Kadınlar 15 Ağustos eylemine katılmasa da gerilla sahasında komutanlık düzeyinde görev yapar. Besê Anuş bu dönemde ilkler arasındaki yerini alırken, onun ardından Azime Demirtaş, Türkan Derin, Sakine Kırmızıtaş, Sultan Yavuz, Hanım Yaverkaya, Rahime Kahraman, Çiçek Selcan, Necla Çelik, Ayşe Öğretmen, Saime Turgut, Binevş Agal, Geyik Yetim ve 1992 Güney savaşında yaşamını yitiren Gülnaz Karataş (Beritan) gelir.
HABER MERKEZİ
Erkek egemen sisteme karşı direnen Kürt kadınlarının mücadelesi elbette son 40 yıldan ibaret değil. Her ne kadar tarih Kürt kadınlarının direnişlerini yazmasa da kendi dönemlerinde büyük zafer ve kahramanlıklar elde ettiler. Yakın tarihte 40 yıllık bir mücadele tarihine sahip olan Kürt Kadın Hareketi, artık mücadele öncülerini de yaratmış, üzerinde gelişip yükselebileceği önemli bir deneyim, tecrübe ve birikim de oluşturmuştu. PKK’nin 15 Ağustos Atılımı’nın üzerinden 33 yıl geçti. Kadınlar 15 Ağustos atılımında yer almasa da o dönem birçok birliğe komutanlık yaptı. PKK içerisinde kadın kimliğiyle yer alıp yaşamını yitiren kadınlar Kürt toplumu üzerinde çok derin bir etkiye yol açtı.
Erkek egemen zihniyeti sistemin ağır baskısı altına sürdürülen yaşam biçimi sorgulanmaya başlayan Kürt kadını devrimci bir arayışa sürüklenir. Ulus ve kadın sorunun bilinciyle PKK’ye katılan Kürt kadını mücadele saflarında en önde yerini alır. Çatışmaya girdikleri alanlarda büyük bir direniş kararlılığı gösteren kadınlar asker ve polisin eline düşmemek için son bombalarını kendilerinde patlatmış ve son kurşunlarını kendilerine sıkmıştır. Kürt halkı bu direnişi onur kaynağı sayarak Kürt kadının gösterdiği direnişe sahip çıktı.
İLK ÖRGÜTLENME YJWK
1986 yılında gerçekleştirilen PKK’nin 3’ncü Kongresi’nde PKK’nin cephe örgütlenmesi olan ERNK’ye bağlı YJWK 1987 yılının Kasım ayında kuruldu. 1993’te gerilla güçleri içerisinde ilk özgün kadın birliklerinin oluşumuyla kadın ordulaşmasına giriş yapıldı. 1995’te 1’nci Kürdistan Kadın Özgürlük Kongresinde YAJK (Yekitiya Azadiya Jinen Kurdistan) adıyla birlik örgütlemesine gidilmesiyle 8 Mart 1998’de Kadın Kurtuluş İdeolojisiyle kadın öncülüğünde sosyal devrimin temel ilkeleri belirlendi. Kadın Kurtuluş İdeolojisinin pratikleştirilmesi amacıyla 8 Mart 1999’da Kürdistan İşçi Kadın Partisi’nin (PJKK) kuruluşuyla kadın partileşmesine gidildi. PJKK daha sonra adını değiştirmiş, örgütlenme ve mücadele perspektifini daha da genişletmeyi esas almıştır. Buna bağlı olarak Kürdistan Kadın Özgürlük Hareketi 2000’de Kadın Özgürlük Partisi (PJA) örgütlenmesiyle evrensel sorumluluğu üstlenerek, Kürt kadın deneyimlerini diğer halkların kadınlarıyla paylaşmaya özen göstermiştir. 2004’te PAJK (Partiya Azadiya Jin a Kurdistan) ile kadın partisi örgütlenmesini daha da genişleterek Kürt Özgürlük Hareketinin çeşitli örgütlenme alanlarında yer alan kadın gücünün çatı partisi rolünü üstlendi.
MEŞRU SAVUNMA ALANLARDA ÖRGÜTLENDİ
20 Nisan 2005’te dört parça Kürdistan’ın yanı sıra, yurtdışındaki kadınların örgütlülüğünü kapsayan Yüce Kadınlar Topluluğu (KJB) çatı oluşumuyla kadınların konfederal örgütlenmesinin kuruluşuna gidilir. KJB’nin örgütlenme modeli ideolojik örgütlenme, kitle örgütlenmeleri ve demokratik dönüşüm stratejisi ile birlikte meşru savunma alanlarının örgütlenmesinden oluşmaktadır. İdeolojik alanda PAJK (Kürdistan Kadın Özgürlük Partisi-Partiya Azadiya Jin a Kurdistan), kitlesel alanda YJA (Özgür Kadın Birlikleri- Yekitiya Jinen Azad), meşru savunma alanında ise YJA Star ve genç kadınlar örgütlülüklerini kapsar.
İLK KADIN KOMUTAN HANIM YAVERKAYA
Hanım Yaverkaya’nın öz geçmişi “Kadın Ordulaşması” kitabında şu sözlerle yer alır:
“Hilvan direnişinde aktif bir biçimde yer alan bir ailenin kızıdır. O dönemde yakınları tutuklanınca yurtdışına çıkmak zorunda kalır. Beyrut-Şam evlerinde yoğunlaştırılır. Okuma-yazmayı parti saflarında öğrenir ve kendisini ideolojik bilinç düzeyinde oldukça geliştirir. Girdiği bir silahlı çatışmada yaşamını yitirir. Çatışmada gösterdiği direniş, halk üzerinde büyük etki yaratır. Savaş yönü güçlü, inisiyatifli bir Kürt kadınıdır. Öncü özelliklere sahip ve oldukça otoriterdir. O yüzden erkek yapısı tarafından da kabul gören bir duruşa sahiptir. Kadının savaşamayacağına dair yargıların hakim olduğu bir süreçte, erkeklere de komutanlık yapmış olması onun özgünlüğünü açığa çıkardığı gibi kadın karşısındaki yargıların gerçek dışılığını da kanıtlamıştır.”
SAKİNE CANSIZ
PKK’nin ilk kurucularından Sakine Cansız (Sara), kadın hareketi çalışmalarında görev ve sorumluluklarını yerine getirmede büyük bir emeğin sahibi olmuştur. Sakine, 40 yıllık uzun soluklu bir mücadele sürecinde ömrünü ezilen halkların kurtuluşuna, kadınların özgürlüğüne, insan olmanın hakikatine, dağlara, kavgaya adamış direngen ve inatçı bir kadındı. Diyarbakır zindanında işkenceci Esat Oktay’ın suratına tüküren Sakine, ilk siyasi savunma yapan kadındır. “Yaşamı Hep Kavga” olan Sakine, son nefesine kadar da inandığı değerler uğruna kavgasını sürdürdü.
GÜLNAZ KARATAŞ (BERİTAN)
Kürt Kadın Özgürlük tarihinde direniş geleneğinin oluşmasında tarihi bir rol oynayan Gülnaz Karataş (Berîtan Hevî), 25 Ekim 1992 senesinde Xaxûrkê’de KDP peşmergeleri ile son mermisine kadar savaşıyor. 1992 senesi Kürtlere karşı Kürt işbirlikçiliğinin yoğun saldırılarla yöneldiği bir dönem. Kürt işbirlikçilerin düşmandan daha da düşman olarak görüldüğü o senelerde ihanete ve işbirlikçi ilkel milliyetçiliğe karşı bir kin büyüttü içinde Berîtan, ya onları alt edecek ve geri püskürtecekti, ya da teslim olmayacaktı. Teslim olmadı… Teslim olmayı seçmeyecek kadar yiğit olan Berîtan, “Teslimiyete asla” ruhunu kuşanarak 25 Ekim ruhunu içselleştirdi. Peşmergelerin, “Teslim ol, bir şey yapmayacağız. Biz de Kürdüz” demelerine rağmen, “Kürt gericiliğine teslim olmam” dedi. Ardından kayalardan kendini aşağıya atan Berîtan bir özgürlük çizgisinin yaratıcısı oldu.
KÜRT KADIN ALEVİ VE İLK KADIN GERİLLA BESE
1961 yılında Maraş’ın Pazarcık İlçesi’nin Esmapuru Köyü’nde dünya geldi. Ekonomik durumu orta halli olan ailesi, Bese Anuş daha henüz küçük bir çocukken Pazarcık’a yerleşti. Kız çocuklarının fazla okuma şansının olmadığı o dönemlerde Bese Anuş, ortaokul bire kadar okuyabildi. Genç yaşta evlenir, fakat sorumluluklarından vazgeçmez, birçok işte çalıştıktan sonra terzilik yapmaya başlar. Bese Anuş, için kadın olmak, Kürt olmak ve Alevi olmak çelişkilerini daha da derinleştirir. 1970’lerde Kürt Özgürlük Hareketi’ne ilk ev sahipliği yapan bölgelerden biri olan Pazarcık’ta sağ-sol, Alevi-Sünni, Kürt-Türk çatışmaları zirveye çıkmıştı
İşte bu çelişkiler ve etrafındaki çatışmalar Besê Anuş’u çok kısa bir süre içerisinde, 1978 yılında Kürdistan’da gelişen gençlik hareketlerinden PKK ile tanışmasına götürür. Halk arasında ise Apocular olarak bilinirlerdi. PKK’nin kuruluşuna giden süreçte Besê Anuş köy köy gezerek örgütlemeye çalışarak insanları kendi kimlerine sahip çıkmaya çağırır. Kürt özgürlük mücadelesindeki ilk kadın gerilla olan Besê Anuş, sadece Kürt kadın gerilla hareketi için değil, aynı zamanda yakın Kürt tarihinin de unutulmayan isimlerinden. Kürt kimliğinin yasak, kadınların söz hakkının da olmadığı bir dönemde Kürt kadınını ilk örgütleyenlerden olan Besê 1981 baharında Pazarcık’ın Musolar köyü yakınlarında askerler ile girdiği bir çatışmada yaşamını yitirdi.
SERHİLDANIN SEMBOLÜ BİNEVŞ AGAL
Binevş Agal (Bêrîvan), Batman’ın Beşiri ilçesinin bir köyünde, Êzidî bir ailenin kızı olarak dünyaya gelir. Binevş Avrupa’ya ablasının çocuklarına bakmak için gider. Avrupa’da PKK’ye katılır. 1983-84 yıllarında 15 Ağustos atılımından sonra propaganda, ajitasyon ve zindan direnişinin Avrupa’da yarattığı etkilenme sonucu örgütü tanıdı. Kısa bir süre içerisinde ailesi yoluyla örgütle ilişkilendi. Binevş Agal, hem bir katılımcı aynı zamanda katılımı, direnişi, örgütlenmesinde bir organizatör olarak öne çıkıyor. PKK’nin 3. Kongresine Avrupa’dan delege olarak katılıyor. PKK 3. Kongresinden sonra düzenlemesi Cizre’ye yapıldı. Derik ve Cizre’de kadın örgütlemesi çalışmalarını yürüttü. Orada çok büyük bir etki yarattı. Orada Zozan ismini kullanan, Binevş Agal, 1989 yılında Cizre’de girdiği çatışmada yaşamını yitirdi. Binevş Agal’ın mezarı ziyaretgâh gibi ele alınıyor. Kimin hastası varsa, kimin çocuğu olmuyorsa, kimin derdi varsa gidip Binevş Agal’ın mezarını ziyaret edip mezarındaki toprağı getirdiği zaman iyileştiğine inanılıyor.
Tarihte hep direnişi ve isyanıyla bilinen Kürt kadını Malabadi Köprüsü’nde onursuz bir yaşamı kabul etmeyen Rinde Xan, Xaneqîn’de Kürdistan özlemiyle idam edilen Leyla Qasim, Urumun kıyısında Berîtan olup özgürlüğe kanat çırpar. Kürt kadını dünden bugüne küllerinden yeniden doğdu. Bugün 40 yıldan buna Kürt Kadın Hareketi tarihte küllerinden doğan bu kadınların mirasıyla büyük bir ordu olarak varlık buluyor. Kürt Kadın Hareketi ordusu olan YJA Star başta olmak üzere dört parça Kürdistan’da kadın ordusu varlığını sürdürüyor.
Bugün içinde bulunduğumuz süreç kadınlara dayatılan baskı, sömürü ve ölümün halen sürmekte olduğunu gösteriyor. Sistematik olarak süregelen erkek şiddeti devletle bütünleşerek kadınlara karşı savaş açmış durumda. Devlet, kadının her alandaki mücadelesini pasifize ederken, direnen kadınları ise yok saymaya ve katletmeye devam ediyor. Rojava’da çetelere karşı kendini, toprağını, savunan kadınlar Batı’daki kadınlara umut oluyor. Kadınlar efsanelerden gerçeğe açılan yolda ilerlemeye devam ediyor.