HABER MERKEZİ-
Dilzar Dîlok’un kaleminden;
Kürdistan’ın Gözbebeği, Özgür Dünyanın Umudu Gerilla-2. Kısım
Gerilla yaşamı ve gerilla savaşı dışında da dağlara çıkma olgusu, ülkemizde başını alıp gitmeyi, kendine yürümeyi anlatır. Arayışı bulma yönelişidir dağlara çıkış. Rüzgârla dost, yaprakların hışırtısına kardeş, toprağın insan tenine değdiği anların ortağı olmak, o iklimi tanıyanların nefes borusudur. Gerilla olmak ise bu nefesi hiçbir kısıtlama olmaksızın içine çekebilmektir.
Gerillanın toprakla ilişkisi salt bir kucaklama-sığınma değildir. Kucaklaşma, tamamlanma, birbirini hissetme, karşılıklı bağımlılık ya da yaşamı evrenle uyum içinde paylaşma… Gerilla, kendi bedeninden süzdüğü kan ve ter damlalarıyla, emeğiyle ve emeğine kattığı yüreğiyle, sevgiyle bakan gözlerinin nuruyla Kürdistan toprağını kutsamakta ve kutsallaştırmakta, bu anlamda insanda somutlaşan toprağı kutsallaştırma rolünü üst düzeyde yerine getirmektedir.
Tüm halkların özgürlük savaşçılarının, toprağa verdikleri kan yoluyla bir kardeşleşmeyi yaşadıklarına inanıyorum.
Gerilla savaşının Kürdistan’da uzun yıllar sürebilmesi ve kitleselleşmesi, coğrafyanın elverişliliği yanında bu coğrafyaya elverişli insanların, dağlarla yüreğini birleştiren insanların ve özgür yaşama dair kolektif iradelerin olmasıyla ilintilidir.
İnsanların en zor anlarında ürpermesi anne karnı huzurundan uzak oluşlarındandır. Ve böyle anlarda aranan sıcaklık da anne karnı sıcaklığıdır. Kürdistan dağları gerillalar için özgürlüğün rahmidir. Ana karnıdır.
Biz Kürdistanlı özgürlük savaşçıları, PKK gerillaları anne karnı ülkemizin dağlarında dünyanın doğusunda değil, kendi özgürlük dünyamızın tam ortasındayız. Önder Abdullah Öcalan’ın yaşam öğretisi bir yaşam sıvısıdır bizler için. Önderliğimizin geliştirdiği demokratik ulus projesi, tüm halklarla, tüm inanç-kültür gruplarıyla ve tüm toplumlarla birlikte, farklılıkları homojenleştirmeden, aynılaştırmadan ve düşmanlık sebebi haline getirmeden bir arada özgür yaşayabilmenin yolunu göstermektedir. Bu yol, tüm dünya halklarıyla birlikte yürüyebileceğimiz güzel bir yoldur.
Gerilla, kendi bedeninden süzdüğü kan ve ter damlalarıyla, emeğiyle ve emeğine kattığı yüreğiyle, sevgiyle bakan gözlerinin nuruyla Kürdistan toprağını kutsamakta ve kutsallaştırmakta, bu anlamda insanda somutlaşan toprağı kutsallaştırma rolünü üst düzeyde yerine getirmektedir. Yaralanma ya da şehit olma gerçeğiyle dökülen kanlar, (yaşanan tüm acılara rağmen bunun sadece halklar arasındaki ayrılıkları derinleştireceği bilinciyle, kan felsefesi yapmanın uzağında ele alındığında) evrenin önemli bir parçası olan insanın, kendi varlığından katre katre akıttığı kanın, evrenin varoluşunda alacağı yeri anlamlandırmakla yükümlü kılıyor bizleri. Ki bunu yaparak kendimizle toprak arasında ve kendimizle evren arasında bir ilişki kuruyoruz.
Gerillanın kendini yaratmasının önemli etkenlerinden biri de yazmak, gerillayı anlatmak, gerillayı tanıtmak, gerilla duygularını tüm toplumla paylaşmaktır. Gerillayı anlatmak da gerillanın özgürlük mücadelesinin temeline yerleşmiştir. Gerilla anıları, öyküleri, günceleri ve şiirleri önemli bir kütüphane oluşturmasına rağmen bir bütün gerillayı anlatacak bir kapasiteye ulaşmamıştır. Bilinen deyişle, gerilla büyük oranda anlatılmayı beklemektedir.
Gerilla edebiyatı, PKK edebinin, PKK ahlakının sözlere dökülerek tüm topluma taşınmasıdır. Yaşamın ve anlamın etikle birleşerek söze dökülmesidir. Yaşamın durmamacasına akışında bazı duraklar oluşturmaktır. Gerilla kendi yaşamına dair herhangi bir şeyi yazdığında, yaşamın hızlı akışından çıkmadan bir iç akış oluşturmuş demektir. Yazdıkları o iç akışın damlalarıdır. Kimi zaman Önderliğimizin dediği gibi yaşamın yaşarken anlaşılmaması sonrası yazım safhasında daha derin anlamlar verilmesine yol açar.
Başkan Apo özgür yaşam projesini bir romanla anlatılmasını isterken edebiyatın yeni yaşamın yaratılmasındaki rolünü ortaya koymaktadır. Nasıl yaşamalı çözümlemesinin bir roman taslağı olması da bu gerçeğin belgelenişidir. Önderliğin romanını yazma iddiasını göstermenin Önderlikle yoldaşlık yapabilme iddiasına bağlı olduğunu da belirtmek gerekir. Ki Beritan arkadaş kadın gerillanın Önderlikle yoldaşlık yapma iddiasının en güzel örneğini oluşturmuştur.
Gerilla için edebiyat, askeri eylemler kadar önemli bir kendin olma, kendini ifade etme biçimidir. Tüm dünya devrim mücadelelerinde gerilla şiirle, öyküyle, anı yazımlarıyla tanınmaktadır. Bu gerçek, yazma eylemini, yaşamı yaratanların, yeni yaşamı yaratma iddiasında olanların bu iddialarının bir parçası olarak yaşamı anlatmalarının bir sonucu olarak şekillenmektedir.
Gerillanın tüm mücadelesi nasıl yaşamalı sorusunun cevabına odaklanmaktadır. Bu sorunun sürekliliği ölüm karşısında yaşamı çoğaltma kararlılığı yaratmaktadır. Sürekli yaşamı yaratarak, anları yaratarak ve anlamı yaratarak ölümü yenmenin adımları atılmaktadır. Dağlarla, ırmaklarla, her türden ağaçlarla ve yeşil rengin her tonuyla örülü bir yaşamın içinden kendini gerçekleştirerek ilerlemek, her gerillada yeni bir anlam yaratmanın yollarını açmaktadır. Ve özgürlük sosyolojisi olan yaratım anlarının yazılması da yine aynı şekilde özgürlük sosyolojisi olmaktadır. Yazılan her satır, büyük yaşam eylemleri sonucu ölümün elinden kurtarılanlardır. Yaşadıklarını yazmak, hiçbir fazla sözcük eklemeden yazmak, ölüm kalım savaşında yaşam hakikatiyle buluşmanın temel yöntemlerindendir.