HABER MERKEZİ – Yunanistan’ın Lavrio kampında Tevgera Jinên Kurdistan a Ewropa (TJK-E) ve Avrupa Jineoloji Komitesi (Komiteya Jineolojiya Ewropa) tarafından Jineoloji semineri verildi.
Seminerin yapıldığı alana kadın devrimcilerin fotoğrafları ve Halklar Önderi Abdullah Öcalan’ın posterleri asıldı. Seminere çok sayıda kadın ve erkek katıldı. Seminer saygı duruşu ile başladı. Açılış konuşmasını TJK-E üyesi Berivan Karakoyun yaptı.
Bilimin iktidara yakın, topluma uzak olması ve toplumun ihtiyaçlarına cevap vermesi gerektiğine dikkati çeken Berivan Karakoyun, Jineolojinin kendisini bu eleştiriler üzerinden inşa edeceğini ifade etti. Jineolojinin toplumla birlikte inşa edilecek bir bilim olduğuna vurgu yapan Berivan Karakoyun,
“Bütün bilimlerin anası olan toplumbilimin cinsiyetçi ve iktidarcı inşası toplumsal yapıyı parçalamıştır. Bu temel sorunsal da yeni bir yöntem-bilim ihtiyacını doğurmuştur. Bu bilim ihtiyacı ise toplumsal doğanın hem fizik, hem de anlam olarak en geniş bölümünü teşkil eden kadının bilime konu edilmesiyle karşılanabilir. Yapısal sorunların kaynağında kadının eril zihniyetin insafına bırakılması hakikati yatmaktadır. Bunun çözümü ise kadın zihniyet dünyasının inşaasına mümkün olabilir. Bu bağlamda kadın özgürlük mücadelesine hem teorik hem de pratik düzlemde önemli katkılar sunmuş olan Kürt Ulusal Önderliği Abdullah Öcalan’ın verili olanın dışına çıkarak geliştirdiği Özgürlük Sosyolojisi yöntem-bilimi ve Yorum Sanatı metodu çığır açıcı niteliktedir” diye konuştu.
Son olarak söz alan Avrupa Jineoloji Komite Üyesi Sara Marcha ise Kürtçe yaptığı ve Kürtçe devam ettiği konuşmasına şöyle konuştu:
“Jineoloji Kürtçe bir kavramdır. Jineoloji öz olarak kadın bilimi anlamına gelmekte, burada kadın ve bilim sözcükleri ‘Demokratik, Ekolojik ve Kadın Özgürlüğüne Dayalı Paradigma’ temelinde yeniden tanımlanmaktadır. Serok Abdullah Öcalan’ın yoğunlaşması üzerine “Demokratik, Ekolojik ve Kadın Özgürlüğüne Dayalı Paradigma”yı sunmuştur. Bu dünya kadınları için büyük bir şans ve fırsattır. Abdullah Öcalan’ın belirttiği gibi kadını bir cins olmanın ötesinde “sosyolojinin özü” olarak ele almak ve bu temelde tahakküm ilişkileri başta olmak üzere tüm sömürü sistemini çözümlemek temel gayesi olmaktadır. Toplumsal cinsiyetçilik üzerinden gelişen tüm iktidar ideolojilerine-bilmelerine karşı bir çıkışı ifade ettiği gibi kadın kırımının aynı zamanda toplum kırımı olduğunun bilinciyle bu kırıma karşı mücadele etmenin bilimi olmaktadır. İktidar merkezli yaşam anlayışının sosyal yaşamı tıkattığını belirtmektedir.
Bu eksende Jineoloji kadın potansiyelini ifadeye kavuşturmanın bilimsel, felsefi, sanatsal, eylemsel yapılanmasını yaratabilmenin bilimi olmaktadır. Jineolojinin amacı ve kapsamına dair tartışmalar sürmekle beraber şimdiye kadar yapılan belirlemelerin ışığında kavram kuram ve kurumsallaşma anlamında belli adımlar atıldığını belirten Sara Marcha “Kadın bazı yer ve zamanlarda insan yerine bile konulmadigini, erkeğin malıymış gibi, cinsel obje ve hep bir köle olarak bakılıyordu. Reber Abdullah Öcalan’ın belirttiği gibi, “Jin Jiyan Azadî” formülünü anlama, bu eksende kadın yaşam ve özgürlük ile ilgili araştırmalar yapma ve gelistirilmektedir. Kadın doğasının ve bununla bağlantılı toplum doğasının aydınlatılması, kadının kölelik ve özgürlük tarihinin yazılması, kadın devriminin dayandığı bilgi yapılanmasının oluşturulması, dünya kadın konfederalizmine doğru bütün kadın hareketlerinin dayanacağı bir sosyal bilim anlayışı olarak gelişmeyi esas almaktadır.” diye konuştu.
Etkinlik “Jin Jiyan Azadi” sloganlarıyla son buldu.