HABER MERKEZİ –
“Biz köylüler için savaşırken onlar kiliselerde efendileri için mum yakıyorlardı.” Lenin
Kürt halkının onurlu mücadelesi sayesinde seçimlerde Kürdistan ittifakından gelen ve toplumda hiçbir karşılığı olmayan Amed’in Dicle ilçesinde HDP’den belediye başkanı seçtirilen Felat Aygören, Erdoğan’ın Amed işgal seferi arifesinde Kürt halkının kanıyla beslenen AKP’ye geçti. Şaibeli bir çizgiden gelen bu unsurun portresinden ENKS-ROJ ve diğer kontra yapılanmalarının gerçek amacını anlamak hiçte zor değil. Eşeğe altın semer vursan da eşek nihayetinde eşektir. “Bir tavizimiz olacaksa Kürt kardeşlerimize olsun” diyen Kürt halk fedailiği ve fedakarlığına ihanet edenler utansın!
AKP’nin ihanetçi bu faal işbirlikçi-ihanetçi Kürtlük projesi Kürt tasfiye planının önemli bir ayağı olarak tasarlandı. Kürdistan’da uygulamaya konulan faşist kayyum rejimide bunun alt yapısını oluşturmak için oluşturuldu. İşgaller, rehine almalar, yakmalar, yıkmalar ve talanlar onurluca direnen Kürt halkında ahlaki bir çöküş yaratmaya dönük ek uygulamalardan sadece rutin olanlardı. Giderek büyük gelişme ve irade kazanan demokratik Kürt siyasetini tasfiye ederek yerlerine “kontra işbirlikçi kayyumlar” atama projesi güncelde işbirlikçi fraksiyonculuk ve Hizbul-Daiş Hüda-Par üzerinden sonuçlandırılmak isteniyor.
Batman Bekirhan’da ve Kozluk’daki aynı işbirlikçi-ihanetçi pratiklere baktığımızda da sonuç pek değişmiyor. HDP’nin demokratik birlik stratejisine MİT sızmalarının ve sızdırılmalarının arka planında yine bu tasfiye konsepti var. Düşman gerçekliğini bilince çıkarmayan ve dönemsel doğrular adına yapılan stratejik hataların yarattığı apolitik yaklaşımlara da bakmamız gerekiyor. Kimi hizip ve kliklere demokratik birlik adına tanınan toleransın nasıl bir karşı düşman faaliyetine dönüştürüldüğünü hayretle izliyoruz. Düşmanın çökertme stratejisi ortadayken bu konumlandırmaları yapan seçim komisyonları da bu sonuçlarda pay sahibidirler. Bu değerli şahsiyetler en kısa zaman aralığında Kürt halkının özgür iradesine hesap verebilmelidirler. Kuzeyde düşman politikalarını çözemeyenler ve buna denk bir politik tedbir geliştirmeyenlerde bu suçun ortaklarıdırlar. Tüm uyarılara rağmen politik körlük devrimci tedbiri işlevsiz kılıyorsa bunda çok önemli bir sorun vardır.
Kürt halkının binbir emekle ve şehadet pahasına yarattığı demokratik siyaset mevzisi ihanet laboratuvarı ürünü işbirlikçi Kürtçülere tanıdığı bu son şansda kötüye kullanılmıştır. Bu kadirşinaslık ve lütuf bir tasfiye zemini olarak kullanılmak istenmiştir. Netleştirici olduğu kadar yaşanan ihanetler yaman derslerle dolu bir tecrübe de kazandırmıştır. Önderlik kurumunun temsil liyakati ve adaleti noktasındaki perspektifleri ve ısrarlı uyarıları yine halkın sezgisel reflekslerinin ne kadar doğru olduğu da böylece ortaya çıkmıştır. Bu Kürdistan’da onursuzların ve onurluların savaşımıdır, bu kutsalın ve lanetlinin kavgasıdır!
HDP halklarımızın demokratik çatı partisidir. Tarihi ihanetçilerin ve ihanetçiliğin yaptığı hatalar elbette ki tümden ona mal edilmemelidir. Yaşanan yetersizliklerden dersler çıkaracak bir geleneğin tecrübesine sahip olan HDP bunu yeni görkemli çıkışlara mutlaka gerekçe yapacaktır. İhanetçilere ve ihanete inat HDP etrafında çok güçlü bir kenetlenme ve sahiplenme yaratılmalıdır. Bu hayati süreçte inadına ve inatla görkemli bir toplumsal örgütlülük yaratmak herkesin boynunun borcu olmalıdır.
Amed HDP il binası önünde TC özel savaşı aygıtı tarafından kurdurulmuş ihanetçiler çadırını kuran Erdoğan’ın tasfiye konseptine HDP’ye sızdırılmış Dicle belediye başkanının AKP’ye geçerek verdiği mesaj işbirlikçi Kürtçülüğün koruculuk-cahşlık ve hamidiye alayları açık çekidir. Bu istifa sıradan bir siyasi tercih değildir. AKP ve kimi işbirlikçilerin Kürt tasfiye konseptinin direk içinde bulundukları yönlendirmeler ve direktiflerle olmuştur. Bu somut olarak TC’nin sahte işbirlikçi Kürtçülük unsurları ve kontra HÜDA-PAR desteğiyle Kürt halkının özgür iradesine işbirlikçi kayyum atama stratejisinin bir parçasıdır.
Görkemli PKK direnişi sayesinde tarihi ihanetin damarları Kürdistan’da kurutuluyor. Dönemin devrimci görevleri her alanda bu ihanete ve ihanetçilere kefen biçmekten geçiyor. Bu onurlu Kürt’ün namus borcudur. Onlara gömülecekleri tek bir metre kare Kürdistan toprağı bırakılmamalıdır. İhanet ve ihanetçilerin dikili bir otu bile kutsal Kürdistan toprağında yeşermemelidir artık. Kürdistan toprağını kutsal kanlarıyla sulayan şehitlerimizin bizlere bıraktığı en büyük vasiyettir bu.
Bu tasfiye konseptide göstermiştir ki Kürt demokratik ulusal birliğinin yegane teminatı PKK’dir. Kürt halkını ve Kürdistanı düşman işgaline karşı canı pahasına koruyan ve fedaice savaşan PKK, Kürt halkı başta olmak üzere Ortadoğu kadim halklarına nihai özgürlüğü müjdeliyor. Gururluyuz çünkü Kürt halkının sahada kesintisiz mücadele eden bir devrim örgütü var. Kürt halkının da tüm gücüyle bu devrim örgütünü yenilmez kılacak seferberlik ruhunu göstermesi gerekiyor. Çünkü sadece yenilmez PKK’nin olduğu yerde bir zafer umudu vardır!
Erdoğan bugün Kürt tasfiye konseptinin sahte zafer ilanı için Amed’teydi. Onbinlerce polis ve taşıma kitlelerle meydanlarda kendisini aldatması trajikomik bir tiyatro görüntüsü verdi. “Serok Erdoğan” naralarını ısmarlayanların sonunu ölüm pahasına “BİJİ SEROK APO!” Diyenler getirecek. “Binlerce kopya bir asıl etmez!” Öyle sömürgecilik işgaliyle Amed’i oldu bittiye getireceğini sanan zavallılık karşısında insan sadece bakıp bakıp gülüyor. Erdoğan’da biliyor, geliyor gelmekte olan; AKP ve yandaş işbirlikçilerinin Kürdistan’da fişi çekilmiştir. O fetih hayalleri ise Kürt halkının ve insanlığın yüzakı PKK fedaileri tarafından Garê’de, Zap’ta, Heftanîn’de, Metina’da ve Zağroslar’da mezara gömülmüştür. Tarihsel Kürt işbirlikçiliğinin mezarıda hemen yanı başında kazılıyor. AKP’de diğer Türk faşizminin siyasi partileri gibi PKK tarafından ebediyen gömülmüştür. Sahte açılımlar, liberalistlere yazdırılan sahte çözüm manifestoları ve teslimiyetçi, ılıman söylemlerle Kürt halkını aldatabilme şansı sıfırdan bile düşüktür. PKK varoldukça gam yoktur, sarsılmaz zafer inancından doğan umut vardır!
Serdem Amed