlar. Dolayısıyla müminlerin de artık PKK’nin yaşamında gerçek bir mümin olacakları açığa çıkıyor. Böylesine kurtuluş günlerini, ulusal kurtuluş günlerini yakaladığımız için kendinizi mutlu görmelisiniz.
Gerek Suudi Arabistan’daki Kürdistanlı emekçilerimiz olsun, gerekse de kardeş Türk halkından emekçiler olsun, hepsiyle dayanışma içinde olmak istiyoruz. Partimiz’in bu temelde faaliyetlerine daha hız vermek istiyoruz. Müslümanlığ’ın çıkışı kadar, burayı da hareketimizin mutlu geliştiği bir yer haline getirmek istiyoruz. İslamiyet’in bu kutsal topraklarında PKK ile bir kez daha can bulmak istiyoruz. Sizler bunu bir kez daha yaşayacaksınız. Orada Partimiz’i temsil eden yoldaşlar belki çeşitli zayıflıklar içine düşmüş olabilirler, Partimiz’i bütün yönleriyle tanımamış olabilirler. Unutmayalım ki, burada da Partimiz’e önderlik eden ve gerçekten PKK’nin tarihinde benzer örneklerini çokça gördüğümüz kahramanca bir direnişin sahibi Abuzer Hüseyin Yorulmaz yoldaşımızın anısına da bağlı olacağız. Buradaki mücadelenin en büyük önderi odur. Anısına bağlı kalmamızın da yolu burayı da mücadelemizin sağlam bir kalesi haleni getirmektir. Biz buraya da biraz daha fazla ağırlık vererek görevlerini en iyi bir biçimde yerine getirmesine çalışıyoruz. Bazı yoldaşlar daha eğitilmiş olarak geliyorlar.
Buraya gelen H. ve E. yoldaşlar da tekrar güçlü bir biçimde saflarımıza ulaşmış bulunuyorlar. Bu yoldaşlarımız Partimiz’in en ileri düzeyinde eğitim aldılar. Parti Önderliği’nin kapsamlı konuşmalarından, çözümlemelerinden gereken dersleri aldılar. İnanıyoruz ki bundan sonra gerçekten bir PKK’li gibi oradaki faaliletlere kendilerini katacaklar. Oradaki örgüt faaliyetlerimizde ve değişik çalışmalarda bulunan yoldaşlar bu arkadaşlarımızın yardımıyla eksikliklerini giderebilirler. Daha PKK’ye yaraşır bir çalışmanın içine girebilirler. Zaman zaman fırsat varsa böyle yenilenmek iyidir. Uzun bir süredir alanda çalışan R. yoldaşımız da kendini yenilemek açısından buraya uğrayabilir. E. ve Y. arkadaşlara da gelişmeleri artardıktan sonra, uygun bulunursa … üzerinde o ve benzeri arkadaşlarımız kendilerini güçlendirmek için yanınıza kadar uzanabilirler. Fakat önemli olan oradaki bütün faaliyetlere güç getirebilecek bir komiteleşmeye gitmektir. Komiteleşmeyi birlikte daha da geliştireceksiniz. Dalbudak salacaksınız. Nerede kitlemiz varsa orada bir temsilcimiz olmalıdır. Partimiz’in yayınları size ulaşıyor. Kasetler, gazeteler başta olmak üzere, çoğaltıp özellikle ülkeye yolluyorsunuz. Bu tip görevleri daha iyi sürdürebilirsiniz. Yine mali olanaklar olabilir, daha güçlü bağış kampanları geliştirebilirsiniz. Toplantıları iyi geliştirebilirsiniz. Özellikle eğitim faaliyetlerine gelen yoldaşların da yardımıyla çok sayıda emekçimizi katarak geliştirebilirsiniz. Ben de kasetlerle, gazetelerle ve bizzat fırsat buldukça toplantılarla bu eğitim işini geliştirebilirim.
Bir diğer sloganımız veya hedefimiz şu olmalıdır; ‘ülkede herkes kendi çevresini, köyünü, akrabasını mutlaka dost yapabilmelidir. Yani her emekçimiz bir grup olmalıdır’. Slogan bu. Her emekçi bir gruptur. Uzanabileceği her yere uzanabilmelidir. Kısaca, o alandaki çalışmalarımız bundan sonra bu temelde güç kazanacaktır. Orası da Partimiz’in genel gidişatına uygun bir biçimde bir yürüyüşün sahibi olacaktır. Küçümsememek gerekir. O kutsal topraklardaki mevzilerimizi de böylece çok iyi savaşan, mücadele yürüten bir mevziye dönüştürelim.
Kürdistan’ın değerli cefakar yurtsever emekçileri ve diğer tüm Türkiyeli dostlarımız;
Partimiz gerçekten bu önümüzdeki dönemde bu barbar faşizmin üzerine giderken insanlığın hesabını soracaktır. Gerçek Müslümanlığ’ın hesabını soracaktır. Yapmış olduğu zulmü, dinsiz sömürüyü pahalıya ödettirecektir. Sizleri bu temelde göreve çağırırken, sadece bir görevi hatırlatmıyoruz, dediğim gibi yaşamınızın en mutlu bir dönemine sizi davet ediyoruz. Çalışmanın büyüğü, küçüğü olmaz diyorum. Çünkü hepsi kutsaldır. Yeni bir yaşam sadece Partimiz için değil, sizler için de gerçerlidir. Namuslu olan bir yaşam her insan için geçerlidir. Her Kürdistanlı insan için bu şarttır. İşte böylesine bir yaşamın içine adım atarken, hiç şüphesiz insanlaştığımızı, dolayısıyla şeref ve onuru kazandığımızı bilerek katılıp yürüyorsunuz.
Bizler burada tüm gücümüzle çalışıyoruz. Parti Önderliği olarak amansız bir biçimde güne, saate, aylara, yıllara yüklenerek nasıl buraya kadar geldiysek bundan sonrasını da çok amansız yürüteceğiz. Sıfırlardan buraya gelmesini bilenler, bundan sonra daha da amansız olsanı bileceklerdir. Bakın bu yürüyüş sadece bizim değil, hepinizindir. Zulüm duvarında delikler kolay açılmadı. Düşman tüm gücüyle bu delikleri kapatmak istiyor. Biz bu zulüm duvarlarını param parça etmek istiyoruz. Bir gedik açmak kolay değil, unutmayalım ki düşman Ağrı direnişinden sonra “bunları tarihe gömdük, üzerini de betonladık. Bir daha başlarını bu mezardan kaldıramazlar” diyordu. Biz sadece mezarlarını param parça etmekle kalmadık, şimdi taptaze bir filiz gibi yaşama uzanıyoruz. Dolayısıyla kıymetini çok iyi bilmemiz gerekiyor.
Nice şehitlerin kanına mâl oldu. Nice zulüm, işkenceye karşı direnerek buraya geldiğimizi ve birde günü gününe, saati saatine nasıl kazanmak durumunda olduğumuzu, bunun için nasıl yaşadığımızı bilmenizi istiyorum. Sizlerinde buna layık olmanızı önemli görüyorum. Kürt insanı düşürülebileceği kadar düşürülmüştür. Din kardeşlerinizden en büyük ihaneti, zararı görmüştür. İnsanlıktan, sosyalizm adına yola çıkanlardan en büyük ihaneti görmüştür. Şimdi kendimize geliyoruz. Kendimizi kazandığımız kadar insanlığa da kazandıracağız. İnsanlığın bize yaptığını büyük insanlığımızla ödeteceğiz. Bütün bunlar bizim için tarihidir, şereflidir. Ne mutlu böyle günlerin görevlerine!
Biz bundan sonra yaşamın üzerine böyle yükleneceğiz. Böyle yüklenerek yaşamı şerefli kılacağız. Ülkemize daha değişik, daha onurlu bakacağız ve böylece orayı en yaşanılır, yaşanmaya can attığımız bir yer olarak göreceğiz. Halkımızı seveceğiz. Hani herkesin herkese düşman edildiği bu halkı seveceğiz. Büyük dayanışma, büyük birlik ruhunu mutlaka egemen kılacağız. Aramızdaki çelişkileri düşmandan bileceğiz. Bizi bölüp parçalayan din, mezhep, tarikat, bölgecilik, aşiretçilik, kabile çatışmalarıdır. Bunların hepsinin altında düşman parmağı vardır. Buna artık müsaade etmeyeceğiz.
Müslümanlığ’ın özü insanlığın özüdür. Orada birleceğiz. Dinlerin özü insanın yüceliğidir. Bunu esas alacağız. Bir bütün olarak sosyalizm, demokrasi insanlığın en gelişkin özüdür. Onları temel alacağız. Hepsi de PKK’de mevcut. Bunları göreceğiz, bunları özümüz yapacağız. İşte sizleri bundan sonra bu temelde sadece ülkesini, halkını yeniden bağımsızlaştırmak, özgürleştirmek için değil, bize ekmeksu kadar gerekli olan onuru, insanlığı mutlaka yaşamak için, günlük olarak yaşamımızı anlamlı kılmak için, böylesine soylu PKK saflarında daha güçlü adımlarla yürümeye çağırıyoruz. Biz bundan sonra da elimizden geleni yapacağız.
Siz emekçilere önderlik etmek istedik, sözümüze oldukça layık olmaya çalıştık, en değerli halk evlatlarımızı bunun için feda ettik. Bu büyük bir gelişmedir. Bu gelişme bütün tarihimizi yenileştirir. İnsanlığı bize kazandırır, bizi bize kazandırır. Onların anısına layık olmanın gereği artık hepimizin yekvucüt pekişmiş, sağlam adımlarla bundan sonraki yürüyüşümüzün nihani zafer doğrultusunda yürütebilmektir. Bunlarla beraber olabilirler. Bu önümüzdeki yılı ve 2000’li yılları dünyada Kürdistan’ın ve Kürt halkının bir parça yer edindiği yıllar haline getirmek istiyoruz. Bizim de bu dünyada bağımsız ve özgür yaşacağımız bir ülkemiz ve halkımız olmalıdır diyoruz. Bu son derece insani ve vazgeçilmez umutlarımıza gerçeklik kazandırmak için, işte bu on yılı mutlak anlamda bağımsızlık ve özgürlük günleri haline getirmek istiyoruz.
1970’80 arası yıllar doğuş ve doğru yolda karar verme yıllarıydı. 1980’90 yılları faşizmin amansız saldırılarına karşı direniş ve PKK’yi sürdürme, yenilmez kılma yıllarıydı. Bunu da başardık. 19902000 yılları nihani zafere doğru yürüyüşe geçtiğimiz bağımsızlığı ve özgürlüğü artık kazandığımız yıllar haline getirmek istiyoruz. Ve diyoruz ki, ne mutlu bu yılları nihani zafer yılları haline getirenlere, ne mutlu bu temelde her şeyini ortaya koyan şehitlerimize. Yine ne mutlu bu temelde ayağa kalkan halkımıza. Şimdiye kadar olduğu gibi, bundan sonra da bu işlere tüm gücümüzle önderlik etmeye çalışacağız. Hiçbir engel tanımayacağız, her şeyi böylesine yüce bir kurtuluşun çıkarlarına tabi tutacağız. Bütün canımızı katık edeceğiz. Varımızıyoğumuzu bu yola sarfedeceğiz. Ve mutlaka kazanacağız.
Tekrar sizlere bu temelde bundan sonraki yaşamınızın onurlu ve bu zorlu yolda yürümenin verdiği mutlulukla dolu geçmesini diler, yoldaşça selam ve sevgilerimi sunarım.
PKK Genel Sekreterliği
Kasım 1990