HABER MERKEZİ – Kemal Söbe’nin Kaleminden
Türkiye’de Kürt karşıtlığı katmerlenerek devam ediyor ve ben Kürdüm demek bile yargılanma ve tutuklanma nedeni olabiliyor. Kürt düşmanlığı AKP MHP faşizan rejimiyle zirveye çıktı. Özgürlük gerillasına karşı yenilgi yaşayan faşizan rejim bütün Kürtleri örgüt üyesi olarak görüyor. Bu aslında, inkâr rejiminin PKK’nin ve Kürtlerin yek vücut olduğunu kabul etmesinin bir sonucudur. Mevcut durumda, Kürtler Kürt olabilmenin dışında her şey olma hakkına sahipler ama Kürt olma hakkına sahip değiller. Kürt olmak Kürtler için yasaktır. Kürtler her hakka sahiptir diyenler neden Kürtlerin Kürt olma hakkına sahip olmadıklarını açıklasınlar. Neymiş? Kürtler Türkiye’de yaşıyorlarmış! Pekâlâ, Kürtler Türkiye’ye başka bir ülkeden mi geldiler? Türkiye adında bir ülke daha yokken Kürtler bu topraklarda yaşamıyor muydu? Kürtler Türkiye’ye başka bir ülkeden göçmen olarak mı geldiler? Kürt halkının anayurdu ne zamandan beri göçmen olarak gelenlerin toprağı ülkesi oldu? Her şeye rağmen, Kürtler ortak vatan, barış ve kardeşlik dedikçe bazıları insan olmaktan daha çok uzaklaşıyorlar. AKP – MHP faşizan rejimi, Kürtlerden bu denli korkuyor olmalı ki, Kürdüm demeye bile tahammül edemiyor ve tutuklama sebebi yapıyor. Kürtler, Kürdüm demeye tahammül edemeyen bir zihniyetin, Öcalan gelsin mecliste konuşsun demesini bir oyalama taktiği olarak görüp ciddiye almazlar.
Öcalan gelsin mecliste konuşsun diyorsanız Kürtlerin ulusal varlığını kabul edeceksiniz. Bu kadar düşmanlık, oluşacak ortak vatan ve kardeşliğin temeline dinamit koymak demektir. Kürtlerin yerinde başka bir halk olsaydı, bu kadar düşmanlık karşısında ayrılığın yolunu seçerdi. Kürtlerin kıymetini bilmeyenlerin özgür demokratik bir geleceği olmaz. Türkiye’deki zihniyet zalim olduğu kadar cahildir. Kürt halkının bütün iyi niyetli yaklaşımlarına zalimce yaklaşmak nasıl açıklanır? Bu zalimliğin ve saldırıların hiç durmaması ve devam etmesi halinde Kürt halkı farklı bir arayışa girmez mi acaba? Çözümsüzlüğün devam etmesi başka seçenekleri doğurur. Kürt halkına yapılan bu zalimlikler, ancak insan olmaktan çıkmış olanların yapacağı zalimliklerdir. Normal bir milliyetçilikte bile bu kadar düşmanlık ve zalimlik olmaz. Önder Apo, yıllar önce bir makalesinde, özellikle MHP öyle normal milliyetçi parti olmadığını bir cinayet şebekesi olduğunu değerlendirmişti, ki doğru bir değerlendirme.
Türkiye’deki mafya, çete, uyuşturucu gibi yapılanmaların arkasında MHP’nin olduğu düşünülürse MHP’nin ne olduğu ve işlevinin ne olduğu daha net anlaşılır. AKP de aslında MHP’nin İslam’la maskelenmiş bir koludur, ki zaten AKP ve MHP’nin kitle tabanı aynıdır. Bu her iki parti görünümlü mafya örgütleri siyasi olarak Türk/İslam sentezinden besleniyorlar ve ideolojik kökleri yüz yıl öncesine kadar gider. Yoksa normalde demokratik koşullarda MHP türü bir mafya çete yapılanmasının siyaset sahnesinde kalma şansı yoktur. Bundan dolayı, kapama yakalanmış kurt gibi uluyorlar, bağırıyorlar. Çünkü Türkiye’de Kürt sorununu çözülürse, demokratikleşme olursa bu mafya çete yapılanmasının sonu gelir yaşam kaynakları kurur. Kimse Kürtlerin sinirleriyle oynamasın Kürtlerin sabrını zorlamasın. Türkiye’nin kaderi Kürtlerin elindedir. Kafası çalışan ve Türkiye’yi gerçekten seven Türkler Kürtlerin ulusal varlığını kabul ederler. Türkiye için başka bir yol bulunmamaktadır. Kürtlere yapılan her düşmanlık Türkiye’yi daha çok uçurumun kenarına getirir. Aklı başında olanlar Kürtlerin elini tutarlar.