HABER MERKEZİ – Kimlik mücadelesi onur mücadelesidir. Kimliğini kaybedenin onuru olmaz. Bir ulus için var olmak bazı ulusal-toplumsal değerlerle olur. Bu değerlerle bir ulus-toplum, ulus-toplum olur. Biz burada, dar ulusal sınırlara hapsolan, üst egemen sınıfa hizmet eden katı ulusallıktan söz etmiyoruz. Ne katı ulusçu olacağız, nede ulusal değerlerimizden vazgeçeceğiz. Biz ulusçuluğu demokratik bir tarzda geliştirip yaşayacağız. Bunu nasıl yapacagız-başaracağız? Ulusçulukta demokratik, üretimde ve ekonomide paylaşımı ve eşitliği sağlayarak bunu başaracağız. Kapitalizmin ulus devlet anlayışı, ne demokratiktir, ne özgürlükçüdür, nede barışçıldır. Böyle olmadığını onlarca-yüzlerce yıldır yaşıyoruz.
Serbest piyasaya ve rekabete dayalı olan kapitalizmin kar hırsı insanın ve tabiatın dengesini bozmuş, hastalıklı bir gezegen gerçekliği ortaya çıkarmıştır. İnsanın doğallığı bozuldukça, bu, doğanında doğal yapısını bozmuş, insanı ve doğayı birbirine düşman hale getirmiştir. Doğa insana her istediğini vermiş, ancak insan ihtiyaç duyduğundan da çok daha fazlasını ve gereksizini istemiştir. Bu hırs binlerce yıldır insanlığı kendi hakikatinden uzaklaştırmış, kendi kendine düşman bir insan tipini oraya çıkarmıştır.
Sınıflı toplum sistemi ve dar sınırlara kendisini kapatan ulusallık, hem emekçi sınıflara hemde ulusların birbirine düşmanlık yapmasına yol açmış, bunun faturası insanlığa çok pahalıya mal olmuştur. Kürt gençliği sadece ulusal kimlik mücadelesi vermiyor, esasen insanlığın kimlik mücadelesini veriyor. İnsanlık kimliği bütün kimliklerin üstündedir. İnsanlık devletleşmeyle insanlık kimliğini kaybetti. Kürt gençliği onlarca yıldır aslında insanlığa yeni bir kimlik arayışı içindedir. İşte PKK hakikati budur. PKK Hem Kürtlere yeni bir kimlik kazandırma ve hemde insanlığa yeni bir kimlik ve duruş kazan-dırmanın adı oluyor. Kapitalizmin bir eseri olan katı ulus devletler-sistemler savaşdan ve faşizmden başka birşey üretmezler. Bu gerçekliği bilen PKK ve Önderliği, dar sınırlara hapsolan ve kapitalizme hizmet eden, baskı ve zulmü üreten, ulusları-halkları birbirine düşman eden katı ulusallığı red etmiş,
yeni bir kimlik arayışına girmiştir. Bu yeni kimlik demokratik ulus paradigması oluyor. Ne dar sınırlara hapsolma nede kendi kimliğinde vazgeçme. Bütün kimlikleri-kültürleri- dilleri yan yana getirip bir insanlık mozaiği-kimliği oluşturma oluyor.
Demokratik ulus paradigması-çizgisi demek, ulusal-toplumsal değerlerinden, kimliğinden ve Kürdistan’dan vazgeçmek değildir. Ancak Kürdistan’la diğer ulusların arasına günümüz sınırları koymamadır. Bazı çevreler bunu anlamıyorlar. Kürtler ulusal değerlerinden ve Kürdistan’dan vazgeçmediler. Kürtler Kürdistan’ı yaşayacaklar. Ama diğer halklarla kendi aralarına sınır koymadan, demokratik ulus çizgisi ışığında bunu yaşayacaklar. Bu çizgi, sınırları ortadan kaldırır, sömürüyü bitirir, savaşları yok eder ve sınıfları yok ederek, insanlığın kendi öz kimliğine dönüşünü sağlar. İşte PKK’nin büyüklüğü buradadır. PKK’yi güçlü ve yenilmez kılan bu insanlık çizgisidir. İnsanlığa gözyaşı
ve yıkımdan başka birşey vermeyen kapitalizm ve modern aşiretçilik olan katı ulusçuluk artık bitme aşamasına gelmiş bulunuyor.
Dünya’nın global finansal güçleri, bütün güçleriyle sistemi devam ettirmeye çalışıyorlar. Ancak ne dünyamız nede insanlık bu yıkımı daha fazla kaldırabilecek durumdadır. Bundan dolayı sınırlar, sınıflar, sömürü, savaşlar, insanlığın doğasına aykırıdır ve insana göre değildir. Kapitalizm ve milliyetçilik, insanlığın en büyük düşmanıdır. Faşizm, sömürü, savaşlar, sınıflar, sömürü ve her türden gericilik bu sistemin bir sonucudur. Demokratik ulus paradigması bütün dünyayı kapitalizm ve milliyetçilik belasından kurtarabilecek bir siyasi çizgidir. PKK’de önderlik çizgisi bu paradigmayı geliştirerek, Özelde Kürdistan’da, genelde de Ortadoğu’da yeni bir insanlık kimliği geliştirerek, bitirilmekle karşı karşıya getirilen insanlığı kendi küllerinden yeniden yaratacak. PKK’de kimlik mücadelesi yeni insan modeli mücadelesidir. İnsanlığı kendi özüyle kendi hakikatiyle buluşturma mücadelesidir. Yeni insan, yeni Kürt insanında kendisini geliştiriyor. PKK’yi anlamak için, insanlığın hakikatini bilmek ve yaşamak gerekiyor. Bu olmadan PKK anlaşılamaz, yaşanılamaz. Yeni insanın ruhu PKK’yle keşfediliyor, filizleniyor…
Kemal Söbe