MEXMÛR – Şehîd Rustem Cudî Kampı’nda yaşayan Rojhat Altürk adlı genç ve Kajin Özek isimli genç kadın Önder Apo’ya yönelik ağırlaştırılmış işkence ve tecrit sistemine karşı ajansımıza değerlendirmelerde bulundu.
Rojhat Altürk Önder Apo üzerinde geliştirilen tecride dikkat çekti ve şu sözleri ifade etti;
“Önder Apo üzerinde geliştirilen tecride değineceksek son altı yıldır Kürt halkı ve Özgürlük Hareketi üzerinde geliştirilen tasfiye planlarına bakmak gerekir. Önder Apo üzerindeki tecrit tasfiye projesinin bir başlangıcıydı. Eğer tarihe bakacak olursak 99’da Önder Apo’nun tutsak edilmesi ve son 7 yıllık tecrit Özgürlük Hareketi ve Kürt halkının tasfiyesi anlamına geliyor. Çünkü amaç önce Önder Apo’yu tecrit etmek ardından Kürt halkını ve Özgürlük Hareketi’ni mahrum bırakarak sonuca ulaşmaktı.
Burada halk olarak özellikle de gençler olarak bizler ne yapacağız? Yaratılan fikri en üst düzeyde koruyacağız ve büyüteceğiz. Gençler olarak bizim için mühim ve odak nokta olan Önder Apo’nun fikirleridir. Önder Apo’nun fikirlerini büyütüp kişiliğimize yedirmemiz gerekiyor. Ancak bu şekilde sonuca ulaşabiliriz. Yoksa tarihimizden de biliyoruz birçok direniş gelişti fakat sadece bir noktaya kadar gidebildiler. Çünkü fikirlerini yeteri düzeyde koruyamadılar.
Altürk konuşmasının devamında gençliğin işkence ve tecrit sistemine karşı görev ve sorumluluklarına değinerek şu ifadelerde bulundu;
“Gençler olarak görevimiz bu fikre sahip çıkmak ve sert bir tutum göstermektir. Kürt halkı Önder Apo’nun kırmızı çizgimiz olduğunu 99 yılında ispatladı. Burada istenen şey ise 99 yılının rol ve misyonudur. Gençler olarak bunu kendimize esas almalıyız. Gençliğin 99 yılında, 2003-2004 yılında yüklendiği görevleri omuzlarımıza yüklemeliyiz. İç ihanet 99 yılında da vardı, 2004 yılında da vardı. Bunlara karşı en radikal şekilde tutum gösterildi. Şimdi de Kürt gençleri olarak bunlar yapılmalıdır.
Rojhat Altürk konuşmasının son olarak şunları dile getirdi;
Halk olarak tarihten bir parça olanlar değil de tarihi yaşayanlar olmalıyız. Bugüne kadar Kürt halkı hep bir dereceye kadar gelip ve bir dereceden sonra yenilgiye uğrayan durumdan çıktı.
Özgürlük tutkusuyla yaşayan bütün geçlere çağrımız bu işgalciliğe karşı sonuna kadar savaşmalarıdır. Özellikle Kurdistan gençliğine sesleniyorum; sömürgeci hegemonik devletlere karşı yaşam iddiamızı ortaya koyalım ve Önder Apo’nun üzerindeki tecridi kaldıralım ve Önderliğimizi özgürleştirelim. Kurt halkı ve gençleri olarak Önderliğimizle, kendi dilimizle, kültürümüzle yaşayalım. Mutlak tecridi kaldıralım.
Aynı konuda konuşan Kajin Özek, Önder Apo üzerindeki ağır tecride dikkat çekerek;
“Bilindiği üzere Önderliğimiz üzerinde ağır bir tecrit var. Yapılan bu izolasyon ile Önderlik ve halk ayırmak isteniyor. Çünkü Önderliğimiz her yerde kendi kültürüyle yaşamak isteyen Kürt halkının önderidir. Bu nedenle Önderlik, Kürt halkının özgür bir şekilde, her ulus gibi kendini kendi dilinde ifade etmesini istemiştir. Ancak düşman buna karşı halkla Önderliği ayırmak istedi, Önderliğin düşünce ve fikirleri toplum üzerinde kalmasını istemedi. Bu yüzden şu anda bile Önderlik üzerinde böyle bir tecridin uygulandığını görüyoruz.
Düşman o kadar çok korkuyor ki Önderlikle 1-2 dakika bile konuşulmasına izin verilmiyor. Önderliğin her sözü Kürt halkı için bir umuttur. Bu yüzden düşmanımız bu kadar zalim ve bu kadar cahildir. Fikrini dört duvar arasında tutmak istiyor. Gördüğümüz gibi Kürt halkı, ve Kürt gençleri, Önderliğin düşünce ve felsefesiyle bu aşamaya geldi.
Özek, konuşmasının devamında tecrit karşısında gençliğin ve halkın üzerine düşen görev ve misyonların yerine getirilmesi gerektiğine işaret ederek şunları söyledi;
“Önderliğimiz bizi kendi dilimiz ve kültürümüzle ayakta durabilecek bir noktaya getirdi. Bu yüzden gençler olarak ne yapsak yetersizdir. Önder Apo’ya layık olmak için ne gerekiyorsa yapacağız. Her anda ve Önder Apo’nun felsefesi ve fikirleriyle yaşamalıyız. Her genç elinden ne geliyorsa yapmalıdır. Hem genç kadınlar hem de gençler olarak her süreçte kendimizi eğitmeli ve Önderliğe sahip çıkmalıyız.”
NC// Rizgar Adanmış