BEHDİNAN
Henüz 15 yaşında iken kuzenimle gerçekleştirdiğimiz esnada aniden kuzenim aslında Kurdistan’ın var olduğunu söyledi. Bunu duyduktan sonra ilk yaptığım şey, aile içerisinde biraz okumuş-bilen amcamın yanında aldım soluğu. Çok heyecanlı ve mutlu bir şekilde yıllardır arayıpta on an bulmuşçasına vardım Amcamın yanına. Amcamın yanına vardığım da ise aynı zamanda niye bizim de orada olmadığımızı sorgulayan ruh halim hakim idi.
Amca Irak’ta Kurdistan varmış. Biz neden şimdiye kadar neden bilmiyoruz diye sordum. Amcamın bana verdiği cevap ile o tarifi olmayan mutluluğum saniyeler içinde elimden kayıp gitmişti: “Kurdistan yok. Duyduğun şey bölgesel bir yönetim. Var ama aslında yok.” Bu durumda çok bir şey anlamasam da sadece duyduklarımın doğru olmadığını çıkarabildim. Farkında olmasam da Başurê Kurdistan ile ilk tanışmam bu şekilde oldu.
O günlerden yıllar sonra PKK’ye katılmam ile birlikte Heval Egît’i tanımak, bana Başurê Kurdistan’ın kültürünü, müziğini ve yurtseverliğini bilmek ve öğrenme şansı tanıdı. Bizler her birimiz hiç görmediğimiz, bilmediğimiz, tanımadığımız yerlerden gelip hem yoldaş oluyor hem de ait olduğumuz yerleri birbirimizle kaynaştırma şansı veriyoruz. Birbirimize kaybettirilmek istenen bir tarihi aktarıyor ve aynı zamanda bu tarihin bir parçası oluyoruz. İşte tam burada özgürlük hikayemiz başlıyor.
Bu hikayenin adı Heval Egîd. HPG’de bilinen adı ile Qendîl Berxwedan. Heval Egît Başurê Kurdistan’ın Helepçe kentinde. Heval Egît partiye ilk katıldığında Qendîl adını alıyor daha sonra adını Egît olarak değiştiriyor. Heval Egît, Başur’a özgün olan stranlarını söylerken, bütün arkadaşlara atıfta bulunup moral verirdi. Heval Egît’i mütevaziliğin abidesi olarak ifade edersek bile eksik kalacaktır. Kesinlikle insanlık kelime darağıcığı daha fazla geliştirmelidir. Bazı kelimeler bazı insanları tanıtmayai ifade etmeye ve anlatmaya yetmiyor. Heval Egîd, cesaret, çalışkanlık, iyilik, güzellik ve daha nicesinin sembolüydü. Genç yaşına rağmen üzerindeki askeri duruş ile çoktan komutanlığı almıştı bile.
Kelimeler somutlaştıkça kavranıyor. Heval Egît ile yaşadığımız anılardan birinde: “Bir gün arazide mola arası verdiğimizde, arazi de koyun otlatmaya çıkan çocuklar uzaktan seslenip, selam verdiler. Bizler de uzaktan selam verdik. Heval Egît direk burada bir yanlış var ama ne diyerek selamlaşmaya bir soru ile girdi. Hepimiz silah ve kamuflajlarımıza bakınıp, ama eksik olanı sorunun cevabını fark edemedik. Heval Egît, orada çocuklar iş yapıyor biz gerilla ise burada mola vermişiz böyle olmaz. Onlar gerillayı yanlış tanımamalıdır dedi.”
Yaşam içerisinde küçük bir detay idi ama Heval Egît bunlara çok dikkat ederdi. Detayı o fark etti. Bununla halkı için ne olursa olsun ayrı yaşamayacağını bir kez daha o detayı ile bize anlattı.
Heval Egît, Kurdistan’ın dil zenginliğinin derinliğine farkındalığında olan ve yaşayan bir arkadaştı. Bütün arkadaşlara da bu durumu kavrattırıyordu. Bana da Soranî’yi kendime ait hissettmemi sağlayan, dil merakını uyandıran kavratan bir örnekti Heval Egît idi.
Heval Egît, Helepçe’den Botan’a bir uzun özgürlük yürüyüşünün sahibi oldu. Kahramanca cenk meydanında yerini aldı. Fedakar ve kahramanca yıldızlaştığını tarifsizce tarihe not düştü. Sizler tanımadız, görmedini fakat biz onu görüp, tanıyanlar her birimiz onun bir parçasını kendimizde yaşattırıyoruz. Ve bunun sözünü veriyoruz. Kurdistan’ı en çok seven ve yoldaşlarına sevdirtten Heval Egît’in, kalbi Bakurê Kurdistan için çarpıyordu. Ve sonunda Bakur topraklarınde eriştin yıldızlara. Kurdistan’a olan bağlılığın ile tanınan Egît Kurdistan toprağını kanı ile besledi.
Sana söz veriyoruz. Başaracağız.
Senin savaşın Cudi’nin, Agiri’nin, Qendil’in, Gabar’ın zirvelerinde destan yazıyor. Kurdistan’da son nefes kalana dek intikam intikam intikam.
Amara Gabar