HABER MERKEZİ – PKK, kadın özgürlüğüne dayalı özgür bir toplumsal sistem kurmayı temel alan; toplumsal dönüşümü, erkek egemenlikli sistemin aşılması ve kadın özgürleşmesine dayandıran bir harekettir. Bu nedenle PKK saflarına bunca kadın akışı ve ideolojik-felsefik hattına bu kadar bağlılık vardır. Zaten bu bağlılık ve ideolojik-felsefik hat dünya genelinde özgürlük dalgasına yol açmıştır.
Kürt kadını, şiirselliğini, büyüsünü, maneviyatı ve özgürlük değerlerini yitirmiş yaşama, bu değerleri yeniden kazandıran bir savaşım içindedir. Son derece maddileşmiş ve özgürlükten yoksun kılınmış yaşamı, fedakârlıklarıyla, yarattıklarıyla değiştirmeye başlayan Kürt kadınının duruşu yeni yaşamın hangi değerler, miras ve ilkeler üzerinden yükseleceğini de göstermektedir.
Bugün Kürdistan’da kadın öncülüğünde kapitalist-emperyalist sisteme direnen halklar Ortadoğu’da hak ettiği özgürlüğü mutlaka kazanacaktır. Unutulmamalıdır ki, DAİŞ vahşetine karşı kadınların yürüttüğü mücadele insanlığa onurunu yeniden kazanılmış, maneviyatı yeniden yaratılmış, özgürlük gerçek anlamına ulaşmıştır. Elbette bu düzeyi açığa çıkaran temel güç Önder Apo’nun özgürlük felsefesi ve perspektifleridir, PKK’nin özünde bir kadın partisi ve Kürdistan Devrimi’nin bir kadın devrimi olarak gelişmesidir.
PKK, kadın özgürlüğüne dayalı özgür bir toplumsal sistem kurmayı temel alan, toplumsal dönüşümü, erkek egemenlikli sistemin aşılması ve kadın özgürleşmesine dayandıran bir harekettir. Bu nedenle PKK saflarına bunca kadın akışı ve ideolojik-felsefik hattına bu kadar bağlılık vardır. Zaten bu bağlılık ve ideolojik-felsefik hat dünya genelinde özgürlük dalgasına yol açmıştır. PKK’nin gücü de, kadın-yaşam çelişkisini doğru çözümlemesinden ve bu diyalektiğe dayalı gelişmesinden gelmektedir.
Ortadoğu kadınlarının özelde de Kürt kadınlarının direnişçi özü PKK’de örgütlü bir güce dönüşmüş ve kendini PAJK olarak ete-kemiğe büründürmüştür. Partileşme ile Kürt kadını özgürlüğü sağlayacak büyük militanlar açığa çıkarmış ve halen çıkarmak için çalışmalarını sürdürmektedir. Bunun içinde amansız bir mücadele yürütmektedir. Kadınların yürüttüğü bu amansız mücadele, dağlardaki zorlu savaşımın yarattığı tecrübe ve ortaya çıkan özgürlük düzeyi bugün toplumsallaşarak yeni bir yaşamın yolunu açmıştır. Sürekli sömürge statüsünde yaşayan ve belki de adı bile bilinmeyen bir halkın kadınlarının, dillere destan direnişi, dünyaya mücadeleyle var olmanın ve kendi özgür toplumsallığını yaratmanın gücünü göstermiştir. Kürt kadınları, haksızlığa, zulme boyun eğmemeyi, zalime karşı durmayı, hayatta uğruna bedel ödemeye değer şeylerin olduğunu, özgürlüğün her şeyden daha değerli olduğunu göstermiştir. Bölgedeki diğer halklardan kadınları da etkileyen Kürdistan’daki kadın direnişi, giderek Ortadoğu’nun yeni özgür kadın kimliğini temsil eder hale gelmiştir.
Kadınlar, kendi bilinci ve mücadelesiyle artık kendi yollarını çizmektedir. Kadın gerillacılığı, partileşmesi ve kadının konfederal sistemine kadar uzanan yolculuğumuz büyük emek ve bedellerle yaratılmış bir yürüyüştür. Bugün Kürt kadınları tüm Kürdistan parçalarında kendi özgürlüğü için savaşmanın da, mücadele etmenin de gücünü ortaya koymaktadır. Kadının bu mücadelesinin toplumu etkileme, dönüştürme, harekete geçirme, mücadeleciliği geliştirme, savaştırma gücünü görmekteyiz. Direnen, savaşan, özgürleşerek güzelleşen Kürt kadını ve onun yarattığı yaşamın yaşanmaya değer olduğu artık görülmektedir. Diğeri, adına yaşam bile denmeyen, her türlü zulüm, onursuzluk, katliam, acı içinde yaşamaya katlanmak ve aslında sadece fiziki var olmak, yaşamın kutsal, büyüleyici ve şiirsel gücünden, güzelliğinden mahrum kalmaktır.
Kadınlar siyasetin rengini, direnişin yönünü belirlemektedir
Şu çok açıktır ki, Kürt kadınları hem kendi özgürlüğü için hem de toplumun özgürlüğü için savaşıyor, mücadele ediyor. Kürt kadını özgürlüğünün toplumun özgürlüğünden geçtiğini iyi bildiğinden toplumun dönüşümünü esas alıyor. Bunun için de cinsiyetçi kodlamaları, geleneksel değerleri, egemen zihniyeti, erkekliği sorgulatmakta ve değişime uğratmaktadır. Kadınlar; toplumu, erkeği, siyasetin rengini, direnişin yönünü belirlemektedir. Kadının bu belirleyici özelliği de sistem açısından en büyük tehlike olarak görülmektedir. Çünkü kadınlar, kendi özgürlükleri için direnirken tüm özgürlük değerleri adına direnmektedir. Kadınlar özgürlükleri için savaşırken özgürlüğe düşman olan egemenlikle, devletle, iktidarla, çıkarcı, ahlaksız, sömürgeci, faşist diktatörlüklerle, sistemle savaşım içindedir. Kadınların özgürlük mücadelesi dünyayı kurtaracak güçtedir. Bu nedenle kadın özgürlüğü ile demokrasinin, ekolojik bilincin, iktidar ve devlet dışı yaşamın birbiriyle olan kopmaz bağını görmeli ve düşmanlarımızın yönelimlerini de bu çerçevede ele almalıyız.
Elif Ronahî
Kaynak: Serxwebûn