BEHDINAN – Komalên Ciwan Koordinasyon üyesi Lêgerîn Artemetan, işgalci Türk devletinin son dönemde Kurdistan’ın dağları ve şehirlerinde geliştirdiği işgal saldırılarını, saldırılara karşı gençlik ve genç kadının neden hedef alındığını, işgale karşı nasıl bir tepki verilmesi gerektiğini Ajansımıza verdiği röportajda değerlendirdi.
Komalên Ciwan Koordinasyon Üyesi Lêgerîn, ilk olarak işgalci Türk devletinin hain saldırısı sonucu şehit düşen, PKK Merkez Komite üyesi Şehit Kasım Engin’in anısı karşısında intikam sözünü yineleyerek konuşmasına başladı, “Öncelikle 27 Mayıs’ta şehit düşen heval Kasım Engin’i, Heval Kasım Engin şahsında bütün Devrim Şehitlerini anıyor, önlerinde saygıyla eğiliyorum. Heval Kasım Engin şahsında da özellikle bu son süreçte şehit düşen bütün yoldaşlarımızın intikamını alacağımızı buradan yinelemek istiyorum.
Bizler ve mücadele açısından bu şehadet, önemlidir. En azından bu şehadeti gençlik açısından değerlendirdiğimizde, bu mücadelenin daha fazla büyütülmesi gerektiğini bir kez daha bize gösterdi. Biz bu şehadeti böyle değerlendiriyoruz. Devrimi büyütme ve mücadeleyi yükseltme adına gençlik olarak bunu hem sahipleniyor hem de bizler açısından bu mücadeleyi daha da büyütme ve zafere taşımanın sözünü belirtmek gerekiyor.”
SALDIRILAR PKK’Yİ DEĞİL KÜRT HALKINI YOK ETMEYE YÖNELİKTİR
Lêgerîn Artemetan işgalci Türk devletinin gerçekleştirdiği saldırıların normal saldırı mantığıyla gelişmediğini ve sadece PKK’yi değil Kürt halkının hedef alındığını belirtti. Lêgerîn, “Aslında son süreçte yaşanan bu saldırıların faşist Türk devleti tarafından yapılmasını, sıradan ve normal bir politika olarak değerlendirmiyoruz. Çünkü neredeyse her gün Kürt halkı üzerinde, Önderliğimiz ve şehitler üzerinde çok ciddi operasyonlar yapılmaktadır. Buna karşı elbette daha fazla mücadele edeceğiz. Mutlaka herkeste dikkat etmiştir bu son dönemde yapılan saldırılar, Kürdü bitirmeye yönelik yapılan saldırılardır. Kurdistan’ın 4 parçasında yürütülen bu savaşı özelde Kuzey’de yürütülen bu savaşın aslında nelere takammül ettiğini görüyoruz. Bir şehitlere yaklaşım konusunda, halkımıza yaklaşım konusunda bu son dönemde ortaya çıkıyor ki sadece PKK’yi yok etmeye yönelik değil ya da her daim söylüyorlar ya iyi Kürt, kötü Kürt diye ayırdıklarını. Yapılan son operasyonlarda gördük ki iyi Kürt kötü Kürdü ayırma gibi bir hesapları yok. Tamamen bir bütüne Kürdü imha etmeye yönelik operasyon ve kirli politikaları var.”
DEVLET KÜRDE YAŞAMA HAKKI VERMİYOR
Komalên Ciwan Koordinasyon Üyesi Lêgerîn Artemetan, “Bu yaşanan şehitler karşısındaki, aileler kutular içerisinde gönderilen yoldaşlarımızın cenazesini yine bununla beraber mezarlara yapılan saldırılar, yine sokakta Kürt halkına, Kürt gencine ve kadınına yönelik yapılan saldırı operasyonları, tutuklamalar. Zindanlara atılan Kürtlerin sayısı yok yine bununla beraber dağlarımıza yapılan operasyonlar, dağlarımız yakılıyor her gün neredeyse halkımızı köylerimiz bombardıman altında. Bunlara karşı elbetteki ne kabul edilecek bir duruş ne de buna karşın yapılan saldırların ne kadar dozajının tamamen arttığını tamamen dozajının nerelere vardığını görmekteyiz. Baktığımız da ifade edilen, Kürdün bir toprak parçasında bile kalmayacağını, Kürdün mezarının bile olmayacağını, Kürdün dilini bile kullanmayacağı, Kürdün kültürünü bile yaşatmayacağını, Kürdün bir dilinin bile olmayacağını, Kürdün bir evinin bile olmayacağının ifadesidir bu. Bizler bu durumu böyle değerlendirmeliyiz. Yapılan bu saldırılar karşısında elbette bir mücadelenin yürütülmesi gerektiğine inanıyoruz. Mutlaka buna karşın bunu kabul etmeyen bir duruş vardır. Özelde Kuzey gençliğinin bunu kabul etmediğini biliyoruz. Bir bütünen bu saldırıların gençlik üzerinde yürütüldüğünü gözüküyor zaten. Ajanlaştırma, fuhuş, taciz, tecavüz yine bununla beraber sokakta gençliğine yönelik yapılan saldırılar tarafından özel hedef seçildiğini biliyoruz. Yine kadın hareketine yapılan operasyonlar, genç kadına yapılan saldırılarla devlet tarafından bir hedef haline getirildiğini görmekteyiz.
Son olarak gördük ki Kürtçe şarkı dinledi diye katledilen bir Kürt genci var. Faşizmin bize karşı demek istediği, ‘Senin yaşamsal, onursal, kültürel hiçbir şeyini kabul etmiyorum!’ Biz gençlik olarak buna karşın ne yapmalıyız peki? Tabii ki sadece, ‘Kınıyoruz, kabul etmiyoruz’ ya da sıradan bazı basın açıklamaları ile faşizm püskürtülemez ve faşizme geri adım attırılamaz.”
“DEVLET PKK’Yİ BİTİRECEĞİZ DEDİKÇE GÜÇSÜZLÜĞÜNÜ BELİRTİYOR”
Komalên Ciwan Koordinasyonu Üyesi Lêgerîn Artemetan, AKP-MHP faşizmin saldırılarının bu derce artmasının aslında faşizmin köşeye sıkışmışlığını ifade ettiğini ve Kürt gençliğinin buna karşı radikal bir mücadelenin takipçisi olması gerektiğini dile getirdi ve devam etti, “Faşizmin bu kadar doruk noktasını yaşadığı bir süreçte gençliğinde mücadelesini yükseltmesi gerekiyor. Bu durum şöyle değerlendirilmemelidir, ‘Aman biz buna karşı koyamayız, aman devlet çok güçlü, TC devleti bizi bitirecek’ anlamına gelmiyor. Faşist Türk devletinin en zayıf sürecini yaşadığını belirtmek gerekiyor. Bu kadar faşizm, saldırı kendini kaybetmenin belirtisidir. Neredeyse gerilla alanlarında, Kurdistan’ın dağlarında operasyon yapmadığı, bombardıman yapmadığı tek bir gün bile yok. Televizyon’da her gün takip ediyorsunuz, ‘Bitti, Bitecek, PKK’yi bitiriyoruz’ diyorlar. 40 yıldır her zayıf oldukları süreçte sarıldıkları tek sonuç bu oluyor. Kendi faşist kesime umut vadederek, kendi diktatörlüğünü devam ettirmeye çalışıyor. Dolayısıyla biz gençlik olarak da buna karşı yapabileceğimizin en üst düzeyde bir mücadele yürütmek gerekiyor.”
‘DEVLETİN KURUM VE İŞBİRLİKÇİLERİ, YURTSEVER GENÇLİĞİN HEDEFİ OLMALIDIR’
Gençliğin işgal saldırıları konusunda içine girmesi gereken pratiklere dikkat çeken Lêgerîn, “Her yurtsever gencin yapabileceği bir şeyler vardır. Biz bunun inancındayız. Ne yapabilirim? Yapabilecek herhangi bir şeyim yok ya da korkuların, kaygıların olması kabul edilebilecek bir durum değil. Biz neyin korkusunu, kaygısını yaşıyoruz? Eğer benim dilim yoksa, kültürüm yoksa, eğer benim yaşayacak herhangi bir vatanım yoksa bunun o kadar kaygısal ve korkusal yaklaşılması kabul edilemez. Çünkü bu onursal bir savaştır, şeref savaşı, namus savaşıdır. Dolayısıyla bu savaşta herkesin katkı sunabileceği bir şeyler vardır. 3 kişi, 4 kişi, 1 kişi olabiliriz Ama yapabileceğimiz bir çok şey vardır. Devletin bir çok kurumu vardır, devletle işbirlikçi olan bir çok kesim vardır, dükkanlar, iş yerleri vardır. Bunların hepsini imha etmek, devleti güçsüz duruma getirmek, küçükte olsa her gencin yapabileceği şeylerdir.
Gençlik olarak kendi gücümüzü küçümsememek gerekiyor çünkü devletin bu kadar gençlik üzerinde operasyon yapması ve politikalar yürütmesi gençlikten korkusunun ifadesidir. Demek ki bizim sadece bu nokta da gençlik olarak gücümüzü fark edip, buna karşın savaşmak gerekiyor.” dedi.
‘ONUR SAVAŞINDA HERKESİN MUTLAKA YAPABİLECEĞİ BİR ŞEYLER VARDIR’
Komalên Ciwan Koordinasyon Üyesi Lêgerîn Artemetan tarihi bir süreçten geçtiğimizi ve gençliğin bu bilinçle mücadeleye katılım sağlaması gerektiğine dikkat çekti ve ekledi, “Başta da belirttiğimiz gibi Kurdistan’ın 4 parçasında gelişen bu saldırılara karşı mücadele yürütmek gerekiyor. Özelde Kuzey gençliğine biz sesleniyoruz, bu kadar saldırılar ve soykırımlar karşısında gerçekten de tarihi bir süreçten geçtiğimizi belirtmek gerekiyor. Çetin bir süreçten geçiyoruz. Dolayısıyla her gencin bu bilinçle katılım sağlayıp buna karşı mücadele yürütmesi gerekiyor. Bu tarihi süreçte mutlaka yapabileceğimiz bir şeyler vardır. Bu onursal savaşta herkesin mutlaka bir payı vardır. Böyle yaklaşım sağlayıp böyle katılmak gerekiyor.”
‘SÜREÇ İNTİKAM ALMA SÜRECİDİR’
Lêgerîn Artemetan sürecin intikam alma süreci olduğunu belirtti ve konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı, “Biz biliyoruz ki bu tarihi süreç öyle basite alınabilecek bir süreç değildir. Bu tarihi süreçte mutlaka bütün gençler şöyle demelidir, ‘Ben orada olmalıyım demelidir.’ Çünkü an gelir, ‘Biz keşke orada olsaydık, keşke bunu yapmalıydık’ diyeceğimiz dönemler olmamalıdır. Dolayısıyla her gencin bu şekilde katılması ve bu süreci böyle değerlendirmesi gerekiyor. Gün kazanma günüdür, gün bu mücadeleyi zafere taşıma günüdür, gün bu saldırılar ve şehadetler karşısında, bu kadar operasyon karşısında intikam alma sürecidir. Bütün gençlerinde bu temel de katılım sağlayacağına inanıyoruz.
Başta belirtiğimiz gibi heval Kasım şahsında gelişen bu saldırıları gençlik olarak kabul etmediğimizi ve intikamını alacağımızı belirmek istiyoruz.”
NC// Faraşîn Sîdar