HABER MERKEZİ
Kürdistan halkına ancak köleliği reva gören faşist Türk devleti PKK’nin yükselişine engel olmak için Amed cezaevini model seçmişti. Yalnızca içerisi değil, dışarısı da eşdeğer ölçüde faşist uygulamalar altındaydı. Böylesi bir dönemde Kemallerin, Hayrilerin direnişleri düşmana PKK’nin asla teslim alınamayacağı korkusunu salarken, Kürdistan halkına ise yiğit evlatlarına güvenmesi gerektiğini öğretmiştir. 1980 faşist diktatörlüğü özünde demokratik istemlerin ve Kürdistan devriminin yok edilmesini amaçlıyordu. Kemal, Hayri, Sakinelerin Amed zindan direnişi ve ardından 15 Ağustos atılımı ile düşmanın bu yönelimi boşa çıkarıldı. Önder Apo Amed zindanında yok edilmeye çalışılan PKK iradesini Ortadoğuya ve ardından tüm Kürdistan’a çıkardı.
Bugün Önder Apo’nun üzerindeki insanlık dışı tecrit politikasının 12 Eylül faşist diktatörlüğünün Amed zindanı pratiğinden hiçbir farkı yoktur. Önder Apo tutsaklığını büyük bir ideolojik yoğunlaşma ile yeni bir doğuşa çevirmiştir. Bu doğuşun sonuçları Ortadoğu devriminin temellerini atmıştır. Bugün Kürt halkının yanı sıra, on binlerce Arap ve Süryani genci Ortadoğu devriminin savaşçıları haline gelmiştir. Tüm Ortadoğu’da Apocu hareket belirleyici bir güç haline gelmiştir. Bu durum Türk faşist özel savaş devletinin ecel terleri dökmesine neden olmaktadır. Önderliğin tecrit edilmesi Apocu hareketi onun stratejik aklından yoksun bırakma, böylelikle kırıma uğratma politikasıdır.