HABER MERKEZİ
Devrimci yaşamımda en çok zorlandığım konulardan bir tanesi de bir şehit yoldaş hakkında yazmak ve onun hakkında duygu ve düşüncelerimi dile getirmektir. Tabii yazmamanın da doğru ve yerinde bir tutum olmadığını biliyorum. Çünkü onları anlamlandırmak, bir halka ve insanlığa mal etmek, bizlere bırakmış oldukları mirası taşırmak en kutsal görevlerimizin başında gelmektedir.
Şehitler her zaman Kürdistan’ın en amansız ve zorlu koşulları karşısında aydınlık mücadelesini herkesten daha çok verenlerdir. Bu nedenlerden dolayı onları anlamak ve kendilerine karşı sorumluklarımızı yerine getirmek en anlamlı görevlerimizin başında gelmektedir.
Şehitler bizlere hakikat ve doğru yaşamın yolunu sunanlardır. Bu nedenlerden dolayı bütün güzellikleri ve kutsallıkları hak edenler şehit yoldaşlarımızdır.
Kürdistan’ın bağımsızlık mücadelesi uğruna binlerce kadın yoldaşımızın bedeninden dökülen kanlar yeni bir umudun doğuşuna ve özgürlük filizlerinin yeşermesine neden olmuştur. Dilber yoldaş da bu yoldaşlardan bir tanesiydi.
Mücadele tutkusu gerçekten de çok büyük olduğu için hiçbir zorluk karşısında pes etmek bilmezdi ve her zaman eşit ve adil bir dünyanın yaratılabilmesi için emek, çaba sahibiydi. Uzun yıllar Zagros alanlarında pratik yürüttü ve çoğu kez düşmanın hain ve kahpe kurşunlarıyla karşı karşıya geldi. Ona rağmen bağrına basa basa ya direniş ya onurlu bir şahadet çizgisini kendisi için esas alan bir yoldaştı.
Dilber dayanıklı ve asi bir kişiliğe sahipti. Asiliği kabalık anlamında değil, tam tersine duygu yüklü, hümanistti ve empati düzeyi gelişkin olan bir arkadaştı.
Dilber yoldaşla 2010 ve 2011 yıllarında tanışma olanağım oldu. Dilber yoldaş yüreğini ve beynini özgürlük mücadelesine adayan bir kadın yoldaştı. Parlak zekâsı ve güçlü kadın kişiliğiyle özgürlük mücadelesine büyük katkılarda bulunduğunu belirtmek yerinde olacaktır.
Her şeyden önce ideolojik düzeyi ve kavrama kabiliyeti yüksek kişilik yapılanması, sahip olduğu en belirgin özelliklerinin başında geliyordu. Devrimci halk savaşımı dönemi başladığında kuzey sahasına gitme ve orada önderlik ve halk için devrimci mücadelesini sürdürme iddiası çok büyüktü.Bu konuda ısrarlı bir tutumla örgüte sürekli öneride bulunurdu.
Dilber hevalde hâkim olan diğer bir özellik ise anacıl ve kapsayıcı olmasıydı. Örneğin her zaman ortamla var olan ilişkileri büyük bir uyum ve ahenk içeriyordu. Bir kadın yüreğiyle insana yaklaşımı ve anlama düzeyi en güzel özelliklerinin başında gelmekteydi.
Dilber arkadaşın yaşama katılımı ve herhangi bir çalışmaya el atışı bir uzman ve zanaatkâr düzeyindeki ustalığı çağrıştırıyordu insana. Yani ondaki incelik ve estetik anlayışı oldukça dikkat çekici geliyordu ortama.
Örgütsel ve ideolojik bağlılığı güçlü olduğundan kaynaklı partileşme refleksleri önde gelen özelliklerindendi. Bunlarla bağlantılı olarak Dilber arkadaşı kendisi yapan temel değerlerden bir tanesi de kadın özgürlük hareketimizin önderlik şahsında yaratılan büyük ideolojik yaratımı, doğuş, diriliş, devrim olanaklarımızdır. Kadın kurtuluş ideolojisi ekseninde, iktidarlarmış egemenlik zihniyetine karşı doğru mücadele ve felsefi bakış açısına dayalı devrim dalgası olmaktadır her bir kadın yoldaşı yaratan.
Kendi özgürlük tarihimize dönüp baktığımızda binlerce Dilberin, Zilanların, Sema ve Beritanların düşmana karşı verdikleri ulusal kurtuluş mücadelesiyle karşılaşırız.Bu emek ve çabalar sonucunda Kürdistan toplumunun kadın devrimiyle nasıl ayaklandığını ve yeniden yaratıldığını görürüz. Yüzlerce kadın yoldaşımızın düşmanın teslimiyetçi ve onursuzluğu dayatan politikalarına karşı bedenlerini bomba yapıp kendilerini düşmanın beyninde ve yüreğinde patlatışlarını…Nice kadın kahramanlıkları sergilenmiş, nice kadın yoldaşımız teslimiyetçi çizgiye karşı özgürlük iddiasında ırar edip, kendilerini uçurumlardan diri diri atmışlardır.Bunlar yazılmazsa da neyazılabilir yerine?Hiçbir şey bu anlamlı direnişlerin ötesine geçemez.
Bu temelde bir kez daha Dilber can yoldaş şahsında Kürdistan devrimi yolunda şehit düşen bütün kadın ve erkek yoldaşları anıyor ve onların mücadeleleri karşısında bağlılık sözümü yineliyorum. Onların bizlere bırakmış olduğu mirasın takipçisi olacağımı bütün samimiyetimle belirtiyorum.
Özgür ve demokratik bir ülke ve gelecekte buluşmak umuduyla.