HABER MERKEZİ- Merdîn’in Tur Abdin Dağları’nın güneyinde bulunan Dara Antik Kenti, Doğu Roma İmparatorluğu’nun Sasanilerden gelen tehlikelere karşı sınırlarını muhafaza etmek maksadı ile inşaa edilmiş bir garnizon kenti olarak adlandırılmaktadır. Yukarı Mezopotamya’nın yönetim ve ordu merkezi olarak kıymeti olan Dara Antik Kenti, Mezopotamya’nın Efes’i olarak ünlenmiştir. Bu antik kent, Pers İmparatoru Darius ile Büyük İskender’in savaşlarına tanıklık etmiştir ve binlerce yıllık tarihi ile büyüleyici bir geçmişe sahiptir. Antik ismi Anastasiopolis olan bu şehrin net şekilde hangi dönemde inşa edildiği bilinmemektedir. Bazı kaynaklara göre, Parth Kralı Tiridates I (M.Ö 246-215) tarafından kurulmuşken, diğer kaynaklar Parth Kralı Arsakes I’e atfeder. Hatta bazı kaynaklar, Tiridates I ve Arsakes I’in aynı kişi olduğunu iddia eder. Ancak kesin olan tek şey, bu şehrin güzelliği ve güvenliği ile öne çıktığıdır. Kayalarla çevrili güçlü surları sayesinde kentin savunması kolaydı. Ayrıca akarsularla beslenen verimli topraklar, kentte üretilen ürünlerin depolandığı bir yerdi.
Dara, tarih boyunca birçok imparatorluğun ve medeniyetin hâkimiyetine girmiş olan önemli bir şehirdir. Persler 363 yılında Nusaybin’i ele geçirdiklerinde, bu bölge Roma İmparatorluğu’nun sınırı haline gelmiştir. Kent, 5. yy.’da İmparator Anastasius tarafından ileri sınır kapısı olarak sağlamlaştırılan ve Kuzey Mezopotamya Bölgesinin yönetim ve ordu merkezi olmuştur. Dara, tarihi boyunca birçok farklı hükümetin egemenliği altına girmiştir. Sasani İmparatorluğu, 577-591 ve 606-620 yılları arasında şehri kontrol etmiş, ardından Doğu Roma İmparatorluğu’nun eline geçmiştir. 7. yy.’ın son dönemlerine doğru Emeviler, sonrasında da Abbasilerin hakimiyetine girmiştir. 10. yy.’da kısa bir süreliğine Doğu Roma İmparatorluğu’nun hakimiyetinde kalmış, 11. yy.’ın son zamanlarına doğru Selçuklu Devleti ve Doğu Roma İmparatorluğu arasında el değişikliğine uğramıştır. 15. yy.’da ise Osmanlıların hakimiyetine geçmiştir. Dara Antik Kentinde yapılan araştırmalar, kentin uzun dönemler kıymetli bir zeytin imalat ve ticaret noktası olduğunu gösteriyor.
Nasıl Gidilir?
Dara Antik Kenti, Merdîn’in Oğuz Köyü sınırına yakın, Tur Abdin Dağları’nın güney kısmında bulunmaktadır. Bu antik kent, Mezopotamya Ovası ile Tur Abdin Dağları’nın kesiştiği noktada bulunur. Toplu taşıma ile ulaşmayı tercih ediyorsanız, Mardin Otogarı’ndan Nusaybin dolmuşlarına binerek Tilkitepe durağında inmelisiniz. Özel aracınızla seyahat ediyorsanız, Mardin’den Nusaybin karayolunu kullanmanız gerekmektedir. Akıncı Bucağı’na vardığınızda, Dara köy yolundan devam ederek bu harika antik kente ulaşmak mümkündür.
Mimarisi Ve Yapıları
Merdîn Dara Antik Kenti, etrafını 4 km uzunluğundaki surlarla çevrili bir yerleşimdir. Günümüzde bu surların bazı bölümleri hala görülebilir durumdadır. Surların içinde camiler, saraylar, çarşılar, kiliseler, evler, köprüler ve su sarnıçları gibi yapılar bulunmaktadır. Kentin kuzey tarafında ise yaklaşık 50 metre yüksekliğinde bir tepe bulunur ve bu tepe üzerinde iç kale yer almaktadır. Günümüzde bu tepe üzerinde köy halkının yaşadığı evler bulunmaktadır. Dara Antik Kentinin inşasında kullanılan taş ve malzemeler, bu evlerin yapımında da kullanıldığı için antik kentle ilgili eski dönemlere ait bilgilere erişmek zorlaşmıştır.
Dara Antik Kenti’nde şunlar gözlemlenebilir: Kent surları, nekropol (mezarlık), kaya mezarları, silah ve erzak depoları gibi yapılar günümüzde hala görülebilir durumdadır. Ayrıca, kaya oyulmuş alanlarda mahzenler, kiliseler ve yerleşim bölgeleri yer almaktadır, ve bazıları deforme olmuş olsa da kısmen ayakta durmaktadır. Taş köprüler, su sarnıçları, su kanalları ve yeraltı yerleşimleri de günümüzde eski ihtişamıyla ayakta durmaktadır. Dara Antik Kenti’ndeki su kanalları ve sarnıçlarına bakıldığında, Mezopotamya’nın ilk barajının burada inşa edilmiş olabileceği düşünülebilir. Mağaraların doğusunda ise kaya mezarları bulunmaktadır.
Gezilecek Yerler
Bugün, antik kentin yalnızca %10’luk bir kısmı yüzeyde olup, %90’lık kısmı halen toprak altındadır. Bununla birlikte, kale, köprüler, su kanalları, su sarnıçları, kiliseler, arastalar, saraylar, çarşılar, zindanlar, tophaneler, kaya mezarları ve sivil yerleşim alanlarına ait kalıntılar hala görülebilir durumdadır. Ayrıca köyün çevresinde Geç Roma dönemine kadar uzanan tarihi mağara evlerine rastlanmaktadır.
Nekropol (Mezarlık Alan)
Dara Antik Kenti’nin en çekici bölgesi, doğal kaya kütlesinin oyularak yapılmış olan mezarlık yeridir. Bu alanda farklı tipte mezarlar bulunmaktadır, bunlar kaya mezarları, lahit tarzı mezarlar ve basit sanduka mezarlarıdır. Pagan ve Mitra kültürlerinde, Tanrı Mitra’nın kayadan doğduğuna inanılır ve bu nedenle ölüler, yeniden doğuş inancıyla kayalara gömülürler.
Büyük Galeri Mezar
Dara Antik Kenti’nde, ana kayaya oyularak yapılmış büyük bir mezar alanı bulunmaktadır. Bu mezar alanı, 577 yılında Sasaniler tarafından öldürülen halkları anısına 591 yılında geri dönen Doğu Romalılar tarafından inşa edilmiştir. Bu yapıda giriş bölümünde, ölüleri dirilten peygamber Ezekiel’in ruhlara nefes verdiği ve yeniden dirilişi canlandırdığı bir sahne tasvir edilmiştir. Ayrıca yapının alt katında bulunan yüzlerce insanın kemikleri, Ezekiel’in mucizesiyle yeniden dirileceği inancıyla bu mezarda toplandığı düşünülmektedir.
Surlar
Dara Antik Kenti, kaya içine oyulan yapılarıyla dikkat çekiyor ve geniş bir alanı kaplamaktadır. Bu antik kentin çevresi, koruma amaçlı olarak inşa edilen 4 kilometrelik bir surla çevrilmiştir. Surlar içerisinde ise iç sur ve dış sur olmak üzere iki farklı sur sistemi bulunmaktadır ve bu sistemlerin üzerinde toplam 28 kule yer almaktadır.
Agora Caddesi
Kentin güney kapısından başlayan ve büyük blok taşlarla döşenmiş olan cadde, kuzeye doğru uzanmaktadır. Bu cadde üzerinden, Mezopotamya’dan gelen ticaret kervanları kente giriş yapmıştır.
Su Yapıları
Dara Antik Kenti, Sasani ordularının kuşatması altına alındığı dönemlerde, dağlardan gelen su kaynaklarını sarnıçlarda depolayarak uzun bir süre direnç göstermeyi başarmıştır.
Maksem
Kentin akropolünün güney yamaçlarına kayalar oyularak inşa edilen su deposu, üstü örtülü bir yapıdır. Bu depoya toplanan su, kanallar aracılığıyla diğer sarnıçlara dağıtılmıştır.
Barajlar
Dara Antik Kenti’nin kuzey kısmında yer alan nehir üstündeki 250 metre uzunluğa sahip barajın, 577 senesindeki kuşatma esnasında şehrin su kaynaklarını kesmek amacı ile Sasani ordusu tarafından yapıldığı düşünülmektedir.