Kürt kadınları kadın çağını açmışlardır

KCK Yürütme Konseyi Üyesi Mustafa Karasu’nun Yeni Özgür Politika gazetesinde yayımlanan makalesi.

HABER MERKEZI – Kadınlar, 8 Mart Emekçi Kadınlar Gününü dünyanın her yerinde kutlayacaklar. Artık 8 Mart’ı dünya emekçi kadınları farklı kutluyorlar. Önder Apo’nun vurguladığı gibi 21. yüzyıl kadınların yüzyılı olacaktır. Sadece kendilerini değil, tüm insanlığı özgür ve demokratik yaşama kavuşturacaklar.

Kadınlar, erkek egemenlikçi sistemin hakim olmasıyla birlikte insanlığın en temel emekçileri olmuşlardır. İnsanlığın varlığını sürdürmede rolü olan ailenin emekçisi olmuşlardır. Özellikle insan yavrusunun tüm diğer canlılardan farklı olarak zayıf olması, yetişkin olana kadar hep desteğe ihtiyaç duyması bu emekçiliğin anlamını daha da farklılaştırmaktadır. Çocuk yetiştirmeyi ev işleriyle birlikte düşündüğümüzde kadının emekçi karakteri daha iyi anlaşılır. Zaten insanlığın karakteri kadın ve erkekle birlikte emekçi olmasıdır. Erkek egemenliğinin ve sınıfların ortaya çıkmasından önce kadını ve erkeğiyle tüm toplum emekçidir. Emek vererek varlığını sürdürmektedir. Kadın üzerindeki egemenliğe dayalı oluşan egemenlik biçimi ve sınıflaşmayla birlikte birileri emek veren, birileri de sömüren haline gelmiştir. Kadın özgürlüğüne dayalı demokratik sosyalizm ve demokratik toplum yaratılana kadar bu gerçeklik son bulmayacaktır.

Kadın sorununun temel özgürlük sorunu olduğu yüzyıllardır ortaya konulmaktadır. Özellikle sosyalist hareketler ve feministler kadın sorununun önemini yüz yıllardır vurgulamaktadırlar. Sosyalistler ve feministler kadın özgürlük bilincinin gelişmesinde önemli roller oynamışlardır. Sosyalistler, kadınsız devrim, kadınsız sosyalist yaşam olmaz diyerek kadının özgür ve demokratik yaşamına vurgu yapmışlardır. Sosyalistler ve feminist kadınlar kadın özgürlük bilincinin ortaya çıkmasında büyük emek vermişler, bedeller ödemişlerdir. Bunları inkar etmek ve unutmak mümkün değildir.

Ancak bugün kadın özgürlük mücadelesinde ve kadınların mücadelesinin her yıl katlanarak gelişmesi ve büyümesinde Önder Apo’nun büyük emekleri, kadın özgürlük çizgisi ve ideolojisini ortaya koymasının belirleyici payı vardır. Önder Apo’nun böyle bir rol oynamasının nedeni kadın özgürlük mücadelesini ideolojik ve teorik bir temele dayandırmasıdır. Bu gerçeklik ideolojik ve teorik temele kavuşturulduğunda mücadelelerin büyük gelişme gösterdiğini bir kez daha ortaya koymuştur. Önder Apo daha İmralı’da esaret altına alınmadan önce 1998 Mart’ında kadın özgürlük çizgisinden söz etmiştir. İmralı’da esaret altına alınmasından sonra “yarım kalan destansı çalışmam” dediği kadın özgürlük mücadelesinin ideolojik ve teorik içeriğini daha da güçlendirmiştir. İmralı’daki yoğunlaşmaları bütünlüklü bir kadın özgürlük çizgisini ve teorisini ortaya çıkarmıştır. Bugün kadın özgürlük mücadelesinin gelişmesine ivme kazandıran ve güç katan bir kadın kurtuluş ideolojisi vardır.

Kadın kurtuluş ideolojisiyle demokratik sosyalizm ideolojisi ve teorisi daha da kapsamlılaşmış, derinleşmiş, genişlemiş ve boyutlanmıştır. Esas olarak da demokratik sosyalizmin gerçek karakterine ve özüne kadın özgürlük çizgisiyle kavuşmuştur. Yarımlıktan, eksiklikten kurtulmuş, bütünlüklü demokratik sosyalizm çizgisi ortaya çıkarılmıştır. Demokratik sosyalizme en büyük katkı sunulmuştur. Önder Apo, devlet, iktidar, kapitalizm, toplum ve birey çözümlemeleriyle, devlete alternatif demokratik konfederal sistem anlayışıyla demokratik sosyalizme büyük katkılar sağlamıştır. Ancak en büyük ve temel katkısı, kadın özgürlük çizgisi ve ideolojisidir.

Eğer bugün dünyada kadın özgürlük çizgisinde mücadelede canlanma varsa bunu en temelde sağlatan, Önder Apo’nun kadın özgürlük çizgisi ve Kürt kadınlarının yürüttüğü mücadeledir. Kadınların, toplumun ve insanlığın var olmasında en büyük rolü oynadığı Yukarı Mezopotamya’da bugün Kürt kadınlarının mücadelesiyle kadın özgürlük mücadelesi büyük bir hamle yapmıştır. Kürt kadınının özgürlük ve demokrasi mücadelesi bugün sadece Kürdistan’da değil, Türkiye başta olmak üzere tüm Ortadoğu’da kadını da toplumu da değiştirmektedir. Kürt kadınının bu aktivitesi Avrupa’dan Güney Amerika’ya kadar kadınların hareketliliğini ve mücadelesini geliştirmiştir. Dünyadaki kadın mücadelesi, Kürt kadınının mücadelesiyle kesinlikle ivme kazanmış ve yeni bir döneme girmiştir. Artık kadınlar özgürlük ve demokrasi mücadelesinin önünde olacaklar ve belirleyici etkide bulunacaklar. Nerede kadın özgürlük mücadelesi yükseliyorsa orada özgürlük ve demokrasi daha fazla gelişme gösterecektir. Nitekim son yıllarda kadının özgürlük mücadelesinin her yerde etkisi görülmektedir.

Kürt kadının özgürlük ve demokrasi mücadelesi 1990’lı yıllardan itibaren Kürt halkının özgürlük mücadelesine yeni bir boyut kazandırmış; bu durum tüm Kürt kadınlarını etkilemiştir. Türkiye’deki kadın mücadelesinin gelişmesine de önemli bir ivme kazandırmıştır. Bugün Türkiye’de eğer gerçek anlamda bir özgürlük ve demokrasi dinamiğinden söz edeceksek, bunda son yıllardaki kadın uyanışı ve mücadelesinin etkisi çok önemlidir. AKP iktidarı demokrasi karşıtlığını şiddetli biçimde ortaya koysa da MHP  ile birlikte demokrasi güçlerini ezmek istese de Türkiye’de kadın mücadelesinin var olması bu saldırıların istenilen sonuca ulaşmasını engellemektedir. Türkiye’de kadının etkinliği o kadar artmıştır ki, AKP iktidarı bunu boşa çıkarmak ve saptırmak için kendi çevresindeki kadınlarla ilgilenmek ve onlara da rol vermek zorunda kalmıştır. Kadın özgürlük mücadelesini engellemek için bu yola başvursa da bunun sonuç alması mümkün değildir. Hatta kullanmak istediği kadın yapısında da bir uyanışın gelişmesinin önüne geçemeyecektir.

Eskiden Türkiye’nin modenist kadın yaratma iddiasıyla sadece biçimde değişiklikler yaparak dünyayı aldatma yaklaşımı vardı. Ancak Kürt kadının öncülüğünde gerçek kadın özgürlük mücadelesi gelişince Türk devletinin tüm dünyayı aldatmak için kadın üzerinde uyguladığı özel savaş projesi de çökmüştür. Biçimde yapılan değişikliklerin özde bir değişiklik anlamına gelmediği gözler önüne serilmiştir. Bu açıdan soykırımcı özel savaş Kürt kadının özgürlük mücadelesine büyük bir düşmanlık içine girmiştir. Şu anda Kürt kadınının geliştirdiği özgürlük mücadelesine büyük bir düşmanlık yapılmaktadır. Bu nedenle binlerce Kürt kadını zindanlara atılmıştır. Kürt kadınını siyasal yaşamdan dışlamak için yoğun bir baskı uygulanmaktadır. AKP-MHP faşizmi Kürt kadını şahsında nasıl bir kadın düşmanı olduğunu gözler önüne sermiştir.

Kürt kadını Ortadoğu toplumunda yeni bir çağ başlatmıştır. Kürt kadınının bu mücadelesi ve toplumda yarattığı değişiklikler başta Avrupa olmak üzere dünyayı da etkilemiştir. Ancak Rojava Devrimi’yle Kürt kadının özgürlük mücadelesi yeni bir aşamaya varmıştır. Çünkü somut olarak toplumdaki rolü daha etkili ve görünür hale gelmiştir. Önder Apo’nun kadın özgürlük çizgisi şimdiye kadar büyük bir gelişme sağlamış ve etki göstermişti. Rojava Devrimi’yle birlikte Önder Apo’nun kadın özgürlük çizgisi tüm dünyada daha fazla tanınmıştır. Rojava Devrimi’nde etkin yer almaları, Kürt kadının itibarını ve etkisini yükselttiği gibi, dünyadaki kadın hareketlerine de bir soluk aldırmıştır. Kadınların moral değerlerine büyük bir güç katmıştır. Rojava Devrimi’nin uluslararasılaşmasında kadın özgürlük çizgisinin rolü çok fazladır. Kadın Devrimi Rojava Devrimi’nin yüzü olmuştur. Bu da Rojava Devrimi’ni oldukça güçlendirmiştir.

Rojava Devrimi’nde kadın öncülüğü ve etkisi, Ortadoğu’nun demokratikleşmesi açısından çok önemli bir zemin yaratmıştır. Ortadoğu’daki despotizmin ve karşı devrimin geriletilmesinde kadın özgürlük mücadelesi temel bir güç kaynağı haline gelmiştir. Ortadoğu’da demokratik devrimin gelişeceğine inanç ilk defa bu düzeyde yüksek olmuştur. Çünkü kadın özgürlüğüne dayalı bir demokratik devrim mücadelesi Ortadoğu’da büyük sonuç alacak potansiyele sahiptir. Zaten Ortadoğu’daki katı erkek egemenlikçi zihniyet kırılmadan da demokratikleşmeyi geliştirmek mümkün değildir. Bu açıdan Rojava’daki kadın özgürlük mücadelesi Suriye’den başlamak üzere tüm Ortadoğu’da demokratik devrimin güçlenmesini ve gelişmesini sağlayacaktır.

Rojava’da kadın devrimine öncülük yapılmasında Efrînli kadınların rolü belirleyicidir. Kürdistan özgürlük mücadelesinde 1980’li yılların sonundan başlamak üzere Efrînli genç kızların katılması yoğun olmuştur. Kürdistan özgürlük mücadelesine Rojava’dan katılan kadın devrimcilerin büyük çoğunluğu Efrînli’dir. Efrînli kadınlar bu konuda öncülük yapmıştır. Hatta Kürdistan genelinde kadınların katılımında Efrînliler ilk sıralardadır. Bu açıdan Efrînli kadınların kadın özgürlük mücadelesinin gelişmesinde de çok büyük rolleri olmuştur. Neredeyse her evden bir genç kız bu mücadeleye katılmıştır. Kadın-erkek katılım oranında da kadın katılım oranının en yüksek olduğu yer kesinlikle Efrîn’dir. Bu konuda Kürdistan genelinde de birinci sıradadır. Tüm bu gerçekler Rojava Devrimi’nin kadın özgürlükçü karakterine büyük damga vurduğu gibi, Efrîn’deki özgür ve demokratik yaşama da damga vurmuşlardır. Efrîn Kantonundaki özerk yaşamın öncüsü kadınlardır. Efrîn’deki özgür ve demokratik yaşama damgasını vuran kadınlardır. Bugün Efrîn’de direnen demokrasidir. Özgürlük ve demokrasi bilincinin yüksekliğidir. Bunu sağlatan da kadın özgürlük duruşudur. Bu yönüyle bugün Efrîn’de kadın özgürlük ruhu ve ölçüsü direniyor. Efrîn’de yürütülen fedai direnişin çarpıcı olmasını sağlayan, kadın özgürlük mücadelesinin özgürlük ölçülerindeki yüksekliktir.

Efrîn Direnişi sadece Efrîn’in işgalden kurtulması, direnmesi değildir. Efrîn Direnişi, kadın özgürlük ruhuyla Ortadoğu’nun demokratikleşmesi direnişidir. Efrîn halkı, Ortadoğu’nun demokratikleşme direnişini vermektedir. AKP-MHP faşizminin işgal saldırısı, Ortadoğu’nun demokratikleşmesini boğma saldırısıdır. Bu açıdan bu işgale karşı savaş tüm Ortadoğu’yu ve insanlığı ilgilendirmektedir. Ortadoğu’da despotizmin yıkılarak demokrasinin gelişmesini isteyenler bu direnişin yanında yer alacak; Ortadoğu’nun demokratikleşmesi ve kadın özgürlüğünden korkanlar da işgalden yana olacaklardır. Özgürlük ölçüsü yüksek kadın özgürlük ruhuna dayalı Efrîn Direnişi kazanacak, işgalciler şahsında tüm özgürlük düşmanları kaybedeceklerdir.

Sonraki Yazı