HABER MERKEZİ –
“Bundan otuz yıl öncesine kadar, Kürt yoktur diyenler, şimdi Kürtlerin adını anar oldular, Kürt değerlerinden söz eder oldular. Ancak, bu söz etme durumları sözden öteye geçmiyor ve kandırma amacı taşıyor.
Son yıllarda Türkiye’de fakirliğin tavan yapmasıyla, Türk halkını, klasik siyasi argümanlarla ve vatan millet Sakarya edebiyatlarıyla artık kandıramayan holding partilerinin sözcüleri, seçimlere yatırım yapmak amacıyla oy avına çıkıyorlar. Birkaç gün önce, eski AKP’li ve yeni Demokrasi Ve Atılım Partisi genel başkanı Ali Babacan, Amed’de Kürt dilinden ve kültüründe söz etti. Yani aslında Kürtlerden oy istedi. Kürt sorunundan söz etmek artık önemli değil, önemli olan Kürt sorununu çözmek için adım atmak ve sorunu çözmektir. Kürtlerin inkar ve katledildiklerini dünya alem biliyor. İnkarcı sistemin inkarcı ve eli kanlı sözcüleri, Son 25 yıldır, seçimlerden önce ve yeni bir parti kurduklarında, ya Kürt olduklarını söylüyorlar, yada Kürt ulusal değerlerinde söz ediyorlar, Kürtlerin dillerini konuşmaları ve dillerinden eğitim yapmaları gerektiğini söylüyorlar.
Devlet yöneticileri içinde, Kürt sorununun çözümü konusunda ciddi olan bir Özal vardı ama o da, esrarengiz bir şekilde öldü. Diğerlerinin hepsinin, Kürt sorunu hakkında söylediklerinin hepsinin içi boş söz ve kandırma amacı taşıyan vaadleridir. Türkiye gibi, vahşi kapitalizminde en vahşisinin yaşanıldığı ve onlarca yıl koltuğa yapışıp kalkmak bilmeyen bir ülkede, holdinglerin siyasi sözcüleri, alçaldıkça alçalıyorlar ve beş para bile edemeyecek bir duruma düşüyorlar.
Her nasıl oluyorsa, Meral Akşener, Kürt olduğunu söyledi. Belki Kürt de olabilir, o ayrı bir mesele ama seçim zamanı Kürtlerin ayağına kadar gitme ve süslü püslü sözler söyleme ve seçimlerden sonrada, söylediklerini unutma neyin nesi oluyor? Meral Akşener, şimdi niye ben Kürdüm demiyor? Ali Babacan, Türkiye’de, Kürtlerin yüzyıldır inkar edildiklerini ve katledildiklerini bilmiyor mu, yada Kürtlerin ulusal değerlerinin yasak olduğunu daha yenimi öğreniyor. Bu zat, daha yeni siyasete girmiyor. Geçmiş yıllarda, AKP hükümetinde bakanlık yapmıştır. Kürtler, belki 20 yıl önce, bu gibi söylenen sözlere inanırlardı ve söyleyene hem seçim öncesi hem de seçimlerde destek verirlerdi. Ama aradan geçen bunca zamandan sonra, ne Kürt sorunu çözüldü, ne Kürtler özgür oldu ve nede Türkiye demokratikleşti. Gün geçtikçe, Türkiye hem daha kötüye gitti, gidiyor ve hem de Kürtlerin üstüne daha vahşice saldırı ve yönelmeler oluyor. Kürtlerden destek ve oy isteyenler önce, Kürt sorununu çözmeliler ve Türkiye’yi demokratik ve yaşanıla bilinir bir ülke haline getirmeliler. Kürtler, sahte siyasetçilerin, Kürt ulusal değerlerinde söz ederek, Kürtlerden destek ve oy almak istendiğini, yılların siyasi tecrübesiyle çok iyi biliyorlar. Dolayısıyla, Kürtlerin, için boş sözlere ve vaadlere karınları toktur. Bu konuda yılların siyasi tecrübesi var. Ve Kürtler, bu kandırma amaçlı sözlerin, pratikleştiğini görmedikleri sürece, bu oy avcılarına zırnık destek vermeyecekler. Dünyada hiçbir ülkede hiçbir siyasetçi, Türkiye’deki siyasetçiler gibi alçalmıyorlar ve halktan oy dilenmiyorlar. Önce memleket sorunlarını konuşsunlar, iktidara geldikten sonrada, her şeyi ve konuştuklarını unutsunlar. Böyle kirletilmiş bir siyaset kültürü sadece Türkiye’de var, başkada bir ülkede bulunmaz.
Gelişmiş demokratik ülkelerde siyasetçiler, halkın karşısına çıkıp vaadler de bulunduklarında ve sözler verdiklerinde ama herhangi bir nedenden dolayı, vaadleri ve sözleri yerine getiremediklerinde, ya istifa ederler yada halkın karşısına bir daha çıkmazlar, çünkü utanırlar.
Ama Türkiye’de siyaset o kadar kirli hale getirilmiş ki, sözde siyasetçilerin yüzlerine tükürseler, yağmur yağıyor derler ve utanmadan onlarca yıl boyunca halkın karşısına çıkmaya devam ederler. Dünyada, siyasetin en çok kirletildiği ve tanınmaz hale getirildiği ülke, Türkiye’dir. Türkiye demokratik bir ülke haline gelmediği ve kendi sorunlarını çözmediği sürece, siyaset, sorunları çözme aracı olmaktan uzak kalacak ve daha çok kirlenecektir.
Temiz ve demokratik siyaset yapan bir HDP’yi, eli kanlı katiller, çekemiyorlar, hazmedemiyorlar. Çünkü HDP, bu karanlık ruhların gerçek yüzlerini, demokratik ve toplumcu bir siyasetle açığa çıkardı, teşhir etti, ediyor. Biraz siyasi kültüre ve siyasi terbiyeye sahip olanlar, önce memleket sorunlarını çözerler, sonra halkın karşısın çıkarlar. Türkiye’nin, Kürt sorunu, emek sorunu, işsizlik sorunu, inançlar sorunu, gençlik sorunu, kadın sorunu gibi bir dizi sorunu var. Bu sorunlar çözülmüyor, hatta bu sorunların varlığı bile kabul edilmiyor ve bu sorunları dile getirenler, terörize ediliyor, suçlanıyorlar, haklarında davalar açılıyor, zindanlara atılıyorlar. Türkiye şimdi tam bir açık zindan haline getirildi. Bu asalak düzen partileri, halkın başına bela oldular. Türkiye tarihinde ilk defa bir güç doğdu, doğuyor. O güç tabiiki HDP’dir. Kürt halkı, inkarcı sistemin sözcülerinin söyledikleri sözlere ve vaadlere, icraatları ve pratikleri olmadığı ve sorunları çözmedikleri sürece, inanmayacaklardır.
Kürt halkı, karşılığı olmayan sözlere inanmayacak kadar, artık politikleşmiş bir halk gerçekliğine ulaşmıştır. Kimileri dedi, AB’nin yolu yolu Diyarbakır’dan geçer. Kimileri dedi, Bask modeli. Kimileri dedi Kürt realitesini tanıyoruz. Kimileri dedi, burası Kürdistan. Ama inkarcı devlet hep inkar etti ve katletti, halada bu inkarı ve katliamları yapıyor. Yukarıdaki sözleri söyleyenler, ne zaman inkarcı devlete, Kürtleri inkar etmeyi ve katletmeyi artık bırak ve Kürtleri bir millet olarak kabul et diyecekler ve Kürt sorununu çözecekler? Türkiye demokratikleşmeyene kadar ve Kürt sorunu çözülmeyene kadar, Kürtler, oy avcılarının söyledikleri yalanlara itibar etmeyecekler ve içi boş sözlere inanmayacaklardır.”
Kemal Söbe