HABER MERKEZİ
Tekoşer yoldaşa Kürtlerin ikinci Mani’si diyor mücadele arkadaşları. Bilindiği gibi Mani, Zerdüşt peygamberin insan, doğa ve canlı sevgisini, kadın erkek eşitliğini, insan iradesine olan bağlılığını, İsa peygamberin insan sevgisiyle birleştirmiş, insanların savaşmadan barışarak bir arada yaşamalarını, doğayla bütünleşerek, hayvanları, bitkileri, taşları bile incitmeden yaşayabileceklerini söylemiştir. Bunu bir din, bir inanç haline getirmiş bir filozoftur. Bir özgür yaşam filozofudur.
İşte Onun yol arkadaşları da Tekoşer arkadaşı aynı özelliklerinden dolayı Mani’ye benzetiyorlar. Kime sorsanız “Tekoşer mi, karıncayı bile incitmez, tertemiz bir yoldaş” diyorlar. Duydukça insanın yüreği büyüyor. Ondan söz edilmesi dahi insanda bir temizlenme, bir insanlaşma, insanca yaşama istemi uyandırıyor.
‘Dışarıdan gelen insanı kirletmez, içinde olmadıkça’ diyor İsa bu söz Tekoşer arkadaş içinde geçerliydi. Tekoşer yoldaş da hiçbir kötü alışkanlık almadan temiz özünü korumayı başarmış bir insandı. Bu nedenle Önder Apo’nun felsefesiyle tanışınca hiçbir zorluk yaşamadan çok çabuk içselleştirip kararlı adımlarla yürümeyi başaran ve her yoldaşının yüreğinde en güzel ve sarsılmaz yere yerleşen bir gerillaydı.
Maraş-Afşinli olan Tekoşer yoldaş 1962 doğumlu olup 1997 yılında özgürlük saflarına katılmıştır. Partinin en hassas çalışmalarında yer almış, çalışmalarına eksiksiz yapmıştır. Tüm görevlere yaklaşımı çok titizce olduğundan her işinde sonuç alıcılığı bilinir olmuştur. Güvenilir kişiliğinden dolayı, birçok hassas çalışmayı parti ona vermiş, onun iradesinden, iş disiplininden ve bağlılığından emin olan yoldaşları da bu güveni her an onda görmüşlerdir.
Parti çalışmalarında eski ve yetkinleşmiş, özellikle kişiliğiyle bu yetkinliği yaratmış bir arkadaşımızdı. Yaşamda az konuşur ama duruşuyla PKK’nin eski militanlarının duruşunu ve heybetini yansıtırdı. Saygınlığıyla bulunduğu ortama saygınlık ve ciddiyet katardı.
Doğanın ve hayvanların dilini çok iyi anlayan ve insana olan sevgisiyle bütün arkadaşlarının gönlünde yer edinmeyi hiç zorlanmadan başarmış biriydi. Toprakla uğraşmayı sever, ekim işlerini çok severdi. Onun Kürdistan dağlarına, Zagros eteklerine ektiği fidanları Zagros’u bilen her gerilla bilir. Fidan ekmeyi çok büyük bir zevkle yapardı. Bundan büyük heyecan duyardı. Bitkilerle adeta konuşurdu. Asla yersiz ve sebepsiz bir yoldaşını kırmaz büyük saygı be sevgi duyardı arkadaşlarına. Bir karıncayı bile incitmezdi. Bir çocuk kadar saf ve samimiydi.
Kapitalizmin bireyci ve maddiyatçı yanlarını bilince çıkardığından bireyciliğe ve maddiyatçılığa büyük öfke duyardı. Bencilliği asla tahammül edemezdi. Maddenin insanı köleleştiren yanını çok iyi görmüş, yaşam tecrübesi edinmiş ve elini eteğini maddi dünyanın kandıran yanından çekmiş bir yürek savaşçısıydı Tekoşer yoldaş.
4 Nisan da Önderlik bahçesinin yapımında büyük bir emek ve çaba göstermişti. 4 Nisan akşamı gidip büyük bir araziyi gezmiş, yüzlerce fidan kesip hazırlamış, bir sürü meyve ağacı gidesi getirip akşamdan suya koymuştu. Yarın 4 nisandı ne de olsa, Önder Apo’nun doğum gününe atfen gerillalar ağaç dikiyordu. Tekoşer yoldaş da bu yeni doğumların en güzel hazırlayıcısı olmuştu. Bizde en güzel olmak en fazla emek vermek ve emeğini toprağa kök salan ağaçlar gibi sağlam sonuçlara ulaştırmakla mümkün oluyordu. Tekoşer yoldaşın zaten her zaman yaptığı da buydu.
Sabah güneşin doğuşuyla bir çocuk kadar heyecanlı ve moralli bir şekilde guruba öncülük etmiş becerikli elleriyle bahçenin projesini çizmiş, arkadaşlara anlatmış, özenerek toprağı kazarak kanalları hazırlamış ve bu konudaki tecrübeleriyle diğer arkadaşların da fidan dikimine yardım etmişti. Bahçeyle bizzat ilgilenmişti. Her karışında onun teri vardı. Su kanallarını kendi elleriyle kazarak toprağa tutunan fidanları suya kavuşturmuştu.
Tekoşer yoldaşı çalışırken gören herkeste çalışma azmi ve istemi gelişir ve daha fazla çalışırdı. Çünkü o yaptığı işi severek yapardı. Hele toprakla uğraşırken bir başka olurdu. Aşkla dokunurdu toprağa. Baharla birlikte araziyi süsleyen otları toplar ve özenle hazırlar ve çok lezzetli yemekler yapardı. Yaş itibariyle diğer arkadaşlardan büyük olmasına rağmen hiç durmaz sürekli bir işlerle uğraşırdı. Hayata yeni başlamanın yüreğini genç tutmanın coşkusunu her an yaşar ve birlikte yaşadığı yoldaşlarına da yaşatırdı. Onu anlatmak için emek sözü tam da doğru bir kelimedir.
İnsanlarla nasıl diyalog kurması gerektiğini iyi bilir herkesle ilişkilenirdi. Genç arkadaşlarla doğru bir temel de ilişkilenir, yanlış bir yaklaşım gördüğünde bu yanlışlığı arkadaşlarına kavratarak aştırmayı esas alırdı. Ayrıca kendi kişisel eğitimini de ihmal etmez sürekli okur ve yanında sürekli Önderliğin bir eserini bulundururdu. Önderlik felsefesinde bilinçlenmeyi esas alır ve büyük bir aşkla bağlılığını her fırsat da belli ederdi.
Tekoşer yoldaşın karıncayı bile incitmeyen yapısına karşın düşmana karşı büyük bir öfkesi vardı. Bundan kaynaklı savaş cephesinde yer almak için her zaman kendini dayatırdı. Bedewe eylemine katılmak için kendini çok dayatmış, arkadaşların karşı çıkmalarına, hatta bir çok arkadaşın bu konuda sert tartışmalara girmesine rağmen bu eylemde yer almış, büyük bir heyecanla eylem hazırlıklarına katılmıştı. 5 Temmuz 2010 günü gerçekleştirilen eylemde Tekoşer yoldaş ölümsüz şehitlerimizin arasına katılmıştı.
Yaz ortasıydı.
Temmuz’un ilk günlerinde havaların oldukça ısındığı, yüreklerin kendi ısısına sığamayıp volkanlaşmak istediği zamanlardaydı. Toprağın güneşin rengine kendini yakınlaştırdığı, giderek sarardığı günlerdi. Böyle günlerde kendi toprağına benzemeye çalışan insanlar, altın yürekli Kürdistanlı devrimciler yüreklerini omuzlamış bir tarihi yeniden yazma yürüyüşüne çıkmışlardı. Bu yolculardan biri olan Tekoşer yoldaş, yolun en güzel, en sevilesi, en yürek paylaşanı ve en temiz hakikat arayışçısı olarak kendini yola katmış, kendi ölümsüzlüğüyle kendini yol yapmıştı.
Dilzar Dîlok