Hafıza kavramı Arapça Hafız sözcüğünden gelip “saklama-muhafaza etme” anlamını taşır. Bilindiği gibi hafızlık da daha çok Kuranı veya Hadislerin hepsini ezbere bilen kişilere verilen dini bir sıfattır.
Buradan da görüldüğü gibi hafıza “akılda tutmak” , “ezberlemek” ten gelir. Ve iyi bir hafıza unutmamayı esas alan hafızadır.
Tarihinde ihanetle direniş atbaşı giden kürdün en önemli sorunu hafızasını diri tutamamasıdır. Oysa unutmak ihanettir derler.
Günümüzde yüzler ve hatta binlerce yıl önceki hafızasını diri tutmaya çalışan halklar realitesi mevcuttur. Bu realitenin bilincini diri tutmaya çalışan ulusların özsavunma refleksinin güçlü olduğu biliniyor.
Mevzu bahis Kürt realitesi olunca hafızanın çok geniş bir zaman dilimine yayılmasına ihtiyaç duyulmadan yakın geçmişte bile unutulmaması gereken sayısız hafıza örneğiyle karşı karşıya kaldığı görülüyor.
PKK’den önce Kürt hafızası trajik olaylarla yüklüyken PKK ile birlikte bu hafızaya kahramanlık ve zafer destanları da yüklenerek devam ediyor.
Sayısız katliamlarla yüzyüze kalmış ve yaratıcısı olduğu uygarlık tarafından yok olmaya mahkum edilmiş bir halkın belleksizleştirilip mankurtlaştırılmasına dur diyen bir hareketin oluşturduğu hafıza ihanet değil kahramanlık hafızasıdır.
Bugün kürt gençlerinin özsavunmaya muhtaç olduklarını bilmesi için binlerce yıllık kadim tarihlerine bakmaya bile gerek duymadan son 8-10 yıllık hafızalarına bakmaları bile başlı başına yeterlidir.
Cizrede, Geverde, Nusaybinde, Surda yaratılan hafıza direniş ve kahramanlık yüklüdür.
Kürt gençliği Surların üzerine bırakılan renkli tabutların etrafında halay çeken burjuvaların belleksizleştirme ürününün bir parçası olduğunu iyi bilir.
Öldürdüğü insanın merasimine ilk koşan mafyatik repliğin tekerrürü misali, sözde hafıza sergisine çelenk gönderen Meral Akşener’in cellatlarından biri olduğu realitesini hafızasına kazımıştır Kürt gençliği.
Cizre borumlarında yanmaya, sosyetik serginin serildiği surların altında evsiz kalmaya, yüreğinden alçakça vurulduktan sonra öz be öz sokaklarında günlerce mezarsız ve topraksız uyumaya mahkum edilmiş Taybet Ana ve onlarca kentte tanklarla toplarla vurulan kentlere dair gençliğin hafızası hala tap taze.
Soykırım dayatmalarına karşı “Bizi asla beyaz bayraklarla teslim alamayacaklar” diyen Mehmet Tunç, “Ne olursa olsun, sonu Muhteşem olacak” diyen Çiyagerlerin ve onlarca kentte düşmana sendrom yaşatan dünün kahraman gençlerinin bıraktığı miras Kürt gençliğinin yakın tarih hafızasını oluşturuyor.
Sanata en çok değer veren ve saygı duyanlar sanatın öz realitesini bilenlerdir. Belleksizleştirip saptırmayı esas alan her türlü gayri sanati faaliyet hedef alınan gençlik tarafından, icra edilmek istendiği burçlardan atılmaya ve örneğindeki gibi paramparça olmaya mahkumdur.